62 26 2
                                    

bölüme oy vermeyi unutmayınnn

Havaalanı Mart ayı için fazla kalabalıktı; C kapısındaki yürüyüş
bandının yanındaki TGI Friday's'lerdeki masalar doluydu.

Mingyu bira, Hansol ise zencefilli gazoz ısmarlamıştı. Seungkwan parmağını margarita bardağının tuza bulanmış kenarında gezdiriyordu. "Beni beklemenize gerçekten gerek yok," dedi.

"Hemen şu koridorun karşısından bineceğim uçağa."

"Şu anda olmak istediğim tek yer burası, Bay Boo," dedi Hansol. "Bizim için yaptıklarınızdan ötürü size bir kez daha teşekkür etmekten başka bir şey gelmiyor elimden."

"Tamam, ama lütfen rolümü abartmayın," diye uyardı Seungkwan.

"Henüz değil. Her zaman düşündüğüm gibi yürümüyor. Tüm bir hafta boyunca kazabilir ve bir şey bulamayabilirsiniz."

Hansol gülümseyerek, "Benim için yine de zevkti," dedi sıcak bir sesle.

"Norwich vakasındaki rolünüzle ilgili bir yazı okudum," diye söze karıştı Mingyu.

Yıllar boyunca binlerce sorgulama izlemiş olan Hansol oğlanın ağzının kenarında beliren hafif seğirmeyi yakaladı. Boo Seungkwan o konuda rahat değildi.

"Nasıl yaptığınızı anlatabilir misiniz bize?" dedi Mingyu.

Hansol onun sözünü kesecekti, ama Seungkwan öne doğru eğildi; konunun değişmesine sevinmişti sanki.

"Size doktorların söylediklerini anlatacağım." Ellerini önünde kavuşturdu. "Çocukken beynim zedelenmiş; serebral körlük oluşmuş,
yani optik sinirlerim sağlanınış, ama korteksimdeki bir şey çalışmalarını engelliyormuş. Aynı zamanda yaralanmayı ya da öncesinde olanları hatırlamamı engelleyen, eskilere dönük bir unutkanlık hali yaşıyorum. Korteksin zedelenmesi saralılardaki beyinsel elektrik bozukluğunu taklit ediyor. Sara krizi geçirmiyorum, ama beynimde elektrik fırtınaları oluşuyor."

Seungkwan'ın gülümsemesinin çok uzlaştırıcı olduğunu düşündü Hansol. Körlerle ilişkilendirilen cansız özelliklerin hiçbiri yoktu onda. Gözleri ışığa duyarlıydı ve renkli gözlük camlarının arkasında oldukça normal görünüyorlardı. Konuşmaları yüzüyle izliyor, kendisi konuşurken de ellerini kullanıyordu.

"Çok küçükken bir cenaze evindeki ölü bir kızın elini tuttum ve bana ait olmayan görüntüler gördüm. Aynı şey yıllar sonra yeniden olduğundaysa bir suçun işlenişini gördüm. Polis işe karıştı ve anlattıklarımı aşağı yukarı doğruladı. Olaylar birbirini kovaladı,
sonra insanlar benden yardım istemeye başladı. Bilimsel terimlerle
ifade etmek gerekirse, ölülerin son anları daki kısa süreli hatıralarını
beynime çekiyormuşum."

"Hı hı-ııı!" dedi Mingyu ağzına bir kraker sokuştururken.

"Beynin ön korteksi kısa süreli anıları depolar. Marketteki kahvaltılık gevrek kutularının etiket tarihlerini her karşılaştırdığınızda depoladığınız anılardan bilgi çekiyor ve siz de karar vermenizde yardımcı olmaları için onları 'kısa süreli anılarmızın' içine
koyuyorsunuz. KSA yalnızca o an düşündüklerinizi kapsar ki, bu da on sekiz saniye kadardır. O nedenle, kahvaltılık gevrek kutularının etiketlerini okurken kalp krizi geçirirseniz, size yardım için koşan ya da çömelen insanların yanı sıra okuduklarınızın anlık kısa görüntüleri de hafızanızda kalabilir. Hatta sevdiğiniz birinin ya da aile doktorunuzun görüntüsünü bile yakalayabilirsiniz. Eğer kalp krizi geçirmek yerine silahla vurulduysanız ateş eden kişiye odaklanmış olabilirsiniz. On sekiz saniyelik hafıza diliminizin kapsamına sevdiğiniz birinin yüzü gibi bir anı alırsanız, bir başka şeyi dışarı atarsınız."

Seungkwan içkisinden bir yudum aldı ve peçeteyle dudaklarını sildi.

"Anladım," dedi Mingyu. "Bilgisayardaki RAM hafızası gibi."

Seungkwan başını sallayarak doğruladı. "Temelde öyle."

"Ama buna ulaşmak için vücudunuz tam olarak ne yapıyor?"

"Bir elektrik devresini tamamlıyorum diyebiliriz." Parmaklarını oynattı. "Ben de sizin gibi elektrik yüklüyüm. Hepimiz parmak uçlarımızdan ayak parmaklarımıza kadar milyonlarca alıcıyla donatılmışız. O alıcılar herhangi bir şeye sürtününce sinir hücrelerini uyarır. Sinir hücreleri de sinyalleri beyne göndererek yorumları geri alır. Beyinse dokunulan nesnenin sıcaklık, soğukluk, kütlük, keskinlik gibi özelliklerini size bildirir. Benim parmak uçlarımla okuduğum Braille alfabesi gibi, dokunduğumuz her şey beynimizin çeşitli bölümlerinde kısa süreli hafıza ya da gerçek zaman değerlendirmesi yapılmak üzere yorumlanır."

Duraklayıp derin bir nefes aldı.
"Benim tenimdeki alıcılar ölü birinin deri alıcılarına dokununca, canlı elektrik sistemim -yani merkezi sinir sistemim- ölü kişinin merkezi sinir sisteminin devreleriyle ilişkiye geçmiş olur. Ben onların merkezi sinir sistemleriyle beyinleri arasında elektrik bağlantısı oluşmasını sağlıyorum."

Yan masada oturan kadın dönüp onlara baktı.

Mingyu sesini biraz alçaltıp Seungkwan'a doğru eğildi. "Bir insanın hafızası neye benziyor, Bay Boo?"

Merhabalarrrr

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Merhabalarrrr

Bölüm nasıldı?

Umarım beğenmişsinizdir

Oy vermeyi unutmayın tekrardan

Kendinize iyi bakın~~♡♡♡

18 saniye✧verkwan ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin