woosanhwa
top: sanhwa
btm: wooyoungfemwoo, threesome, cheating
-
"San!" Küçük olan yumuşak ses tonuyla bağırırken, yedek anahtarıyla yurt odasına girdiğinde derin bir nefes aldı. Sabahtan beri girdiği dersler kelimenin tam anlamıyla üzerinden tır gibi geçmiş, beynini bulandırmıştı. Üstüne üstlük bir de giydiği eteğe laf atanlar vardı, San duysa öldürürdü. Sonunda tamamen içeri geçtiğinde, erkek arkadaşına ait olan ceketi çıkarıp tekli koltuklarına koyarken gördüğü bedenle kaşları havalanmıştı. San'ın tıp fakültesinden arkadaşı Seonghwa odalarında neredeyse sarhoş bir şekilde oturuyordu.
"Wooyoung-ah, ne kadar güzel görünüyorsun. San'ı dekan çağırdı, gel ve otur birazdan gelir." Wooyoung cümleleri savsak adama kafasını salladı, ceketini koyduğu tekli koltuğa otururken düzeni değişmiş, yeni şeylerin eklenmiş olduğu odayı inceledi. San'ın bahsettiği Japon oda arkadaşı gelmiş olmalıydı. Seonghwa onu biraz ürkütüyordu. Beyaz bir yüzü vardı, daima kırmızı tonlu makyaj yapıyor ve sarı saçlarını düzleştiriyordu.
"Bugün güzel olmuşsun, San sana sahip olduğu için şanslı." Küçük olan, ne zaman ayağına kalktığını görmediği adamın çenesini okşayan eliyle irkilirken kafasını kaldırıp yüzüne baktı. Baş parmağı çenesini okşuyor, arada dudağına baskı uyguluyordu. Hırıltılı bir nefes duydu büyük olandan, hissettiği heyecan midesinin kasılmasına sebep oluyorken onu kaldırıp kucağına almasına engel olacak gücü kendinde bulamadı. Sarışın adam dudaklarını birleştirdiğinde, küçük olanın elleri ensesini bulmuştu hemen. Islak öpüşme sesleri küçük odayı doldururken Seonghwa'nın elleri kalçasına indiğinde yumuşak eti sıkıştırdı büyük elleriyle sertçe. İnce inleme sesi odada yankılanırken Seonghwa öpücüğü sonlandırmış, Wooyoung'ı kucağından indirerek pantolonunu çıkarmıştı. Kendisininkinden daha küçük olan eli tutup çoktan sertleşmiş penise bastırırken hırladı.
Seonghwa nazik bir adam değildi, Wooyoung onunla ne zaman karşılaşsa birilerine kabaca konuştuğunu görüyordu. Saçlarında hissettiği elle mırıldanırken, yerde dizlerinin üstünde çöktüğünde yüzüne bastırılan penisle beraber derin bir nefes alırken Seonghwa küçük olanın dudaklarını ayırmış penisinin tamamını dar ağzın içine ittirmişti. Dürüst olacaktı, San daha büyüktü ancak Seonghwa'nın penisi alışılmışın dışında bir şekilde kalındı ve Wooyoung'ın küçük ağzını zorluyordu.
San elindeki yemek poşetleriyle içeri girdiğinde görmek istediği şey kesinlikle sevgilsinin ağzının beceriliyor olması değildi, vücudu kelimenin tam anlamıyla uyuşurken sertleştiğini hissediyor olması işi daha da zora sokuyordu. En sonunda Seonghwa onun gözlerinin içine bakarak küçüğün ağzına boşaldığında ve Wooyoung hepsini yuttuğunda kendine gelmişti. Elindeki poşetleri masaya bıraktı, çıkan ses Wooyoung'ın irkilmesine sebep olurken bayık bakan gözleri büyümüştü.
"Neden bize katılmıyorsun San?" İki çocuğun da gözleri büyürken, San'ın memnuniyeti öne atılması Wooyoung'ın yutkunmasına sebep oldu çünkü bu gece canı çok yanacaktı. Seonghwa küçüğü elinden tutup yatak odalarına çekerken San da peşlerinden gitti. Wooyoung'la onlarca defa sevişmişti ancak bu bir ilkti ve her hücresine kadar heyecanlı hissediyordu. Çoktan öpüşmeye başlamış ikiliyi gördüğünde alt dudağını ısırarak sevgilisinin arkasına geçti. Küçük olanın iki taraftan da sıkıştırılan bedeni zevkle kasılırken kendi San'a doğru bastırdı. Seonghwa, Wooyoung'ı tutup adeta yatağa fırlatırken sert muamele görmenin ne kadar hoşuna gittiğini fark etmişti. Üzerindeki siyah sweatshirt odanın bir tarafını boyladığında San, Seonghwa'nın saçlarından tutup yere eğilmesini sağladı. Rollerin bu defa değiştiğini gören Wooyoung, ikisini izlerken sevgilisinin uzattığı elini tutup çoktan San'ın pantolonunu indiren Seonghwa'nın yanındaki yerini almıştı. Dilini keyifli bir şekilde peniste gezdiren Seonghwa'yı izlemiş, ardından da diğerinin ağzına alamadığı yerleri çekiştirirken ağzının hemen önündeki testislerde gezdirdi dilini.
Ağız işini fazla uzatmayan Seonghwa da sonunda tamamen çıplak kaldığında yatağa uzanıp Wooyoung ve San'ı kendine doğru çekti. Wooyoung hissettiği heyecan ve korkudan dolayı titriyordu. Daha önce San'la beraber değişik şeyler denemişti ancak bu çok farklıydı. San zaten ıslanmış penisini çocuğun deliğine ittirdiğinde, nefesi kesilmişti Wooyoung'ın. Birkaç hareketin ardından, deliği ikinci bir penisle zorlandığında kafasını Seonghwa'nın boyun girintisine soktu. Yarısına kadar aldığı ikinci penis, duvarlarını tamamen zorlarken ikisinin de aynı hızda hareket etmeye başlamasıyla odayı doldurmuştu inlemeleri.
"Harika bir sürtüksün değil mi? İkimizin seni böyle sikiyor olmasının ne kadar hoşuna gittiğine bir bak." İki yandan da kalçalarına inen tokatlar ve işittiği kirli sözlerle beraber Wooyoung seslice inlerken ağlayacak gibi hissetti aldığı zevkten. Kendini daha fazla tutmayacağını fark ettiğinde doğrulmuş ve San'ın vücudunu dik tutmasına izin vermişti. Seonghwa ise küçüğün ortaya çıkan penisini ritmik bir şekilde çekmeye başladığında gözü kararmıştı Wooyoung'ın. Sırasıyla önce San, hemen peşinden de Wooyoung altındaki bedenin yüzüne doğru boşaldığında Seonghwa da birkaç dakikanın ardından içine gelmişti.
Ertesi gün okulun magazin sayfasında üçünün yatakta olduğu bir fotoğraf "Jung Wooyoung, Choi San ve Park Seonghwa tarafından ikili becerilmeyi seviyor." başlığıyla paylaşıldığında bu kimseyi rahatsız etmemişti.
-
anasini avradini sayin seyirciler, hayatimda yazdigim ilk smutta boyleydi umarim okurken hosunuza gitmistir by