|00|

145 24 29
                                    

"Anne, güller çok güzel! Bir tanesini koparabilir miyim, lütfen?" Annesi bıkkın bir şekilde kafasını sallayınca minik oğlan gülerek pembe güllerin yanına gitmiş ve dediği gibi, bir tanesini koparıp geri gelmişti.

"Saçıma takabilir miyiz bunu? Lütfen yapar mısın, annecim? Ben yapamıyorum, çok zor." Dudağı büzülü bir şekilde küçük elleriyle gülün dikenlerini umursamadan tutup saçına takmak istese de annesi birden onu elinden çekmiş ve yere atmıştı.

"Kim Sunoo! Kız gibi davranmayı bırak demedim mi sana?" Annesinin bağırmasıyla irkilen çocuk, tenine batan dikenlerin acısını unutmuştu bir anlığına. Parmakları kanıyordu ve sertçe çektiği için avuç içini de çizmişti dikenler. Canı yanıyordu, annesi bağırıp çocuğu korkutuyordu.

"Ö-özür..di-dilerim." Ağlayarak zorla söylediği sözler sonrasında kadın onun ağladığını görüp daha da sinirlenmiş ve tenindeki dikenlerin daha derine batmasına neden olacak kadar sıkıca minik oğlanın elinden tutup peşinden sürüklemeye başlamıştı.

"Tanrı bana erkek evlat mı verdi, bir kız çocuğu mu, belli değil. Ağlayıp durma, sesini duymak istemiyorum." Annesini daha fazla kızdırmamak için diğer iyi durumda olan minik eliyle ağzını kapatmaya, ağlamasını engelleyip susmaya çalışmıştı. Ama elinde değildi ki! Canı çok yanıyordu. Üstelik elinin acısı yetmezmiş gibi bir de sürüklenerek götürüldüğü için kendinden bile uzun olan otlara, taşlara sürtünüp, çarparak gidiyor, yeni yaralar açılıyordu küçük bedeninde.

"Defol, nereye gidersen git! Gözüm görmesin seni!" Sunoo hala elini ağzından çekmeyerek titreyen bedeniyle yukarı kata, odasına çıkmazdan önce banyoya girip yara bantlarını almıştı.

Odasına gelip yatağının önündeki aynanı karşısına geçip yere oturunca hıçkırarak ağlamaya başlamıştı halini görüp. Bembeyaz bedeninin her yeri çizik veya kızarıklarla doluydu. Otlara sürtünüp tahriş olmuştu tüm dizi ve kolları.

Daha 7 yaşındaydı halbuki. Aynada kızarmış yanakları, dolu gözleri, kanattığı dudaklarıyla hayata karşı sevgisini kaybetmeye başlarken, daha 7 yaşındaydı.

Yaşıt oğlanlara nazaran daha cılız, minik bedeni vardı. Sınıf arkadaşları onunla hep kıza benzediği için dalga geçer, hiç kimse arasına almaz, hep dışlarlardı onu. Ama Sunoo kendinde gayet eğlenceli bir çocuktu. Hayat doluydu. Oyuncak ayısıyla güzel oyunlar oynar, yeni şeyler uydururdu hatta! Zekiydi o.

Fakat dediğim gibi. Tüm parlak yanları kararmaya başlarken o henüz 7 yaşındaydı.

"Doğum günüm kutlu olsun.."

"Doğum günün kutlu olsun, Sunoo." Gözünden düşen yaşlar eşliğinde elindeki marketten aldığı kekin üzerindeki minik mumu üflemişti.

18 yaşı olan genç, geçen senelerin hiç birinde mutluluğu bulamamıştı. Lakin dileği senelerdir hiç değişmemişti.

'Hayallerimi bana geri ver, Tanrım.'

"Okul birincimizi açıklıyorum!" Müdürün gür sesiyle herkes yüksekten konuşmayı kesip fısıldaşmaya başlamış, Sunoo ise oturduğu ağacın dibinde, daha da yok olmak istermiş gibi küçülüp kolunu dizlerine sarmıştı.

"Kim Sunoo!" Duyduğu kendi ismiyle şaşkınlığını gizleyememişti. Büyüttüğü gözleriyle etrafa bakıp, gerçekten doğru mu duydu diye emin olmak istese de, yine aynı şey olmuştu.

Gözleri küçük, siyah çekik gözlerle kesişmişti. Onun yüzündeki gurur ifadesi, birden ona gülümseyip alkışlamasıyla titrek bir nefes vermişti. Japon çocuğu hiç anlayamıyordu. Okula geldiği 2 sene boyunca hep Sunoo'ya yaklaşmaya çalışmış, garip davranmıştı.

Birden üzerine koşup sarılan uzun çocuğa hiç bir tepki gösteremiyordu bu yüzden. Çok sıkı sarılmıştı, kafası boynunda, istemsizce onun ferah kokusunu içine çekiyordu.

"Seninle gurur duyuyorum, tilki." Dedikleri tilki'yi daha da çıkmaza sokarken, o mutluydu. "Hadi kürsüye git, seni bekliyorlar." Birden bedeninden ayrılan kollar ve belinden ittirilmesiyle öne doğru istemsiz bir kaç adım atmış, herkesin gözünü üzerinde hissetmesiyle gerilmişti.

"Kim Sunoo! Senin hep yaşıtlarından daha akıllı olduğunu biliyordum. Zeki çocuğum benim." Kendine engel olamadan göz devirdi.

Ne zaman yaşıtlarından daha bilge değil de, gerçekten bilge olabilecekti?

________
merhaba
baya duygusal bir fic olacak gibime geliyor. çok karışık bir dönemde yazıyorum, bir nevi zihnimi rahatlatmak için yani. umarım severek okursunuz

bölüm şarkısı
Olivia Rodrigo- Teenage dream

moonstruck // sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin