Jungkook'un zoru ile dolaşmaya çıktık.
Öylesine ilerler iken güldü.
"Karşıda yoongi var, yanında güzel bir çocuk da var, gidelim mi?"
"Gidiceksen git, ben gelmiycem"
"Neden lan ne oldu, üç gündür de odandan çıkmadın"
"Boşver, parkta buluşuruz"
"Tamam, sonra anlat bana"
"Tamam, git hadi"
Güldüğünde bende güldüm, karşıya geçtiğinde ilerledim, onlara baktığımda yoongi ile göz göze geldim, hemen önüme dönerek ilerledim, onu görmek istemiyordum.
Hem benden de kurtulmuştu artık, istediği kadar rahat edebilirdi.
Kolum tutulunca arkama baktım, bana kaşlarını çatarak bakıyordu.
"Yanımıza niye gelmedin?"
Kolumu çekerek yutkundum.
"Niye geleyim, rahat bırak beni"
İlerlediğimde öylece durdu, gözlerim dolmuştu ama ağlamak istemiyordum, kafeye girip limonata aldım, parka giderek banka oturdum ve etrafa baktım.
Bir sürü çocuk koşturarak oynuyordu, elimdeki içeceği içerek onlara bakmaya devam ettim, jungkook'un sesi gelince ona dündüm, ah yanında yoongi ve sarı saçlı kısa bir çocuk da vardı, göz devirdim.
Jungkook yanıma oturdu ve güldü.
"Misafir de getirdim"
"İyi halt yedin"
Sarı saçlı jungkook'un yanına oturduğunda yoongi yanıma oturdu, kalkarak elimdeki plastiği çöpe attım, jungkook güldü.
"Bir şeyler yiyelim mi?"
"Fark etmez"
Kalktıklarında jungkook bana yaklaştı.
"İsmi jimin, çok güzel değil mi?"
"Aynen, güzel"
"Şimdi onu tavlayacağım"
"Aynen"
"Sus be"
Yoongi ile konuşan jimin'in yanına gittiğinde güldüm, etrafa bakmaya başladım, herkes mutluydu anlaşılan.
Yoongi yanımda yürümeye başladığında yana kaydım, onu görmek istemiyordum.
Kaşlarını çatarak bana döndü, yaklaştığında jungkook'un yanında durdum, jungkook beni gösterdi.
"Ev ve en yakın arkadaşım hoseok, hoseok bu güzellikde Park Jimin"
Kafamı salladım.
"Tanıştığıma sevindim jimin"
"Bende hoseok"
Jungkok kafeye girdiğinde bizde girdik, kenarı oturduğumuzda yoongi karşıma oturdu, göz devirip camdan dışarı baktım.
Ayağıma vurduğunda geri çekerek sandalyenin altına soktum, sinirlendiğini biliyordum ama takmadım, unut, bir anlıktı demesini biliyordu, bana zarar verdiğini bile bile beni ezdiğini biliyordu.
Bende ondan uzak duruyordum, istediği gibi.
Jungkook'a yemek yerine tatlı söylemesini istedim, onayladığında gitti, jimin bana baktı.
"Hiç konuşmuyorsun hoseok, beni sevmedin mi yoksa"
"İş ile ilgili sorunlar varda, biraz moralim bozuk, öyle düşündürdüğüm için üzgünüm"
"Ah dert etme, düzeleceğine eminim"
Kafamı salladığımda yoongi kaşlarını çattı.
"İş bulabilirim"
"İstemez, sağol"
Bu çıkışıma dişlerini sıkarak baktığında jimin güldü.
Jungkook geldiğinde sustuk, bize baktı.
"Ee ne konuşuyonuz?"
Jimin kafasını salladı.
"Hoseok' un morali biraz bozuk gibi geldide, ne olduğunu sordum"
"Neymiş?"
"İş ile ilgiliymiş"
Jungkook bana baktığında omuz silktim, kadın siparişleri getirdiğinde tabakları aldık, yemek sadece jimin ve jungkook'un konuşması ile geçti, sonunda ödemeyi yaparak kalktık.
Jimin bize baktı.
"Benim gitmem gerek, sonra yine buluşalım"
Onayladık, jungkook bana baktı.
"Parçacıya gidicem ben, görüşürüz"
"Görüşürüz"
Yoongi ile yalnız kaldığımızda onu görmezden gelerek ilerledim, ses çıkartmadan yanımda yürüdü, ağlamak istiyordum.
/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sope : Notte
Fanfiction"Kimseye böyle bir şey olduğunu söyleme, bir anlıktı ve bitti" "Neden benden nefret ediyorsun? Ne yaptım ki ben"