2

389 47 105
                                    

İki gündür evde duruyordum, jungkook yanıma gelerek oturdu.

"Bacağın nasıl?"

"İyi"

"Boşuna Bin dolar beş alete verdim amk ya"

"Neyse ne, bırakalım artık şunu, saçmalıktı zaten"

"Niye öyle diyon amk"

"Boşver,  ee iş buldun mu?"

"Eveet, senin şirkette, senin gibi çevirmenlik yapacağım, evden"

"Güzelmiş, bilgisayarı hazırla o zaman"

"Hazır hazır, her şeyi hallettim ben"

"Güzel, ben bu gece yoongi'lerde kalıcam, Min teyze rica etti"

"Ulan adam senden üç yaş büyük, sana niye emanet ediyor anlamıyorum ki"

"Sus be platonik olduğumu biliyorsun, işime geliyor"

"Geçmiş olsun, ne diyim amk"

Güldüğümde kalktı.

"Tost?"

"Olur"

Odadan çıktığında kalkarak dolaba giderek siyah alt ve beyaz üst çıkarttım, of şu adamda ki umursamazlık beni deli ediyordu.

Bir saat sonra Min teyze gidecekti ve bende onunla yalnız kalıcaktım, gülerek üstümü değiştirip aşşağı indim.

Mutfağa girdiğimde jungkook ekmekleri tost makinasına koydu, masaya oturduğumda dolaptan ayran çıkardı.

"Türk ayranı,olum Türkiye ye taşınalım amk"

"Sus be, bir ay gittin keko olup geldin, zor kendine geldin"

"Of ya"

Kalkarak tostları getirdi, yiyerek geri yaslandım, acıktığımı şimdi hissediyordum, bütün tostu bitirip ayranıda içtim, jungkook ikinci ayranı açtığında gülerek kalktım, lavaboya giderek dişlerimi fırçalayıp saçlarımı düzelttim.

Telefonum çalınca alarak baktım, 'Bayan Min' yazısını görünce hemen açtım.

"Anne"

"Hoseokum, ben çıkıyorum, anahtarlar aynı yerde"

"Tamam, şimdi çıkıyorum"

"Geç uyumayın"

"Tamaam, dikkat et"

"Görüşürüz kızıl oğlum"

"Görüşürüüz"

Telefonu kapatıp koşarak aşşağı inip evden çıktım, hemen çaprazımdaydı ev, giden arabaya gülerek baktım ve eve giderek ayakkabı da olan anahtarı alarak içeri girdim.

"Ben geldim"

Ses yoktu, göz devirip yukarı çıktım.

"Kumpiir"

Yoongi'nin odasının kapısı açıldığında yutkundum, yarı çıplaktı ve banyodan yeni çıkmıştı, kaşlarını çattı.

"Niye buradasın?"

"Annem senin yanında kalmamı istedii"

Yanına giderek odasına girdim, göz devirip arkamdan geldi.

"Rahatsız etme beni"

"Şey diycektim, dolunay var ya, kurtar gibi deliriyonuz mu? Kurt adamlar da var mı?"

"Delirmiyoruz hoseok ve evet o köpekler de var"

"Tanıdığın varsa ayarlasana bana"

"Rüyanda"

"Ama"

"Sus artık"

Odadan çıktığında bende arkasından gittim, ellerimi şekilli sırtına koydum.

"Taşısana beni"

"Hayır"

"Eskiden bana iyi davranırdın"

Durduğunda bende durdum, gözlerim dolmuştu, eskiden cidden yakındık ama bir şeyler olmuştu ve uzaklaşmıştık.

Bana döndüğünde gözlerimi kaçırdım, eğilerek beni  kucağına aldığında bacaklarımı beline sarıp boynuna sarıldım, kafamı omuzuna yasladığımda aşşağı indi.

Siyah saçları ile oynadım, koltuğa oturduğunda gülerek yanağını öptüm, göz devirip TV'yi açtı, takmayarak saçları ile oynamaya devam ettim.

Ses çıkartmıyordu, oflayarak geri çekildim.

"Acıktım"

"Mutfak orada"

"Pislik"

Kıpırdanarak kucağından indiğimde yanağının içini ısırdı, mutfağa girdim, dolabı açarak ne yiyebileceğime baktım, bir şey bulamayınca salatılık ve domates çıkardım.

Tahtayı da çıkarttım, bıçak alarak kenarı koyarak diğerlerini yıkadım, telefonu çıkartarak şarkı açtım, malzemeleri keserken şarkı söylüyordum.

Ben şarkıya dalmışken yanlışlıkla parmağımı kestim, siktir basit bir işi bile beceremiyordum.

Kan yere damlarken yoongi geldi, ona döndüğümde yerdeki kana daha sonra parmağıma baktı.

"Nasıl becerdin aptal"

Yutkunarak yanıma geldiğinde güldüm.

"Ne?  Kan mı istiyorsun?"

Parmağımı burnuna yaklaştırdığımda gözleri kırmızı oldu, kan kaplı parmağımı dudaklarıma sürttüm.

"İstiyorsan al"

Kolumu tuturak beni kendine çektiğinde aklının yerinde olmadığını anlamıştım, dilini dudaklarıma sürterek kanları yaladığında dudaklarımı aralayarak dilini ağızıma alarak emdim, geri çekildiğimde yutkundu.

Kanayan parmağımı dudaklarına götürdüğümde dudakları aralandı, parmağımı emdiğinde derin bir nefes aldım.

Yıllardır uğraştığım ve almak istediğim sonucu bir dakikada kesik parmakla aldığıma inanamıyordum.

Geri çekildiğinde gözleri eski siyahlığına döndü, kolumu tutarak sıktı.

"Kimseye böyle bir şey olduğunu söyleme, bir anlıktı ve bitti"

Dişlerini sıkarak konuştuğunda kolumu elinden çekerek yanından geçerek mutfaktan kaçarcasına çıktım, evden de çıkarak kendi evime gittim.

İçeri girdim, odama giderken jungkook seslensede takmadım, kapımı kilitleyerek yatağıma uzandım ve yastığıma sarıldım.

"Neden benden nefret ediyorsun? Ne yaptım ki ben"

Göz yaşlarım akarken hıçkırıklarımı tutamıyordum.

/

Sope : NotteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin