Bay Han: O Cha-Young burada ne işin var.
Cha-Young: Siz yaptınız değil mi?
(Bay Ha şüphali bir şekilde.)
Bay Han: Neyi biz yaptık anlamadım.
(Cha-Young sinirli bir şekilde.)
Cha-Young: Kes tatavayı. Babamı öldüren ve benim o eve gelmemi bekleyen beni öldürmeye çalışan aynı zaman da Bay Vincenzo'yu da kurşunla yaralayan aynı adamdı. Bunların hepsi aynı günde oldu! Sizce bunların hepsi bir tesadüf mü?
Bay Han: Cha-Young saçmalama ben babanı niye öldüreyim.
Cha-Young: Bende onu diyorum. Sana ne yaptıda öldürdün!
*Vincenzo Cha-Young'u kolundan tutup hafifçe kendine çekip onun bir adım önüne gider. Ve Bay Han'ın boğazını sıkarken;*
Vincenzo: Bana bak ben o karşında ki ne diğer avukatlara benzerim ne de Babel'in patronuna. Bilmediğimi mi zannediyorsun? O başkanın emri doğrultusunda hareket ettiğinizi he?
*Diyip karşısında ki pişkin adamın boğazını bırakır.*
*Bay Han karşısında ki adamın söylediklerine şok olmuş bir şekide dinlemişti. Sahi nereden biliyordu Babel den rüşfet aldıklarını. Kimdi bu adam bir avukat mı? Hayır avukat olamaz. Peki kimdi bu korkutucu adam. Bay Han gerçekten ondan korkmuştu ve bu durumu tabii ki koşarak Bayan Choi'ye anlatacaktı.*
Cha-Young: A bir de unutmadan.
*Masaya istifa kağıdını sertçe bırakır.*
Bay Han: Cha-Young, yapma.
Cha-Young: Dava da görüşürüz.
*Bay Han'ın odasından çıkarken Jun Woo onları görür.*
Jun Woo: Sunbae istifa etmedin değil mi? Ah, Cha-Young lütfen bunu yaptığını söyleme.
*Cha-Young daha fazla dayanamaz ve en sonunda Jun woo'ya patlar.
Cha-Young: Ya sanane sanane, biz seninle sadece arkadaşız artık benimle ilgilenmeyi kes anladın mı? Yeter artık seninle mi uğraşacağım yoksa o şerefsiz Babel patronuyla mı?
*Der ve sinirle Jun woo'nun cevabını beklemeden gider.*
Vincenzo: Onu şuan aldırma hâlâ yas da ve gerçekten şuan her şey onun başına geliyor.
*Der ve Vincenzo da Cha-Young'un peşinden gider.*
Jun Woo: Orosbu çocuğuna bak, bana akıl veriyor.
*Cha-Young Vincenzo'ya dönerek.*
Cha-Young: Konuşmamız lazım.
İNBOL CAFE
Cha-Young: Babel'e dava açacağım.
Vincenzo: Neden?
Cha-Young: Çünkü babamı onlar öldürdü.
Vincenzo: Babanın katillini bulunca hiç bir şey değişmeyecek.
Cha-Young: Hayırsız bir evlat olarak belkide son görevimi gerçekleştirmek istiyorumdur.
Vincenzo: Bundan benim çıkarım ne olacak?
Cha-Young: Ah tanrım, insanlar çok çıkarcı. Peki, o bina da ne işin var bilmiyorum.
(Cha-Young Vincenzo'yu süzerek.)
Cha-Young: Ama senin gibi biri.. Burada ne işin var bilmiyorum. Orada ne işin varsa, sana yardım edeceğim.
Vincenzo: Seni ilgilendirmeyen bir işim var. O yüzden boşver.
Cha-Young: Sana yardım edeceğimi söyledim, çıkarın var işte daha ne istiyorsun?
Vincenzo: Boşver, katilii bulunca ne yapacaksın. Onu öldürecek misin? Yoksa işkece mi edeceksin? A şey yapacaksın. Onu 'adaletin' eline teslim edeceksin. Sence cezalndırılır mı? O katil babel'in ayarladığı bir katil. Savcı ve hakime rüşvet verirler ve soncunda katil serbest kalır. Ayrıca bir sonraki hedefi de sen olursun.
*Vincenzo haklıydı. Cha-Young kabul etmek istemese de Vincenzo haklıydı.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONE DAY
FanficYarı İtalyan yarı Koreli bir mafya avukatı Vincenzo'nun, Kore'ye gelip işlerin düşündüğü gibi gitmeyince bir yol bulmaya çalışıp Malta Adası'na gitmeye çalışması. NOT, Bu seri VİNCENZO dizisinden örnek alınarak yapılmaktadır.