★²

244 41 2
                                    

Gözlerimi açtığımda revirdeydim ve başımda Jisung 'uyandı' diye bağırmaya başladı.

"Jisung.."

"Seungmin ! Beni ne kadar korkuttun biliyor musun?Nerelere karıştın?"

"Ben,bilmiyorum yani..Başım ağrıyordu bayılmıştım."

"O yüzden karnın morluk dolu değil mi?"

Jisung'un sözüyle karnıma baktım,morarmıştı.Eğer Yeonjun'un yaptığını söylesem muhtemelen ölürdüm.

"Bayıldım ve karnım taşa geldi o yüzden mor Jisung,boşver."

"Öyle olsun Seungmin,ben öğrenirim"

O pislik yüzünden bir de yalan söylemiştim,hem de tek arkadaşıma!?
Başımı yastığa geri koydum ve gözlerimi kapattım.Geri açtığımda Jisung ortalıkta yoktu,gitmişti.Perdelerle çevrili revirin sedye benzeri yatağının üstünde perdelerim arkasında bir gölge gördüm.Ve gölge bana yavaşça yaklaşıyordu.Daha sonra iri yarı biri olduğunu anladım ve tek eliyle perdeyi açıp bana acı bir şekilde baktı.Daha sonra gözü karnıma kaydı ve morlukları görünce şaşırdı.Sadece üzgün bir şekilde bana baktı.

"Şey,kimsiniz ?"

Tanımadığım bu adam sadece o an gülümsedi ve perdeyi kapatıp hızlı bir şekilde uzaklaştı.Az önce ne yaşamıştım?
Neden bana gülümseyip gitti hala anlayamamıştım.Ben bunları düşünürken biri daha içeri girdi ve o olduğunu düşünüp biraz ayaklanmaya çalıştım.

"Lütfen çok hareket etmeyin,morluklarınıza krem getirdim."

Bu doktordu.Ardından ise Jisung endişeli bir şekilde gelerek beni azarlamaya başladı.

"Seungmin! Ne arıyorsun ya öyle yerlerde karnın nasıl taşa gelebiliyor?"

Oflamıştım.Zaten yeterince yüküm varken bir de Jisung'tan azar mı yiyecektim?

"Hiç oflama! Senin suçun.Ayrıca bir daha yanımdan ayrılmayacaksın.Kim dövdü de söylemiyorsun kim bilir?"

Göz devirip doktorun yazdığı reçeteye bakıyordum.

"Çok hareket etmeyin,morluklar fazla ve üst üste olduğu için biraz derin bir yara,sadece verdiğim kremleri kullanın en yakın zamanda geçecek,geçmiş olsun."

Jisung hala endişeliydi.Hemen kremleri okumaya başladı ve ardından doktora benim adıma konuşmaya başladı.

"Tamam,teşekkür ederiz doktor bey sağolun."

Yavaşça ayağa kalktım ve elimi Jisung'un omuzuna atıp ondan destek aldım.Jisung düşecek gibi oldu.

"Yahu!tamam yaralısın anladık,birde kucağıma alayım istersen ?"

"Olurr"

"Ya salak mısın bir git ya"

Güldüm ve revirden çıkıp sınıfa gittik.Jisung bu sefer yanıma oturdu ve kitaplarını çıkarmaya başladı.O sırada dışarıya bakarken aklıma revirdeki tanımadığım çocuk geldi.Onun beni kurtaran kişi olabileceğini düşündüm ve gülümsedim,ona teşekkür borçluydum ilk gördüğüm anda teşekkür edeceğim.
Ben bunlara dalıp giderken Jisung bir anda görüş alanıma girdi ve gülümsemeye başladı.

"Oo,Seungg noldu aşık mı oldun manzaraya dalmalar falan?Kim bu şanslı kişi ?"

"Saçmalama Jisung ya !Sadece manzara güzel"

"Eminim öyledirr."

Salak çocuk işte.Klasik Jisung.Bu arada Jisung'un bu aralar takıntı haline getirdiği biri DAHA var.Çok acıyorum onlara.Bizim salak her dakika onu izliyor.Bu kaçıncı aşkı bilmiyorum ama bu sefer çok takıntı yaptı.

"Ayy Seungminn geçen gün ne oldu biliyor musunn? Koridordayken bana göz devirdii"

"Ya salak,göz devirmek demek seni umursamıyor demek!"

"Olsun yinede bana baktıı"

"İsmi neymiş bu şanssızın?"

"İlk önce o böyle biri onu sevdiği için çok şanslı  ve ismide Minhoooo"

"Minho şu kütüphane sorumlusu olan değil mi?"

"Evetttt,kitap bile okuyor çok iyi değil mii?"

"Hıhı,aynen."

İçeriye matematik hocasının girmesiyle sohbetimiz kesildi ve derse başladık.

Yaklaşık 40-45 dakika sonra zilin çalmasıyla Jisung ile birlikte kantine indik.Kantin yine kalabalıktı.Jisung'a nefes almam gerektiğini söyleyip dışarıya çıktım.Gözlerimi kapatıp nefes aldıktan sonra tekrar gözlerimi açtığımda karşımda onu gördüm.Revirdeki gizemli adam.

İlk başta ürpersem bile sonradan amacım aklıma geldi ve ona teşekkür edecekken ağzımı kapattı.

"Rica ederim,Ben Bang Chan.Bana Chan diyebilirsin."

"Uhm,peki Chan.Be-Bende Seungmi-"

Sözümü kesti.

"Korkmana gerek yok Seungmin.Kötü biri değilim."

Gülümsedim.
Sonra gözü içeriye kaydı.

"Benim gitmem gerek,Seungmin.Daha sonra tekrar geleceğim."

Anında kayboldu.Ben daha nedenini soracakken bir anda kapıdan elinde iki tost olan Jisung geldi.

"Nefes alman niye bu kadar uzun sürdü,Köpek bey?"

"Sus sincap"

Ağzına doldurduğu tost yüzünden sesi boğuk çıkıyordu.

"Tamam be ! Sanki birşey söyledik."

İkimizde önümüzdeki manzarayı izleyip tostumuzu yiyorduk.O minhoyla olan 200. Bakışmasını anlatırken,ben Chan denen bu kişinin neden benimle yakından ilgilendiğini düşünüyordum..

-

Merhaba ben geldim !
2. Bölüm biraz geç geldi.Bir kaç sorunlar yaşadım ayrıca okul sorunuda var.Her neyse aktif olmaay çalışacağım görüşürüzz

Oy vermeyi unutmayın★

Rainy Day/ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin