8

126 8 2
                                    

Steve tek kelime bile etmeden arkamı dönüp odama gittim, bu olanlardan kaçmanın tek yolu uyumaktı belki de sadece uyumak, kafamı yastığa gömdüm. Neler oluyordu böyle gerçekten bu bir rüyaysa derhal uyanmak istiyordum dayanacak gücüm kalmamıştı çünkü.

-

Terler içinde uyandığımda yanımda uyuyan parker'a baktım nefesimi düzene sokmaya çalışıp yattığım yerden kalktım, yerdeki ayakkabılarımı giyip kapıya ilerledim mutfak neredeydi ağzım resmen sahra çölü gibiydi. Asansöre binip Tony'nin katına çıktım mutfak oradadır diye, asansörün tam karşısında mutfağı gördüm ve ilerledim, telefonumun ekranından saate baktım gece yarısıydı buzdolabının kapağını sessizce açıp ada tezgaha oturdum şişeyi kafama dikip tezgaha bıraktım ki biraz ileride karşımda oturan uzun saçlı maskeli adamla göz göze gelinceye kadar.

 Asansöre binip Tony'nin katına çıktım mutfak oradadır diye, asansörün tam karşısında mutfağı gördüm ve ilerledim, telefonumun ekranından saate baktım gece yarısıydı buzdolabının kapağını sessizce açıp ada tezgaha oturdum şişeyi kafama dikip tezga...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Refleks olarak ayağa kalkıp geri adam attım "Korkma ufaklık" bu kış askeriydi ve şuan tam karşımda duruyordu, korkmuyordum kaç gündür ağzımdan çıkan tek şey bırakın beni bulursa bulsun olduğu için buna kader denmezdi belki de ağzımdan çıkan kelimelere dikkat etmeliydim. Bana doğru bir adım attı bende geriye doğru sırtım buzdolabıyla buluşunca yapacağım tek şey çığlık atıp birinin beni duymasını ummaktı ama yapmadım.

Bir adım ve bir adım daha attıktan sonra tam karşımda dikiliyordu elini kaldırdı bana bir şey yapacağını düşünüp gözümü yummuştum ki bir şey olmadı geri gözümü açtım maskesini çıkartmıştı, evet şuan karşımda binlerce kişinin katili Bucky Barnes namıdiğer Kış Askeri duruyordu.

Titreyen diz kapaklarıma aldırış etmemeye çalışıyordum ama iliğime kadar korku içindeydim. karşımdaki adam sonuçta bir katildi "yazık sana ufaklık" ne demek istediğini anlamamıştım burada şu dakika kafama sıkacağını düşünüyordum gözlerini asla kırpmıyor ve sadece gözlerime bakıyordu, gerginlikten dizlerimin bağı çözülmek üzereydi. "B-bana ne yapacaksın" Gülümsedi ellerindeki eldivenlerini düzeltti bakışları benden ayrılmıyordu "Ben bir şey yapmayacağım" metal olmayan eli kolumu tuttu buz gibiydi "Hıh sana süper asker serumu vermişler bide tir tir titriyorsun" Boşta kalan elimle hareket yapacaktım ki demir koluyla boğazımı tutup sırtımı buz dolabına vurdu "Ah ah küçük kız yanlış hareket, babacığın Stark sana hiçbir şey öğretmedi mi" Nefes alamıyordum "O-o benim b-babam değil" Tekrar gülümsemeye başladı psikopat orospu çocuğu elini boğazımdan çekti dizlerimin üstüne çöktüm nefes alışımı tekrar düzene sokmaya çalışıyordum, ah tanrım neler oluyordu. Metal elini aşağı indirip çenemi tuttu ve hafifçe yukarı kaldırdı, hızla aldığım nefeslerle yüzüne bakıyordum "Kusura bakma ufaklık benimle geliyorsun" kolumdan tutup havaya kaldırdı sırtımı göğsüne yaslayıp eliyle ağzımı kapattı tanrım ölüyordum...

-

Sırtımda hissettiğim acıyla gözlerimi aralamaya çalıştım ahh tanrım sadece sırtım değil her yerime dağılıyordu acı. Gözlerimi aralayıp etrafa bakmaya çalıştım metal bir koltuk gibi bir şeyde oturuyordum ellerim kilitliydi karşımda aynı şekilde Bucky oturuyordu ama onun kafasının arkasında bir şeyler vardı elleri ayakları kalın metallerle çevrelenmiş sabitlenmişti. Hareket etmeye çalıştım ama aynı şeyler bende de vardı bağırmak istedim haykırmak buradan kurtulmak ama sesim çıkmıyordu bile, boğazımda hissettiğim acı neden çıkmadığının kanıtı gibiydi. Adım sesleri geliyordu ama kimsecikler gözükmüyordu "Hey" karşımda baygın gibi duran kış askerine seslendim evet beni buraya getirdi ama ben ona sesleniyorum zeka fışkırıyor.

sesimin çıkabileceği en yüksek şekilde tekrar seslendim "Bucky" gözlerini araladı bana baktı. Baştan aşağı süzdü tekrardan gülümsedi gerçekten psikopattı "Ahh" onun şuracıkta öldürmek istiyordum "Konuşsana orospu çocuğu çıkart beni buradan çıkart!" Hala gülümsüyordu "İşkenceye hoş geldin ufaklık hiç hoş bir deneyim olmayacak ama alışırsın az da olsa iyi bir asker olursun" Ne saçmalıyordu bu ellerimi metallerden kurtarmaya çalıştım ne kadar uğraşsam da acıdan başka bir şey olmuyordu o ise hala gülümsüyordu "Boşuna uğraşma küçük Stark birazdan gelirler" sinirle solurken "Ben Stark değilim siktiğimin katil psikopatı buradan çıkayım doğduğuna pişman edeceğim seni" gülümsemesi kahkahaya dönüştü "Stark değilim derken bile aynı babana benziyorsun senden önce onun canını almalıydım" Oturduğum yerde tepinmeye başladığımda içeriye birileri girdi durdum ve onlara baktım içlerinden biri, o kişi gözüme çarpınca nefesim kesilir gibi oldu her zaman kulede olan ajan ona baktığımı fark ettiğinde gözlerini kaçırdı. Sikik herif "Bakıyorum ki kaynaşmışsınız." sarı saçlı yüzünde bile meymenet olmayan adam konuşurken Bucky de ona nefret dolu bakışlar atıyordu gözüm ellerine kaydığında sıktığını gördüm o da bu adamdan pek hoşlanıyor gibi değildi "Asker bugün nasılsın" Bucky adamın yüzüne bakıyordu sadece, tek kelime dahi etmiyordu adam elini kaldırıp tokat attığında yüzü yana eğildi kafasını sallayıp önüne gelen saçları düzeltip tekrar adama baktı. Adam elini Bucky'nin kafasındaki şeye tıklattı "başlatın şunu" kuleden tanıdığım adam elindeki dişliği Bucky'nin ağzına verdi ve kafasındaki şeyin ayarlarını yapmaya başladı eline aldığı kırmızı kitabı açtı kendini hazırlıyor gibiydi. Gözünün ucuyla bana baktı ve düğmeye bastı Bucky acıyla inlerken o kitaptan bazı şeyler okuyordu ama rusça olduğu için anlamıyordum Bucky'nin çığlıkları yüzünden kafamı yana eğdim acıyla bağırıyordu "Желание" çığlıklar artıyor onun hissettiği acıyı ben bile hissediyordum "Ржавый" metal parçalardan kurtulmaya çalışıp debeleniyordu "Семнадцать" lütfen artık dursunlar lütfen "Рассвет" kulaklarımı kapatmak istiyordum çığlıklar dayanılmazdı "Печь, Девять, Доброкачественный, Возвращение на родину, Один." tek eli metalden çıkmıştı korkunç gözüküyordu çıkarttığı eliyle öbür elindeki kelepçeyi kırdı ki "Грузовой" adamın dediği şeyle durdu nefretle baktığı yaşlı adam ona doğru ilerledi ve dibinde durdu "asker" direkt karşısına bakıyordu duygusuzca "göreve hazırım." yaşlı adam bana döndü. getir onu asker bana doğru gelip ellerimi saran metalleri kaldırdı "Bucky ne olur dur" hiçbir şey duymuyor gibi davranıyordu "Bucky sen bu değilsin lütfen Bucky yalvarırım" onu oturttukları yere beni de oturttu ellerime aynı metalden sardı ve karşımda dikildi "Bucky lütfen yapma lütfen kendine gel senin adın James Buchanan Barnes arkadaşın Steve Rogers" gözünü benden kaçırdı bir şeyler oluyordur diye umup susmuyordum "Bucky lütfen dur sen bu değilsin" Yaşlı adam bana vurunca nevrim döndü Bucky'nin kafasına taktıkları şeyi bana da takınca her şeyin bittiğini anlamıştım "Buck lütfen" ajan düğmeye basacaktı ki Bucky aniden eliyle adamın yakasından tutup diğer tarafa fırlattı herkes silahlarını Bucky'nin üstüne çevirdi yaşlı adam tekrar Bucky'e baktı "Kendine gel asker tekrar mı istiyorsun? Sen kış askerisin!" Bucky adama yumruğu indirince konuştu "Benim adım bucky" silahlar ateşlenince kafamı korumaya çalışıyordum ki Bucky önüme geçti tüm adamları indiriyordu yaşlı adam ise kenardan sıvışmıştı Bucky'e seslensem de deliye dönmüşcesine herkesi öldürüyordu

etrafta canlı kimse kalmayınca bana döndü ve baktı gerçekten şuan tir tir titriyordum elini bana uzattığında. "Lütfen dur" Dedim ellerimdeki metal kelepçeleri yerinden söktü ve bir adım geri çekildi. "Git buradan, hemen..."

çok çok uzun zaman oldu farkındayım yeni bölümü sabırla bekleyenlere teşekkür ediyorum <3 <3

Little Soldier | Winter SoldierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin