Any

Küsüm Ben Sana

Jisung'un doğum günüydü. Hyunjin ve Changbin ile birlikte dışarı çıkmıştı Jisung diğer herkes ise süpriz için etrafı düzeltiyordu. Felix dışında tabi. O elinde tuttuğu yüzükle strese girmişti. Jisung'a aşıktı bunu anlamıştı ancak sevgili bile olmadan evlilik teklifi etmesi biraz aşırıydı ancak Jisung'un babasından korkuyordu Felix. Hayır babasından değil annesi Bayan Han çok korkutuyordu Felix'i. Çünkü Jisung'un hayatını yönlendiren her zaman Bayan Han'dı. Yalan haberleri medyaya yayması da olası bir şeydi.

Wooyoung'u ve ailesini ilk gördüğünden beri hayrandı Bayan Han. Hayranlıkta değildi tek. Onların hayatını istiyordu. İmreniyordu. Sırf bu yüzden oğlunu bile harcayabilirdi. O ailenin bir parçası olmak için her şeyi verebilirdi.

Felix de bundan korktuğu için Jisung ile evlenecek ve bunu önceden her yere yayacaktı ki biri bunları yalanlayamasındı. Zaten Felix'in elinde gerçek bir belge olduktan sonra kim ne diyebilirdi ki?

Felix'i korkutan ikinci şeyde Jisung'un bu evliliği istemeyeceği düşüncesiydi. Evet Jisung Felix'e aşıktı ancak bu onun özellikle daha on sekiz yaşındayken evlenmek istemeyebileceği gerçeğini değiştirmezdi.

Felix en sonunda Minho'nun dürtmesiyle kendine geldi.

"Jisung'lar gelicek birazdan. Kalk da üstünü değiştir."

Hızlıca toparlandı Felix. O üstünü giyinmeye giderken diğerleri kalan son şeyleri yerleştiriyordu. En sonunda kapının zili çaldığında herkes plana göre yerleşti. Kapının önünde duran Felix yapay göz yaşını gözüne dökmüş ve kapıyı açmıştı. Jisung Changbin ile kavga ederken bir anda Felix'e döndü. Neden hiç ses çıkarmamıştı?

"Yongbok? Ağladın mı sen?"

Elinde olan iki poşeti de yere bırakıp ayakkabılarını da çıkararak Yongbok'un yanına ulaştı.

"Ne oldu?"

"Boşver Jisung. İyiyim ben."

"Yüzün hiç öyle demiyor Yongbok. Ne oldu?"

"İçeri geçelim mi?"

Jisung başını salladı. İçeriye girdiklerinde ise bir anda patlayan konfetiyle yerinden sıçradı Jisung. Felix arkasından kahkaha atarken ona doğru ilerledi.

"Ne kadar endişelendim senin haberin var mı? Bu yaptığın vicdansızlık. Resmen ne oldu diye kafamda iki saat senaryo kurdum! Çok acımasızsın."

"Ama şimdi aşkım. Başka bir şey yapsam anlardın ama. Sadece bana odaklan istedim."

Jisung ellerini göğüslerinde kavuşturmuş Felix'e arkasını dönmüştü. Felix ise ona arkasını dönmesini fırsat bilmiş diz çökmüştü.

"Jisung."

"Hı?"

"Arkanı dönsene."

"Dönmem. Küsüm ben sana. Ödümü kopardın."

"Dön yine küsersin sonra."

"Yaptığın vicdana aykırı bir şey Lee Yongbok."

"Dön artık arkaya!" dedi her bir ağızdan diğer çocuklar.

Jisung yavaş yavaş arkaya dönerken gördüğü yüzükle vücudunu hızla çevirmiş kocaman gözlerle Felix'e bakıyordu.

"Felix."

"Hmm."

"Elinde niye yüzük tutuyorsun?"

"Sence?"

"Sevgililik teklifi için yüzük almadın değil mi?"