Selam
Benim ilhamsizlik halis mi yani tek cumle yazamiyorum yazinca da yazdigimi begenmiyorum cok garibim
Yeni bolum atmam lazim cunku bok gibi yerde kesmisim yine
Herneyse iyi okumalarArabayı hızlandırdı Minho bunun üzerine. 10 dakika süren yoldan sonra bomboş bir yerdeydik. Buralarda böyle bir yer olduğundan haberim bile yoktu. Minho arabayı arazinin ortasına çekti ve el frenini çekip arabayı durdurdu. Kemerini açıp koltuğunu en arkaya doğru itip rahat oturdu.
Bende kemerimi açtım ve koltuğumu arkaya doğru ittim. Tamamen Minho'ya odaklandığımda onun zaten beni izlediğini gördüm. Boğazını temizledi. "Bana bak Jisung. Anlattıklarımdan sonra bana açıklama yapmam için zaman vereceksin öyle dinlemeden anlamadan kafandan bir şeyler kurmanı istemiyorum. Bana bunun sözünü ver." Dedi. Çok ciddiydi şu an.
"O kadar kötü yani anlatacağın şeyler." Dedim dalgayla. Bakışları sertleşti. "Hayır sadece tepkilerin sıkıntılı. Söz ver işte." Dedi. Şu an dediklerine çok pis alınıp trip atardım ama sırası değildi. Çok uzatmamak için, "Söz veriyorum." Dedim. Bunu dememle yumuşadı zaten.
"Başlıyorum, sözümü kesme lütfen. Ayrıca gözlerime bak." Dedi. Gözlerim Minho'dan başka heryere bakıyordu. Gözlerimiz birleştiğinde tekrar boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
"Bizim ailelerimiz uzun zamandır kavgalı. Hem de azımsanamayacak kadar uzun zamandır. Nedenini bilmiyorum." Duraksadı. Ne diyeceğini düşünüyor gibiydi. Ama gözleri gözlerimi bir saniye bile terk etmiyordu. "Ben anneme aşırı bağlıyım. Nedenini bende bilmiyorum. Ama belki de babam işkolik bir manyak olduğu içindir." Güldü.
"Annem annenden hiç haz etmez. Senin annen de benim annemden. Annenin değerlisi olduğunu öğrendiği ilk an annem." Duraksadı. "Seni yakından inceleyip tuzağa düşürmem gerektiğini söylüyordu." Yutkundu. Gözlerini kaçırdı. Tekrar gözlerini getirdi gözlerime. "Yani binevi kaçıracaktım seni. Ama ben... yapamadım. Sana aşık oldum." Gülümsedi. Samimiydi şu an bana karşı.
"O gün seni adamlar beni hırpalamaya çalışırken gördüğümde benden haberin olduğunu ve bana savaş açtığını sanmıştım." Dedi. "İşin aslı aynı okulda olmamız, danışman öğretmeninin okuldan ayrılmasının sebebi de bunlar. Başlarda sana yakın davranıp seni kullanacaktım." Gözlerini kaçırdı. Gözleri dolmuştu çünkü.
Gözlerini kırpmıyordu. Biliyordu çünkü eğer kırparsa tek damla düşecek, peşinde yenilerini getirecekti. "Ama ben cidden sana aşık oldum. Ve canımdan çok sevdiğim annemden daha çok sevdim seni." Dedi. Gözlerimiz birleştiğinde mahçupça gülümsedi bana.
Ben şoktaydım hala. Arkamdan nasıl bu kadar iş çevrilmişti. Şu an Minho'nun beni gerçekten sevdiğine emin olsam bile yine de içimde minik bir şüphe oluşmuştu. "Tam dinlediğin için teşekkür ederim." Dedi. Gözlerimi ben çektim bu sefer onun üstünden.
Çatlamış sesimle konuştum. "Eve gidip biraz düşünmek istiyorum." Dedim. Başımı cama doğru çevirdim. Beni duyar duymaz burnunu çekti ve koltuğunu düzeltti. Kemerini takmıştı. Her ne kadar cama bakıyor taklidi yapsam da işin aslı onu izliyordum. Bende koltuğumu düzeltip kemerimi taktım. Göz yaşlarını silip arabayı çalıştırdı.
Yazardan
Küçük olanın evine gelmişlerdi. Büyük olan dolu gözleriyle küçüğünden bir hareket bekliyordu. Küçük olansa dolu gözlerini saklamaya çalışıyordu. Duyguları karmakarışıktı küçüğün. Büyük olanında ondan farkı yoktu. Sonunda küçük olandan bir hareket gelmişti. Burnunu çekmiş ve kemerini açıp çıkmıştı arabadan. Ağladığını anladığında daha kurumamış göz pınarları bir daha ıslanmıştı büyük olanın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fave|Minsung
FanfictionMatematik öğretmeni Minho'dan hoşlanan Jisung. #2 hanji(23.05.24) #25 leeminho (25.05.24)