Yarı İtalyan yarı Koreli bir mafya avukatı Vincenzo'nun, Kore'ye gelip işlerin düşündüğü gibi gitmeyince bir yol bulmaya çalışıp Malta Adası'na gitmeye çalışması.
NOT, Bu seri VİNCENZO dizisinden örnek alınarak yapılmaktadır.
*Dedi ve içeri girip hiçbir şey olmamış gibi partinin tadını çıkarmaya başladı*
Güney Kore/Seoul
Hong Chae-Young;
Babel davasından çıkar çıkmaz davalının avukatını gördüm, daha doğrusu babamı.
Hong Yu-Chan: Sen nasıl böyle bir şey yapa birisin. Ben sana hiç bir şey
öğretemedim mi?
Chae-Young: Ne diyorsun ya? Sen benim babamsın, danışanım veya patronum
değilsin. Bana iş ile ilgili tavsiye ya da emir veremezsin.
Yu-Chan: Asıl sen sen neden bahsediyorsun? Sen nasıl böyle cani olabildin? Mezun olduğun ilk
gün o kadar sevindim ki, ahlaklı masum bir avukat olacağına inandım ama yanılmışım;
sen onca insanın ölmesine, kan kusmasına nasıl dayanabiliyorsun söylesene!
Chae-Young: Öf hastalıkları olmasaydı ölmezlerdi, bu kadar basit; ben bunu savunuyorum.
Wusangın da Babel'inde hiçbir suçu yok. Ya bunu kabullenmek bu kadar zor m-
Yu-Chan: Evet zor, çünkü sizin gibi caniler yüzünden hem o insanlar hem de o insanların aileleri hayatlarını kaybediyor!
Chae-Young: Cani mi, ben miyim cani? Ya ben 9 yaşındaydım ya 9 sen orada annemin ölmesini izlerken cani olmuyorsun da, ben kariyerimi ilerletmek istediğim zaman mı cani oluyorum?
Yu-Chan: Hong Chae-Young! Anneni ben öldürmedim niye senelerdir bunu anlamıyorsun.
Trafik kazasıydı, sadece beni kurtarabildiler.
Chae-Young: Keşke annem kurtulsaydı.
Yu-Chan: Öylemi.. Peki kızım.
*Diyerek ve kalbi kırık bir şekilde oradan ayrıldı.*
Chae-Young: Baba! Baba, ben öyle demek istemedim!
*Chae-young ne kadar pişman olsa da ağıza alınmayacak cümleler kurmuştu babasına.*
