BÖLÜM 2

110 5 0
                                    

EVET YENİ BİR BÖLÜMLE SİZLERLEYİM.BÖLÜMÜ ERKEN ATTIM MUSAİTİM VE YAZAYIM DEDİM İYİ OKUMALARRR....

ŞEHİTLİKLER;

ŞÜHEDANIN,MİLLETİNİN KALBİNDE YATTIĞI,ÖLÜMSÜZ KALPLERİN VATAN AŞKI İLE ATTIĞI YERDİR....

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

UMAYDAN DEVAM

"Uyu abim,uyu güzelim.Hadi"dedi abim. "İyi geceler" dedim abime daha sıkı sarılarak. "Sanada iyi öğlenler." diyerek güldü Pusat ama onu takmadan uyudum...Birinin beni dürtmesi sonucu uyanmıştım,gözlerimi yavaşça araladığımda abimi görmüştüm. "Umay,geldik güzelim" diyerek  arabadan inmeme yardım etti. "Tamam abi" diyerek abimden destek alarak inmiştim.Şu an'a kadar üşümemiştim,ancak şuan DONUYORUM. "Burası niye bu kadar soğuk?" diye sormuştum. "Hakkari burası.Senin o İzmirlere benzemez" diye yanıtladı beni Pusat. "Ben iznim bitince gidicem İzmir'e şuana kadar Balıkesirdeydim." diyerek durum güncellemesi yaptım Pusat'a. Abim arabadan bir mont çıkararak omuzlarıma koydu ve ardından "Üşümezsin şimdi" diyerek elini belime koyarak hem beni yönlendirdi,hemde uyardı. "Yanımdan sakın ayrılma Umay,anladın mı?" dedi "Tamam abi ayrılmam.İstersen kelepçele bizi hiç yanından ayrılmayayım." bu dediğime abim göz devirmişti.Büyük bir yere girdiğimizde geldiğimiz yerin askeriyenin spor salonu olduğunu fark ettim.Pusat konuşmaya başladı "Beyler toplanalım hızlıca" diyerek emir vermıştı.Bütün tim hazır olda emir beklerken bende kenarlara doğru kaçmaya çalıştım,bakın ÇALIŞTIM çünkü abim beni durdurarak "Sende katılacaksın,teğmenim" dedi,teğmenim kelimesini çok sert bastırarak söylemişti.İyide  ben onun askeri değilim.Abime doğru dönüp, "Ben sizin askeriniz değilim Yüzbaşım.Ben Hava savaş pilotuyum."dedim sakın bir sesle.Abim sert sesi ile "Şuan askeriyedesin.Burada benim kurallarım geçerli,teğmen.Sıraya geç.HEMEN!" diye bağırması ile üzerimde ki mont'tan ve fazlalıklardan kurtularak yanlarına ilerledim.Abim gözlerime bakarak "Hava olduğu kadar,karada da iyi misiniz bakalım,değil mi teğmenim."dedi. "Haklısınız Yüzbaşım,bakalım karada iyi miyim?" diyerek tek kaşımı kaldırarak abime baktım.O sırada salonun kapısı açılmıştı,göz uçuyla baktığımda bir timin daha geldiğini görmüştüm,ama çokta takmamıştım doğrusu. O an bir ses duymuştum,olduğum yerde donmama sebeb olan o sesi "TEĞMEN KURT DEDİM!!" diyerek tekrar bağırmıştı.Arkama dönerek,tekmil verdim " TEĞMEN UMAY ASUMAN KURT/TRABZON EMREDİN KOMUTANIM" dedim.Karşımda ki kişi Yüzbaşı YAĞIZ BOZKURT'tan başkası değidi.HAVA HARPTA Kİ KOMUTANIM BURADA.Yağız yüzbaşı hızla önüme gelerek "Burada ne işin var Teğmen KURT?"diye sordu. "İznimde abimi ziyaret etmek istedim komutanı" dedim.Seni hiç ilgilendirmez neden burada  olduğum demek isterdim,ama korku her şeyi yaptırıyor insana. "Abin kim Teğmen?"diye sordu. Abim yanıma gelerek "Benim,Kıdemli Yüzbaşı Oğuz KURT.Bir sorun mu var? Sen kimsin?" dedi. "Ben YÜZBAŞI SAVAŞ PİLOTU YAĞIZ BOZKURT. Kardeşinizin komutanı." Onu anlamamak için aptal olmak gerekiyor yiğidim dedim içimden.Abim söz alarak "Ne işin var burada Yüzbaşı?" diye sordu. "Ablamı ziyarete geldim komutanım.Bir sorun mu vardı?" dedi sert ve bı o kadar da tok sesi ile.Söze girerek "Komutam." dedim abime bakarak.Abim bana dönerek "Ne var teğmen" dedi.Ayıp ben senin kardeşinim be.Düştün gözümden Oğuz KURT. "İçtima var mı?" diye sordum.  "KURT TİMİ HAZIRLANIN,DAĞA ÇIKICAZ."bana döndü ve "Sende teğmen." dedi o sert sesi ile.Yalan yok biraz tırstım. "Emredersiniz komutanım"dedim.Başka ne diyebilirim ki..Sivilde olsak derdim ama şuan olmaz.Kurt timinin yanına adımlarken biri kolumdan tutmuş,durmamı sağlamıştı.Baktığımda bu Yağız Yüzbaşıydı.Hayırdır yiğidim?Nereden geliyor bu cesaret,banada lazım.Abim çoktan KURT timinin yanına gitmişti.Yağızın beni durdurduğunu görünce tekrar geldi yanımıza ve Yağızın beni tuttuğu elini tutarak kolumu kurtarmaya çalışmıştı.Çalıştı,çünkü ne Yağızın ne benim kolumu bırakmaya,ne de benim  Yağızdan ayrılmaya niyetim vardı. "Kardeşimden elini çek Yüzbaşı" diye konuştu abim. "Benim askerim,sizin askeriniz değil Yüzbaşı.O bi Hava teğmeni." sadece askerinmiyim yiğidim?...  "Hava teğmeni olması,asker olmadığı anlamına gelmiyor." "Teğmen KURT bir hava subayı,kara subaylarının yaptıklarını yapamaz." bir dakika kim dedi yapamam diye? "Kim dedi yapamam diye" diyerek araya girdim. "Teğmeni'm" dedi ALLAHH!! Bana teğmenim dedii.Gözlerine baktım Yağızın ve tekrar aşık oldum... Yağız söz alarak "Teğmen KURT! Eğer o dağa çıkarsan,Gökyüzünü UNUT!Bröve*'ni UNUT!,Hayalini kurduğun şeyleri UNUT! Şeç Teğmen Kurt. ŞEÇ ASUMAN YENİLEN. Gökyüzümü? yoksa kara mı? Karar senin Teğmen kurt." Şaşkın bir ifade ile Yağıza bakıyordum,yapamaz böyle bir şey değil mi?Beni gökyüzümden mahrum bıramaz.

*Bröve, bir çok önemli bir askeri uzmanlık alanında, üstün bir ehliyet derecesi elde etmiş olduğunu göstermek üzere verilen bir çeşit mükâfat.

Kara, deniz ve hava kuvvetlerine ait bröveler ile uzmanlık brövelerini içine alır. Aynı zamanda brövenin üzerinde yer alan MÖ 209 tarihi askeriyenin ilk temelinin atılış tarihidir. O tarihte 'nin en ünlü hükümdarı , onluk sistemi bulmuştur. Ayrıca brövelerin üstünde yer alan resminin bulunma sebebi de Atatürk'ün "Hatt-ı müdafa yoktur, sath-ı müdafa vardır" sözüdür.

Dört çeşit bröve vardır:

Hava Kuvvetleri BrövesiDeniz Kuvvetleri BrövesiKara Kuvvetleri BrövesiJandarma Genel Komutanlığı Brövesi

(BENİM BAHSETTİĞİM BRÖVE .BRÖVE YANİ HAVA KUVVETLERİ)

28 kelime beni hayattan kısa bir süreliğine hayattan soyutlamıştı.Korkulu gözler ile abime baktım. Abim hem korkutucu,hemde şaşkındı bunu yapıcağını o da düşünmemişti. "Çabuk seç teğmen!Seni beklicek vaktim yok!" dedi Yağız. Şaşkınlığımı üzerimden atarak "Gökyüzü seçiyorum." dedim. "Doğru karar 30 Nisan'da üste ol teğmen." "Emredersiniz komutanım."Yağız arkasını dönerek gitti. Hayallerimle oynayarak gitti...


YAĞIZDAN

 Umay'yı görmüştüm karargahta,ne işi vardı onun burada?İzne çıkıştım 30 Nisan'a kadar. O sırada da Ablam Asena BOZKURT'u ziyaret etmek istedim.Spor salonuna gitmiştim spor yapmak için. O an Umay'ın içtimaya hazırlandığını gördüm buna izin veremezdım,O içtimaya katılamazdı.Onu o içtimaya katmak istemezken kalbini kırdım.Ablamın timinin dinlenme odasına girdiğimde ablam "Yağız niye böyle bir şey yaptın?Kızın hayalleriyle oynadı." "Abla kıskandım" dedim bağırarak "Umay'yı abisi ve arkadaşlarından kıskandım"diye devam ettim."Yağız abisi oradaydı.Sen nasıl abisinden kıskanırsın." dedi ablam. "Bilmiyorum abla.Kıskandım onu köpek gibi.O kim ki ben onu kıskanmam diyordum ama onu KÖPEK GİBİ KISKANIYORUM,her kez den kıskanıyorum." "Söyle ona." dedi ablam. "Neyi?" dedim anlamamazlığa yatarak. "Onu sevdiğini."



                                                       BÖLÜM SONU

BU VATAN;

TOPRAĞIN KARA BAĞRINDA SIRADAĞLAR GİBİ DURANLARINDIR.BİR TARİH BOYUNCA ONUN UĞRUNA KENDİNİ TARİHE VERENLERİNDİR.


"BİR ÇOK GİDEN MEMNUN Kİ YERİNDEN ÇOK SENELER GEÇTİ,DÖNEN YOK SEFERİNDEN"

GÖKYÜZÜNÜN KAHRAMANI:UMAY KURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin