hayalet okuyucu olma, kanka ol✊🏻🧚♀️(medyayla birlikte okuyun)
jeongguk
sana dikkat çekme demedim mitaehyung okuduğu mesajla başını heyecanla telefondan kaldırmış, gözleriyle etrafı taramıştı. kahveleri üzerine doğru sert adımlarla yürüyen bedene kitlendiğinde içindeki tuhaf huzursuzluk yerini tanıdık güven hissine bırakmıştı. her ne kadar büyük olana söylemese de gecenin bir yarısı tanımadığı birinin tenha bir yerde ona yaklaşması güvensiz hissettirmişti. üstelik yabancı hemen arkalarında sigara içen bir grup varken onların gitmesini beklemiş, hemen ardından çakmak sormak için taehyung'a yaklaşmıştı.
jeongguk onun yanına vardığında küçük olan oturduğu salıncaktan kalkacağı sırada büyük olan önüne geçmiş, ellerini salıncağın demirlerine yaslayıp yüzüne eğilmişti. taehyung ani hareketi yüzünden irkilse de geri gitmemişti.
"sana dikkat çekmemeni söyledim ama" duraksayıp kucağında sıkı sıkı tuttuğu peluşa baktıktan sonra, onaylamaz bir ifadeyle başını iki yana salladı. yüzünde seninle ne yapacağım gibi bir sırıtış vardı. "tannieyle birlikte o ayıcıklı pijamalarınla burada mı oturuyorsun gerçekten?"
taehyung dudağını büzerken utancını gizlemek için başını eğip kucağındaki peluşa daha çok sarıldı. bir kaç saat önce gördüğü kabustan sonra sadece yukarıdaki parka gideceğini düşünerek çıktığı evden, bir kaç mahalle ötedeki bu parkta bulmuştu kendini. üzerindekilerinin ve kucağındaki tannie'nin farkına, yanından geçen insanların onu garip bir şekilde süzdüğünde varmıştı.
"ne varmış?" dedi deli gibi utansa da başını kaldırıp, burnunu dik tutmaya çalışarak. bu ona daha çocuksu bir hava katmıştı. büyük olan küçük olanın ekmek gibi duran yanaklarını sıkmamak için kendini zor tutmuştu.
"ne mi varmış?" dedi gülmek istese de ciddiyetinden taviz vermeyerek. "ne kadar hedef gibi duruyorsun biliyor musun? ah, eminim bir sürü piçin dikkatini çekmişsindir."
kendi söylediği şeye sinirlenirken sanki gerçekten yaşanmış gibi çenesini sıkıp başını başka tarafa çevirmişti. taehyung onun bu haline şaşırırken dudaklarını birbirine bastırıp yüzüne yakın olan güzel yüzünü sessizce izledi. yorgun görünüyordu ve jeongguk'u takım elbise içinde gördüğü sayılı anlardan biriydi. siyah takım elbisenin içindeki siyah gömleğin düğmeleri yarıya kadar açılmış, göğsündeki dövmesinin bir kısmını gözler önüne sermişti. uzattığı dalgalı siyah tutamlarının arasından parlayan beyaz teni ve gözleri taehyung'un parmak uçlarını kucağındaki peluşa bastırmasına neden olmuştu. yeni fark ediyordu ancak jeongguk gerçekten şuan nefes kesici görünüyordu.
"o pi- herif ne istedi senden?"
taehyung aniden duyduğu şeyle irkilirken gözlerini kırpıştırmış, kaşlarını kendine çatmıştı. az önce girdiği transta neydi öyle?
"çakmak istedi." diye mırıldandı karışık bir şekilde. jeongguk'u daha fazla sinirlendirmemek ve ben demiştim adlı konuşmasını dinlememek için detayları atlamıştı.
"senden mi çakmak istedi?" taehyung'u süzdüğünde, küçük olan dudağının kenarını dişlerken keşke başka bir şey söyleseydim diye düşündü.
"sigara kokuyormuşum." aniden konuştuğunda söylediği şeye kendi kaşları çatılırken, aynı anda sorgularcasına ona bakan adamınkiler de çatılmıştı. taehyung anbean mümkünmüş gibi daha da kararan gözlere bakarken içten içe kendisine sövüyordu.
"senin kokunu nasıl aldı o?"
"bilmiyorum sanırım burnu çok kes-" aniden aradaki mesafeyi hiçleyip yüzünü boynuna gömmesiyle cümlesi yarım kalırken, vücudu kaskatı kesilmişti.