Berbat bir gece geçirmiştim. Eve nasıl döndüğümü bilmiyordum. Uyandığımda başımda berbat bir ağrı vardı. Aman işin en iyi tarafı yatağımın karşısında oturan Jackson du. "Günaydın" işte duymak istediğim ses. "Günaydın Jackson. Eve nasıl girdin ve niye bişey hatırlamıyorum." Başım bu kadar ağrımıyor olsaydı çoktan yataktan kalkmıştım. "Dün gece arabayı kenara çektiğimde biraz konuştuk hatırlıyorsundur." Elbette hatırlıyordum. "Sonra gene bayıldın ve seni eve getirdim." Olamaz bu berbat bir durum. "Eper ben bayıldıysam birisi daha öldü demektir." Dedim. Dudaklarını büzdü ve konuşmaya başladı " Ailen tam olarak ne iş yapıyor?". İlginç bir soruydu. "Onlar ticaretle uğraşıyorlar yani antikalar falan.". "Silah dolu bir killeriniz olduğunu biliyor muydun? Ve birkaç tane sembol buldum. Bunlar korunma sembolleri." Dedi. Olamaz silah dolu bir kiler bu iyiye işaret değil. Peki ben bunu nasıl olupta göremedim. "Jackson bunu gerçekten bilmiyordum. Ama bu ne demek. Neyden korunmak için." Yataktan doğrulmaya çalıştım. "Alex annemin verdiği kolyeyi takıyorsun değil mi?" Ona kolyeyi gösterdim. "Benim tahminimce ailen bir avcı ailesi. Doğa üstü şeyleri avlıyorlar. Eve yaralı geldikleri oluyor mu? Büyük ihtimalle sana bu sembollerin dekoratif olduğunu söylemişlerdir. Küçükken dolabımdaki canavardan korktuğunda dolabı çok iyi bir şekilde aramışlardır. O sembollerin seni koruyor eve doğa üstü varlıklar giremiyor. Yani bir nevi görünmez olmak gibi düşün." Ailem mi? Bu nasıl mümkün olabilir. Yıllardır yaşadığım yer aslında içi silah dolu bir sığınak mıydı? "Alex ailen ne zaman eve dönüyor?" Şuan eve dönmelerini istemiyordum. "En son onlarla geçen hafta konuştum. Söylediklerine gre bu günden 4 gün sonra evde olacaklar." Yataktan kalktım. Kot pantolon ve tişörtünle uyumuşum. Jacksonla evin kilerine yani silah depomuza gittik. Ne kadar çok silah vardı. "Jackson? Bu kadar çok şeyi nasıl biliyorsun. Yani semboller, dolapta yaratık arama." Gülümsedi. "Ben bir avcı olarak büyüdüm. Benim ailemde seninki gibi tek fark bizde çocuklar yeni avcılar olarak büyütülür. Ama senin ailen seni korumuş." Yüzümde gülümseme yayıldı. "Bir silah seç avcı olmasan da bugün biraz iş yapacağız. Sana ihtiyacım var." Dedi Jackson. Yay,oklar ve küçük bir bıçak aldım. "Küçükken okçuluk yapmıştım kullanabildiğim tek silah bu ama kimseye zarar vermek istemiyorum. Rüyalarımda ne görüyorum biliyor musun? Tanımadığım insanların ölümünü ve bu iğrenç bişey." Bana o şefkat dolu bakışıyla baktı. "Sakin ol hepsi geçecek."
"Dün gece sen bayıldığında biri daha öldü ve sen bir resim çizdin." Cebinde resmi çıkardı. Çok korkunç bir evdi. Camında da bir siluet. "Bu eve mi gireceğiz. Daha yerini bile bilmiyoruz. Sencede biraz korkutucu değil mi? Eski bir şato gibi." Resmi katlayıp cebime koydum. "Bu tür evleri bulmak kolay oluyor. Ayrıca evet eve giriyoruz. Sakın kolyeni çıkartma."
Eve vardık. Jackson kapısını açtı. Aslında daha çok kırdı. "Dur!!! Sakın girme. Oraya girmemeliuiz. Nedenini açıklayamam ama olmaz." Beni dinlemedi ve yukarı doğru çıkmaya başladı. Sonra birkaç adam üstümüze gelmeye başladı. "Alex onlar iyi adamlar değil bıçağı kullan kendini savunmanı sağlar" ve adamlardan birini öylece vurdu. Ama bir tuhaflık vardı. Adamların boyunlarındaki mor damarlar çok belirgindi. Jackson 3 adamı öldürdü. "Beni buraya getirdin ve ne aradığımızı bile bilmiyoruz."dedim ve gülmeye başladı. Hışımla üst kata gittim. Ve büyük bir odaya girdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çığlık
Misteri / ThrillerYa sesini kimse duyamazsa... Ya çığlıkları asla kesilmezse... Herkesi kurtarıp aynı zamanda bu ilginç ve paranormal olaylara çözüm bulabilecek mi? 16 yaşında bir kız ve gülümsemesinin ardında çok şey saklayan bir genç. Supernatural ve american horro...