MYÇ ( metrodaki yakışıklı çocuk )

OFFF TUĞÇE !!!!!!!!!!

o salak çocuğu burda gördüğümde bütün sinirlerim tepeme yapıştı . evet o salak adı enes midir nedir işte her ne boksa koltuklardan birine oturmuş yanında sarışın nerdeyse giyinmemiş diyebileceğim bi kızla öpüşüyodu. o an sadece tuğçe görmesin diye dua ettim ama işe yaramamış olacak ki kafamı çevirdiğimde tuğçe gözleri dolmuş bir şekilde büyük bi nefretle enes ve yanındaki sürtüğe bakıyodu . birden tuğçe ışık hızıyla enes ve yanındakinin yanına gitti . şimdi katliam çıkacak . hemen denizle tuğçenin yanıa fırladık.

tuğçe ondan beklenmedik bi davranış sergileyip sadece elindeki içkiyi enesin suratına döktü , daha sonrada bardağı kafasına atıp koşarak tuvalete gitti.

olanlara denizde bende sadece mal gibi bakakaldık. o anın verdiği şaşkınlığı atlatıp tuğçenin yanına tuvalete koştum .

" Tuğçe bebeğim iyi misin " onu hiç böyle görmemiştim. " tuğçe lütlen bi cevap ver bak korkuyorum ben deli gibi soru sorarken tuğçe kabindeki tuvaletlerin üstüne oturmuş deli gibi gülüyodu . allahım kız kafayı yedi . "tuğçe iyi misin sen niye gülüyosun " tuğçe sadece sinirleri bozulunca güler. o arada KIZLAR tuvaletine deniz daldı . bildiğn daldı.

"deniz burası kızlar tuvaleti çık dışarı." tabi ki deniz dinler mi hayır "knk iyi misin sen bu ne hal babaannemin makyaj yapıp uyuyup uyanmış hali gibisin hem sen merak etme ağızını burnunu kırdım o piçin. " deniz bizi her şeyden daha çok sever , bizde onu tabi tuğçe bi,rden daha fazla gülmeye başladı. en iyisi eve götürmek olacak . denize kaş göz işareti yaparak çıkmasını söyledim ama beni yine dinlemedi. biz denizle kaş göz işareti ile saçma sapan iletişim kurmaya çalışırken tuğçe aynanın karşısına geçmiş makyajını toparlayıp , ellerini saçlarından geçirip yüzüne kocaman bi gülümseme yerleştirti . biz ise sadece tuğçenin ne yaptığını anlamaya çalışırcasına ağızımız yarım metre açık bi şekilde tuğçeye bakıyoduk.

" hadi gidip biraz kafa dağıtalım . " dedi . bian denizle gözlerimiz buluştu. tamam tuğçenin ruh hali çok çabuk değişiyo ama bu kadarınıda tahmin etmemiştim. tuğçe önden , biz arkadan ilerleyerek kapıdan çıkmak üzere adım attık . biz çıkarken iki tane göğüsleri , dudakları silikonlu saçları postiş varlık dönüp denize tip tip bakmaya başladı. ben olsam bende bakarım muhtemelen denizi gay sandılar . haklılar ben olsam bende gay sanardım .

bunu fark eden sadece ben olmadığımı denizin kızlara dönüp " ne yani hiç mi arkadaşını teselli eden arkadaş görmediniz." demesinden anladım. kızlar denizin cevapına sadece histerik bi kahkaha atıp , yanımızdan tuvalete girdiler. bu arada denizde kızlara baya bi saydırıyodu.

yine yuğçe önde biz arkada kalabalığın içinde zor zar ilerlemeye çalışıyorduk. eneslerin masasının yanından geçerken enesin yanındaki kırmızı kafalı sürtük gözüne buz koyuyordu. tam o sırada içimdeki küçük çocuk dil çıkarıp yürü desede içimdeki ergeni dinleyip orta parmağımı gösterip yürümeye devam ettim. fazla zaman geçmeden köşe bi yerde cool bi şekilde oturan kaanın gördüm. zaten barın kasvetli havası yüzünden bunalıyodum kaanı görünce karnımdaki kelebekcikler harekete geçti. bu seferde üzerinde koyu mavi bi tişört altında da siyah bi pantolon vardı.

hızla onların masasına doğru ilerledik. allahım kalbim yerinden çıkcak şimdi aptal gibi sırıtıyorum ve buna engel olamıyorum delircem . masaya geldiğimizde ozan , buğra ve yanındaki iki sap ayağa kalkıp önce denizle selamlaştılar sonra tuğçeyle içlerinden sarışın olan yanıma gelip

" selam ben berke ama sen bana kısaca hayatımda görüp görebileceğim en yakışıklı erkekde diyebilirsin " diyip elini yanağıma doğru götürünce bi anlık refleksle eline vurdum . benimle aynı anda kaanda "BERKE " diye bağırınca hepimiz kaana döndük . o arada patavatsız ozan araya girip, "berke başkasını bulsan iyi olur kız çok atarlı ." dedi zaten bu çocuktan hoşlanmıyorum iyice gıcığıma gitti. tuğçe beni yanına çekiştirerek koltuğa otutturdu . hemde tam kaanın dibine ... allahım sanki nefes alamıyorum tam yanımda .... tam yanımda...