~6~

280 16 17
                                    


Koşarak Rindou'ya sarıldım. O da bana sarıldı. Kokumu içine çekti. Ran'ı gördüm. Yüzüme bakamıyordu. Yanına yaklaşıp saçlarını karıştırdım ve gülümsedim. O da bana gülümsedi ve sarıldı. O berbat yeri terk ettik. Arabaya bindik. Çok yorulmuştum. Rindou beni kucağını çekerek,
(Rindou) sana bir şey yapmadı değil mi bebeğim?
Hem konuşuyordu hem de kalçamı okşuyordu.
(Yuimi) h-hayır.
(Ran) güzel o zaman.
Gözlerim kapandı.

Uyandığımda yataktaydım. Yanımda Haitaniler yoktu. Salondan kıkırdama sesleri geliyordu. Salona doğru gittin.
(Yuimi) güna-
Rindou hemen beni kucağına aldı ve koltuğa oturdu.
(Ran) ben kahvaltıyı hazırlıyorum.
(Rindou) tamam.
Rindou kafasını boynuma gömdü. Derin nefesler alıyordu.
(Rindou) nasıl bu kadar güzel kokabiliyorsun?
(Yuimi) b-bilmem.
(Ran) Kahvaltı hazır ve Yuimi'den biraz uzak dur Rindou!
(Rindou) niyeymiş o!
(Ran) kızın içine giriyorsun.
(Rindou) tabi girerim o kız benim de Ran!
(Yuimi) h-h-her neyse kahvaltı yapalım mı? Ben acıktım.
(Rindou) tamam bebeğim kahvaltı yapalım. Seninle işimiz bitmedi Ran!
(Ran) benim de öyle canım kardeşimm!
Hâlâ Rindou'nun kucağındaydım. Tam kalkacakken engelledi. Beni yeniden kucağına alıp mutfağa doğru yürüdü. Ran'a da dik dik bakıyordu. Beni usulca sandalyeye bıraktı. Kahvaltımı yapmaya başladım. Ortam çok gergindi.
(Yuimi) ehe şu gerginliğe bi son mu verseniz. Huzursuz oluyorum da.
(Ran) tabii sen yeter ki huzurlu ol bebeğim.
Rindou kafasını sallamakla yetindi. Ve kahvaltımıza devam ettik. Kahvaltı bitince kahvaltılıkları kaldıracakken Ran engelledi.
(Ran) ben yaparım bebeğimm.
(Yuimi) peki.
Rindou salona gitti. Bende onun arkasından gittim. Koltuğa oturduk ve Rindou bana sıkı sıkı sarıldı. Kafasını göğsüme gömdü.
(Rindou) seni paylaşmak istemiyorum.
Dediği şeyle şaşkın kaldım ve biraz sıcakladığımı hissediyordum. Rindou bunu fark etmiş olmalı ki sırıtmaya başladı. Ran işini bitirip yanımıza oturdu. Rindou aynı pozisyonuna geçmiş kafasını aynı şekilde boynuma gömüyordu. Ran sadece Rindou'yu izliyordu. Dik dik bakıyordu. Ran gelip Rindou'yu benden ayırdı. Ran beni kucağına aldı ve karşı koltuğa geçti. O da Rindou gibi yaptı. Kafasını göğsüme gömdü.
(Rindou) saat 12:00 Ran işe gidelim Mikey bizi bekliyordur.
(Ran) tabii ama bu şeninde işine gelecek.
(Rindou) boş yapma hadi hazırlanalım.
Hazırlandıktan sonra onları uğurlayıp. Salona geçtim. Hâlâ uykum vardı. Yarım saat kestireyim diye düşündüm.

Uyandığımda çok farklı bir yerdeydim.
(Shou) hmmm~ kimler uyanmış bak şu işe.
Duyduğum sesle geri geri gitmeye çalıştım. Sapık herif beni yatağa zincirlemişti.
(Yuimi) ÇÖZ BENİ!!!!
(O değilde herif ölmuyo amk)
(Shou) üzgünüm bebeğim. Artık benimsin.
(Yuimi) CANIN CEHENNEME!!!!!!
(Shou) ağzını topla seni sürtük. (yürek mi yedin olm)
(Yuimi) sen ne halka bana sür-
(Shou) kapa çeneni. Seni başka bir yere kapatmadığım için bana teşekkür et!
(Yuimi) ÖLSEMDE ETMEM!!!
(Shou) demek ki ceza istiyorsun kedicik. Peki öyleyse bende sana o cezayı sana veririm.
Cebinde bıçak vardı. O bıçağı alıp derimin üstünde gezdirdi. Sonra ise derimi kesmeye başladı.
(Yuimi) yapma, lütfen yapma.
Derimi kesmeye bıraktı.
(Shou) aferin kedicik böyle akıllı ol, ki seni cezalandırmayayım. Sevdiğim birisine zarar vermek istemiyorum çünkü.
Shou odadan çıktı. Beni nasıl buraya getirdiğini düşünüyordum. Rindou onu öldürmemiş miydi ? Nasıl hayattaydı. Acaba şuna Haitaniler ne yapıyordu?

_______________________________________________________________________________________________

Eğer yaşarsam perşembe günü yeni bölüm gelir
(Matematikçi sınavları okucak ve İngilizce bana girecek)

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnnn öpüldünüzzz muahhhh <333333333
Kunut duasını ve anlamını ezbere bilen var mııı varsa yorumlara yazabilir mi

Haitani kardeşlerin oyuncağı(bonten)^^Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin