Sen Pes Edebilirsin

23 2 0
                                    

Jisung güzel bir sırıtışla telefonuna bakarken içeri giren kişinin adını bağırmasıyla ufak bir geriye sıçradı.

"Woo! Korkuttun beni."

"Kiminle konuşuyorsun?"

"Sana ne?"

"Merak ettim. Annen aşağıya çağırıyor seni. Neden bilmiyorum."

"Geliyorum şimdi."

Jisung hızlıca yataktan kalkıp annesinin yanına indi. Ona tam neden beni çağırdın diye sorucakken annesi konuştu.

"Jisung'cum. Neden bizimle oturmuyorsun canımın içi?"

"Fazla kalabalık sevmiyorum. Rahat hissedemiyorum."

"Anne! Jisung ile yukarı çıksak. Madem burada rahat edemiyor. Hem zaten sizin konuşmalarınız bizi boğar. Sıkılırız biz."

"Tamam çıkın siz yukarı o zaman."

"Sağol canım annem. Hadi Jisung gidelim."

Wooyoung önden giderken Jisung da arkasından onu takip ediyordu. Odaya girdikleri gibi Wooyoung kendini yatağın üzerine bırakırken Jisung kenardaki kanepeye bırakmıştı kendini. Eline kitabını alıp okumaya başlamıştı. Wooyoung ise yapacak bir şey olmadığı için ofluyordu.

"Oflayıp, puflamayı bırakır mısın? Bir şey okuyorum şurada."

"Jisung."

"Hmm?"

"Bana neden hep kaba davranıyorsun?"

"Nedeni belli değil mi?"

"Bunun benim suçum olmadığını da biliyorsundur herhalde. Tamam küçükken baya şakalaştık bu konuda hakkında ama gerçekten gerçekleşeceğini düşünmemiştim. Seni üzmek ya da kızdırmak istememiştim. Sadece ailemi durdurabilmenin bir yolunu bulabilseydim çoktan durdurmuştum. Ama onlar çoktan kararlarını vermişler. Bu yüzden bana artık kötü davranmayı bırakır mısın? Bir şeylerin kötüleşmesini değil daha iyi olmasını istiyorum. Zorla bana değil de sevdiğine kavuş istiyorum ama olmuyor. İleride belkide birlikte yaşamak zorunda kalıcağız. O zamanda mı böyle davranmaya devam ediceksin?"

"Çoktan kararlarını vermişler deyip de pes edebilirsin sen. Ama ben bir çözüm bulmak istiyorum. Madem sende istediğimi yapabilmemi istiyorsun bir çözüm bulmama yardım et. İleride birlikte yaşamak zorunda kalmak istemiyorum ben. Kendi sevdiğimle bir evde mutlu mesut yaşamak istiyorum. Sen pes edebilirsin çünkü senin sevdiğin benim. Ama ben pes etmem, edemem. Ailemde bir şeyler değişsin diye her zaman çaba gösterdim ben. Bunda da öyle yapıcağım. Sevdiğim biri varken neden hallerimden vazgeçmek zorundayım ki? Seninle evlensem de sanma ki mutlu mesut bir hayat geçireceğiz. İnan her şey çok berbat olucak. Bu yüzden ne olursa olsun ailemi bundan vazgeçirmeliyim. Şimdi beni rahat bırak. Ha bu arada cesaretin de hiç yok söyleyeyim. İstemediğini ailenin yüzüne söyleyemeyecek kadar cesaretsizsin ya da bana iyi rolü yapıyorsun ama aslında evlenmek istiyorsun. İkinci seçeneği daha mantıklı buluyorum her zaman."

"Sana iyi rolü yapmıyorum!"

"Öyle mi?"

Jisung'un sorusuyla Wooyoung ağzını açamadı sadece yatakta oturup telefonuna baktı. Jisung da göz ucuyla onu kontrol etmiş ardından o da kitabına dalmıştı.

Selam!

Bu bölüm biraz kısa farkındayım. Ve ben pazar günü yayınlamam gerektiğini unuttum. Sanırım buna da alıştım.

Siz ne yapıyorsunuz? Gününüz nasıl geçiyor?

Umarım güzel günler geçirirsiniz. Ben şimdilik gidiyorum. Görüşürüz.

AnyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin