bölüm 19

3K 194 11
                                    




Oy ve yorumları unutmayınız..

İyi okumalar ⊂⁠(⁠(⁠・⁠▽⁠・⁠)⁠)⁠⊃







" Onur, sen ikizleri al git. "

Her kes akşamki eğlence için hazırlanmıştı. Büyükler ilk başta gelmek istemese de Faruk amca "benim ruhum da ben de gayet genciz. " diyerek geleceğini söylemişti. Böylelikle diğer büyüklerde plana katılmıştı.

Şimdi de kim kimle gidecek kavgası vardı. Özellikle Feza ve Özgür ikizlerine katılmış Kağan da ayrı gitme kavgasına çoktan karışmış durumdaydı.

" Ya oğlum reşit değilsiniz diyorum. "

Alptuğ bıkkınca bir nefes verip yine de kaçıncı kez olduğunu bilmediği ama her iki dakikadan bir dudaklarından çıkan aynı kelimeleri büyük bir sakinlikle tekrarladı. Yine de sabrının sonuna gelmediğini söyleyemeyecekti.

" Alptuğ abi sana bize izin ver demiyoruz ki zaten. Sadece görmezden gel yeter."

Fezanın son ikna kırıntıları ile konuşmasına Alptuğ sinirli bir şekilde baktı.

" Bu kadar yeter. Kaybolun! Hemen!"

Alptuğun sakin ama fazlaca tehlikeli çıkan sesine karşın yenilgi ile omzu çökmüş çocuklar yavaşça onun yanından uzaklaştılar.

" Tüm hayallerim bir çöp."

Özgürün hüsrana uğramış sesine karşın Kağan kafasını onaylarcasına salladı. Gerçekten bir ümit ikna edip araba anahtarlarını alma fikrî aklını öyle bir almıştı ki, içi büyük bir hevesle dolmuştu. Ama şimdi her şey birer hayaldi.

" Keşke ablam burada olsaydı. Eminim o bize anında arabasını verirdi."

Kağanın söylediklerine karşın ikizler umutsuzca bir evet mırıldandı. Ardından Feza beyninde ampül yanmış gibi gözleri ışıldayarak onlara döndü. Dudakları tehlikeli bir şekilde kıvrılmıştı.

" Ne? Niye öyle kötü balina gibi sırıtıyorsun?"

Feza ikizinin ve Kağanın omuzlarına kollarını atıp onları kendisine çekti. İki yanında meraklı bakışlara sahip kafanın saçlarını karştırıp sırıtmaya devam etti.

" Ezel abla yok ama arabası var."

Kağan ve Özgür Fezanın düşüncelerini yakaladıkları an birbirilerine baktılar. Her ne kadar içlerinde yeni bir umut ışığı yanmış olsa da gözlerindeki kararsızlık da fazlası ile belliydi.

Ama onlara engel olacak kadar değil..

**

" Gerçekten güzel mekanmış. "

Her kes mekana giriş yaparken etrafa bakıyor, süzüyor ardından beğenmiş bir edayla dudak büzüyorlardı.

" Kızım kötü mekan seçer mi hiç.'

" Merhaba efendim. İsminizi alabilir miyim?"

Kendilerini karşılayan bir görevli ile ona döndüler.

" Kadir Han. "

" Ahh! Lütfen buradan buyurun."

Kadın çalışan sanki istediğini bulmuş gibi gülümseyip onlara eşlik etmeye başladı.

Mekanın içindeki küçük masalara kıyasla daha geniş ve yuvarlak masalar konulmuş ayriyeten koltuklar önünde uzunca bir masa konulmuştu.

Bu kalabalık aile rahatça sığabilirdi buraya.

Ezel Kimyager (Gerçek Ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin