twenty four

345 39 6
                                    

whatsapp
Jay-Jake

sanırım beni özlemedin

geleli 3 gün oldu

bir kere bile yazmadın

özledim

sadece Jungwon ile fazladan kalmak istedim çünkü konuşacağımız şeyler vardı

geleyim mi yanına

Jungwon'u da getireceğim

ben yazmasaydım da gelecek miydin

yarın gelmeyi düşünüyordum

ama beklemek istemiyorum şu an

bekliyorum sevgilim

o bebeği de alıp gel

|DUR NE

geliyoruz

-

Jay

Kapı çaldığında hızla kalkıp açmaya gittim. Açtığımda ise hemen Jake'e sarıldım. 1 saniye daha beklemek istemedim. Kafamı boynuna sokup kokusunu içime çektiğimde ise rahatladım.

Geri çekilip yüzünü ellerimin arasına aldığımda bana gülümsüyordu. Uzun zaman sonra o kadar iyi geldi ki...

Yaklaşıp dudaklarına küçük bir buse kondurduğumda geri çekilmeme izin vermeyip öpücüğü biraz uzattı. Ayrıldığımızda ise tamamen kapıdan içeri girdi. Jungwon ise çoktan salona geçmişti bile.

Jake kapıyı kapattıktan sonra elimi tutup beni içeriye sürükledi. Jungwon'un yanına oturduğumuzda ise benim gözlerim birleşik olan elimizdeydi. Jake ellerimize baktığımı fark edince konuştu.

"Ne?"

"Aramız tamamen iyi mi? Bu kadar mıydı yani?"

"Bu kadar mıydı derken? İstersen tekrar gideyim Jongseong, bir ay sonra görüşürmek istersin belki."

Elini çekmeye çalıştığında izin vermedim ve elini kendime çekip öptüm.

"O anlamda demedim. Şaşırdım sadece. Hem seni çok özledim ve sence bir daha benden gitmene izin verir miyim?"

Gülümseyip kafasını olumsuz bir şekilde salladı. Yaparken çok tatlı gözüküyordu. Öpülesi..

Dayanamayıp kollarımı beline sarıp onu kucağıma çektim. Kıkırdayıp kafasını boynuma gömdü. Bir elimi belinden çekip saçlarını karıştırdım ve burnumu kafasına yaslayıp kokusunu tekrar içime çektim.

Kafamı çevirip Jungwon'a baktığımda göz göze geldik. Gülümseyip göz kırptığımda utanıp gözlerini kaçırdı. Gülmeye başladığımda ise Jake kafasını kaldırıp ikimize baktı.

Sonra yavaşça kucağımdan kalktı. İlk başta izin vermesem de kalkıp Jungwon'un önünde durdu. Jungwon kafasını kaldırıp Jake'e baktığında, Jake elini Jungwon'a uzattı. Jungwon Jake'in elini tuttuğunda, Jake Jungwon'u ayağa kaldırıp benim önüme getirdi.

Jungwon'un arkasına geçip onu tamamen bana doğru çevirdi ve kucağıma itti. Ben çoktan onun ne yapacağını anladığım için Jungwonu düzgün bir şekilde yakalayıp kucağımda rahat oturmasını sağladım. O ise çok şaşırdığı için ne yapacağını bilemiyor gibiydi. Sonunda rahat bir pozisyona geldiğinde kollarımı bu sefer onun belinde doladım.

Jungwon ellerini yavaşça omuzlarıma koydu ve parmağıyla boynuma dokundu. Yavaşça hareket ettirip oynamaya başladığında sadece ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.

"Bakma bana öyle çok gerginim."

Söylediği şeyle kahkaha atınca o da tebessüm etti.

"Gerilmeni gerektirecek bir şey yok ki Jungwon."

"Heyecanlandım aslında."

Yüzümden gülümsemem düşmezken bir elini ellerimin arasına alıp öptüm.

"Sana en iyi şekilde bakıp çok seveceğime söz veriyorum Jungwon. İkinize de değer veriyorum ve emin ol benim için çok önemlisin. Bunları neden söylediğimi ise sorgulama lütfen bende bilmiyorum çünkü."

Kendime kısa bir kahkaha attım ve onlar da gülüyordu. Söylediklerimden sonra kafamı kaldırıp Jungwon'un yüzüne bakamamıştım.

Elini çeneme uzatıp ona bakmamı sağladığında kocaman gülümsediğini ve o mükemmel gamzelerinin çıktığını gördüm. Bu manzara ise benim daha çok gülümsememi sağladı.

Ve bu manzaradan sonra, onlar etrafımda olduktan sonra istesem de mutsuz kalamayacağımı fark ettim.

"Sende benim için önemlisin hyung. Ve ben senden eminim."

Elini çenemden çekip bir Jake'e bir de bana baktı.

"Bende ikinizi bırakmayacağıma söz veriyorum o zaman. Seni asla terk etmeyeceğim ve seninle de sen istesen bile asla konuşmayı kesmeyeceğim. Yani ikinizin de başına sonsuza kadar belayım."

Yine önce Jake'e sonra da bana bakmıştı.

"Tatlı bir bela"-Jake

Güldüğümüzde Jungwon'u kendime çekip sarılmıştım. Aynı Jake'e yaptığım gibi onun da saçını karıştırmıştım.

İkisinin de kucağımdaki varlığı o kadar güzel hissettiriyordu ki asla benden ayrılsınlar istemiyordum. İkisi de kucağımda küçük ve savunmasız kalıyordu ki bu da benim hoşuma giden başka bir şeydi.

"O zaman şey. İyice kaynaştığımıza göre..."

Jake'in konuşmasıyla ikimiz de Jake'e baktığımızda bize tatlı tatlı gülümseyip konuşmaya devam etmişti.

"Şu Amerika maceranızı öğrenebilir miyim? Nasıl tanıştığınızdan, nasıl öpüştüğünüze hatta en sonki konuşmalarınızı da anlatın. HEPSİNİ BİLMEK İSTİYORUM."





~

sonrasi ise saatlsrce sohbet muhabbet arkadaslar
(supheli)

again | jaywonkeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin