"jeongguk orada mısın?"
taehyung'un ağlamaktan çatallaşmış sesi hissettiği utançla daha da kısık çıkarken jungkook sıkıntıyla kesik bir nefes almış, taehyung'un onu göremeyeceğini fark ettiğinde başını sallamayı keserek güven verici bir sesle "evet güzelim buradayım, çıkar mısın?"
taehyung kilidi açmıştı ama odadan çıkmaya bir türlü cesaret edemiyordu, bu jungkook'un onu mahvolmuş halde göreceği ilk sefer değildi ama kıyafetleri ve yatağı kusmuğa bulandığı için çok kötü utanıyordu. jungkook'sa onu daha fazla kötü hissettirmemek için cesaretini toplamasını bekliyordu.
"beni böyle görmeni istemiyorum."
"senden iğrenmediğimi söyledim taehyung."
"sadece o değil." diye mırıldandı ama konuşmaya devam edemeden titreyen dudaklarını birbirine bastırdı. zaten beni yeterince çocuk görüyorsun diyememişti.
"ne o halde?" jungkook sabrı tükenmeden küçük bir çocukla konuşurmuş gibi konuşuyordu onunla.
"kötü ko-" yüzünü buruşturdu. "kötü kokuyor."
yalan değildi, bu koku yüzünden tekrar kusacak gibi hissediyordu.
"sorun değil."
"yalan söyleme, çok kötü kokuyor işte." dedi utancının içinde hırçınlaşarak. dolu dolu gözleri irileşmişti. "üstüm.. üstüm gerçekten pis jungkook."
jungkook derin bir nefes alırken onun gözlerine bakıyormuş gibi kapının koyu yüzeyine dikmişti gözlerini. yanlış bir şey söyleyip onu daha fazla kötü hissettirmekten korktuğu için bir süre sessiz kalmış, sonra da yanlış anlayacağını düşünerek hızla konuşmuştu.
"üstündeki kusmuk ya da kokusu umrumda bile değil taehyung, sana bunu bir gram bile umursamadığımı kanıtlamamı istiyorsan oradan çıktığında sımsıkı sarılabilirim."
büyük olanın nefes almadan kurduğu uzun cümle taehyung'un kapının kolundaki elinin orada donup kalmasına neden olduğunda uzun bir sessizlik olunca, jungkook bunu yanlış anlamıştı.
"taehyung, iyi misin?" cevap alamadığında gerilirken "miden mi bulanıyor yine?" diye devam etti.
yine cevap alamadığında endişelenirken kapıyı açmaya davrandığı an kapı açılınca eli havada, gözleri karşısında kırmızı gözleriyle ona bakmaktan kaçınan çocuğun yüzünde asılı kalmıştı. yarı çıplak, kusmuklu tişörtünü utançla elinde tutuyordu.
jeongguk derin bir nefes alırken neredeyse yok olmak ister gibi büzülen çocuğa bir adım attı, onun geri çekilmesine fırsat vermeden kollarını sırtına doladığında taehyung çıplak teninde hissettiği yapılı kollarla kaskatı kesilmiş, o kolların arasında küçücük kalmıştı.
"jeongg-"
"sana iğrenmeyeceğimi söyledim."
"lütfen çek-" aniden yükseldiğinde ağzından tuhaf bir ses çıkarken "jungkook ne yapıyorsun!?"
"ne yapıyorum?"
"indir beni!"
jungkook onu umursamadan koridorun sonuna yöneldiğinde taehyung refleksle bacaklarını beline sarmak zorunda kalsa da söyleniyordu.
"kusacağım şimdi!"
"sorun değil, üstüme kusabilirsin."
"jeongguk ciddiyim." dedi yüzü sararırdığında. bulanan midesini bastırmak için derin nefesler alırken yüzünü geniş omuzuna yaslamıştı.
"ben de ciddiyim." taehyung'un yüzüne ona ciddi olduğunu göstermek ister gibi kısa bir bakış atıp banyonun kapısını açarken küçük olanı tek koluyla tutmuştu.
çelimsiz bedeni bez bebek gibi kolayca küvetin kenarına oturttuğunda önünde diz çökmüş, ellerini renk değiştiren yüzüne koyarak gözlerine bakmasını sağlamıştı.
"kusacak gibi hissediyor musun?"
taehyung'un gözleri dolarken başını iki yana sallamıştı. yalandı. kusmamak için kendini sıkıyordu.
jeongguk inanmaz gözlerle ona bakarken, ilk kez kendini bu kadar ne yapacağını bilemez hissediyordu. karşısındaki çocuk, her zamankinden daha küçük ve savunmasız geliyordu gözüne. en küçük yanlış sözünde hüngür hüngür ağlayacak gibiydi.
"çok içtin biliyorsun değil mi? ah sikeyim, başkası olsaydı komaya girerdi bir düzine sojuyu tek başına içmişsin!"
taehyung kendini savunmak için bile dudaklarını aralamadığında jeongguk'un çatık kaşları düzelmiş, küçük olanın yanağını yavaşça okşamıştı. kendisine bakan dolu dolu gözleri defalarca kez nefes alma isteği uyandırıyordu.
"sana kızmıyorum şuan, sadece midenin bulanması çok normal." dedi kadifemsi bir yumuşaklıkla. "güzel midenin rahatlaması için onları çıkarması gerek."
taehyung başka zaman olsa kendisiyle çocukmuş gibi konuştuğu için ona kızardı ama şimdi sesindeki şefkat onu neredeyse savunmasız bırakıyordu. hastalığın ve hala tam olarak geçmeyen sarhoşluğun verdiği duygusallıkta vardı.
taehyung hâlâ aynı kararsızlıkla onun bakışlarına gözlerini kaçırmamaya çalışarak karşılık verdiğinde sıkıntılı bir nefes aldı.
"pekâlâ seni zorlamayacağım." duş başlığına uzandığı sırada onu durduran ceketinin koluna tutunan parmaklar olmuştu. jeongguk gözlerini indirerek ona baktığında taehyung ne kadar kendisini aptal gibi hissetsede "sırtımı sıvazlar mısın, kusmaktan korkuyorum." diye mırıldanmıştı kısık sesle. jeongguk önce ceketinin kolunu avuçlarının arasında sıkıştıran minik avuca, sonra da küçük olanın yere eğdiği yüzüne baktı.
"yanından bir saniye bile ayrılmayacağım."
taehyung hareketlendiğinde vücudunu geri çekerek ona alan tanıdı. küçük olan titreyen bedeniyle klozetin önüne diz üstü çöküp kapağı açtığında daha fazla bulanan midesiyle derin derin nefesler almaya başlamıştı. anında sırtında hissettiği sıcak el ise hem rahatlamasına hem de daha çok gerilmesine neden olmuştu.
jeongguk sırtında daireler çizerek onu iyi hissettirmeye çalışırken bir yandan da boştaki eliyle yüzüne düşen tutamlarını geri itti.
"bakmasan olur mu?" dedi taehyung kusamadığı için ağlayacak gibi olduğunda. jeongguk'un eli anlık olarak duraksamış, sonra hareketlerini sürdürmüştü.
büyük olan, küçük olanın gerginliği ellerinin altında seyiren sırtından net bir şekilde anlarken onu rahatlatmak için farkında olmadan daha da mahvedecek bir şey yaptı. dudaklarını taehyung'un sırtındaki benlere yaslayıp belli belirsiz küçük öpücükler kondurmaya başladı.
"jeong-"
"şşh." dedi dudaklarını esmerinden ayırmadan. burnundan bıraktığı nefeslerin teninde üşüttüğü yerleri, dudakları yakıyordu. "sadece kus ve rahatla, sana bakmıyorum."
farkında değildi, dokunuşları artık taehyung'u rahatlatmıyordu. küçük olanınsa fark etmeye başladığı gerçekler canını yakıyordu.
soft yazmam sürünmeyeceğin anlamına gelmiyor jeon adam relax🤸🏻♀️
on altıyla birlikte atıcaktım bu bölümü ama yazdığı hiç bir şeyi beğenmeyen bir ruh hastası olduğum için bölüm iki gündür taslakta duruyordu:(
kaçtım kii annyeonggg