Bölüm:1 | Virüs Haberi

83 4 2
                                    

Yoğun bir günün ardından üniversiteden çıkıp eve doğru yürümeye başladım. Yolda yürürken insanların aralarında salgın ile ilgili konuştuklarını duydum. Bir kaç haftadır gerek televizyon olsun gerek sosyal medya olsun konu bu "küçük çaplı" olduğu söylenen virüs. Bu konuda her gün farklı şeyler dilden dile dolaşıyor. Gazetelere her baktığımda hep farklı şeyler yazılıyor. Dün "Virüs Bitmiş Olabilir!" yazılırken bugün "Virüs Amerika'da yayılmaya başladı." yazılıyor. Herkesin bir fikri varmış gibi dursa da kimsenin en ufak bir fikri yok. Bazı insanlar bu konu üzerinden prim yapmaya bile başladı. Ne saçma işler. Neyse evime gireyim de bakayım başka neler yazılmış.
-Serda! (Serda benim ev arkadaşım)
+Meyra hoşgeldin! Gel bak televizyonda yine onu konuşuyorlar.
-Geldim.
"Virüs California'da yayılmaya devam ediyor. Yunanistan tarafında da 15-20 kişinin virüs kaptıklarını söyleyerek hastanelere gittiklerini öğrendik. Virüs kapmış olanlarda genel olarak bunlar görülüyor; göz çevresinin aşırı kızarması, sık sık halüsinasyon görmesi,burnundan kan gelmesi ve saldırganlaşması. Şu ana kadar gelen insanlarda ortak olarak bunlar görüldü. Türkiye'nin de komşularından olan Yunanistan'da da çıkması ülkeyi stres altına aldı. Bu konuda halkı korku kapladı. Bize ulaşan bilgileri sizinle de paylaşmaya devam edeceğiz. Bizden ayrılmayın."
-Bayağı ciddi galiba durum.
+Galiba.
-Korkmaya başladım ben.
+Olacaksa olur zaten Serda, korkman gereksiz.
-Haklısın. Zaten bize gelene kadar yatışır belki ortalık.
+Belki. Neyse boşver hadi yemek yiyelim.
-Tamam.
Yemekten sonra televizyonun başına geçtik. Baktım ki hala konu virüs daha fazla dinlemek istemedim. Odama gittim telefonumdan film izlemeye başladım. Filmin ortalarına doğru üst kattan sesler gelmeye başladı. Sanki birisi kafasını duvardan duvara vuruyordu. Bir süre sonra ses kesildi. Yere bir şeyler devrilmiştir belki neyse. Serda'nın da uykusu gelmiş olacak ki geldi yatağına yattı. O yattıktan 5-10 dakika sonra yukarıdan bu sefer de çığlık sesleri gelmeye başladı. Serda'yla apartman boşluğuna çıktık. Kafamızı merdivenden üste uzattık. Sadece çıkanın biz olmadığımızı farkettik. Yan komşu, alt komşu, üsttekilerin yan komşusu. Kısacası herkes çıkmıştı neredeyse. Birbirine "ne oluyor?" der gibi bakıyordu herkes. Birinin yukarı çıkıp bakması gerekiyordu. İçeriden merdane ve oklava aldım. Oklavayı yan komşumuzun oğluna verdim, merdaneyi ben aldım. Yukarı çıkmaya başladık. En alttakiler bizim kata gelmişlerdi. Kapısını tıklattım. Birden ses kesildi. Ama kapıyı açan olmadı.
-Kapıyı kırsak mı?
+Emin misin?
-Ne yapalım başka ya kadına bir şey olduysa?
+Haklısın. Kıralım.
Gerindi gerindi tam kıracaktı ki kapıyı açtı kadın.
-İyi misiniz?
+Bilmiyorum çocuklar. Sanırım evimde biri var.
-Nasıl yani?
+Birisi beni izliyor.
-Bir bakalım isterseniz.
+Olur.
İçeri girdik kadın kapıda kaldı. Her odaya baktık hiçbir şey bulamadık. Tam kapıya yöneldik kadın birden bağırdı.
"ARKANIZDA!" Birden arkamızı döndük. Kimse yoktu.
-Hanımefendi orada kimse yok ki.
Kadın birden yere düştü. Yanına koştuk. Kafasını kaldırdığında burnunun kanadığını gördük.
-Lan! Buna bulaşmış virüs!
+Saçmalama belki stresten kanamış olabilir.
-İçerde biri var diyo ama kimse yok, burnu da kanıyor. Daha ne bekliyorsun?
Kadın birden ayaklandı.
-Yok benim bir şeyim.
+Emin misiniz?
-Evet. İçeride yatarım biraz geçer.
+Peki siz bilirsiniz.
Çocuk bana "ne yapıyorsun" dercesine gözlerini açarak baktı. Tam aşağıya inecektik. Birden herkes bağırmaya başladı.
"MEYRA DİKKAT ET!"
Noluyor demeden birinin elini omzumda hissettim. Kafamı çevirdiğimde o kadın birden başka biri olmuştu resmen. Bana saldırdı. Ben de elimdeki oklavayı kafasına geçirdim. Yere yığıldı. Hemen polisi ve ambulansı aradılar.
-Bir şey oldu mu Meyra?
+Yok bir şey iyiyim.
-Dedim ben sana ama var bu kadında bir şey diye.
+Tamam şimdi bakacaklar gelenler.
-Ne koktu burası böyle be? Oha yüzüne bak!
Döndüm baktım. Kadının gözleri yerinden fırlayacak kadar açılmış, gözlerinin çevresi kızarmış ve gözlerinin içi kan çanağı gibi olmuştu. Vurduğum yerden anlayamadığım bir sıvı akıyordu. Sanırım bu koku oradan geliyor.
Hemen aşağıya indik. Sağlık ekipleri ve polisler gelmişti o sırada. Bir ekip kadının yanına bir ekip de bizi kontrole gelmişti. Beni ve komşunun oğlunu bir sandalyeye oturttular kollarımıza,gözlerimizin içine,derimize baktılar. İlk önce bana baktılar. Bende bir şey yokmuş. Virüs geçmemiş bana. Çok şükür. Sıra komşunun oğlundaydı. Annesi yanıma geldi.
-Niye senden daha fazla baktılar ona?
+Bilemiyorum.
-Bulaşmış olmasın?
+Aynı yerdeydik bana bulaşmamışsa ona da bulaşmamıştır.
O sırada sağlık ekibinden biri yanımıza geldi. "Oğlunuzda virüs var." Annesi "nasıl olur? Olamaz. Niye onda oldu bu kızda olmadı?" Gibi şeyler söylemeye başladı.
-Oğlunuz önceden virüsü kapmış. Yukarıdaki kadın daha virüsü yaymaya geçemeden öldü. Ondan kapmış olamaz.
+(Annesi yere yığıldı)Nereden gelmiş olabilir başka? Benim oğlum evden çıkmaz pek. Kimden kapacak?
-Şöyle söyleyeyim bu virüs oksijen yoluyla bulaşmıyor. Tükürük yoluyla, kan yoluyla, eğer sular pislenirse su yoluyla ve cinsel yolla bulaşıyor. Daha başka varsa da şu anda bilemiyoruz.
+Ne demek istiyorsunuz?
-Cinsel yolla da bulaşmış olabilir yani.
+Benim oğlumun sevgilisi bile yok. Kiminle cinsellik yaşayacak?
-Hanımefendi bunu ben bilemem. Belki o yolla da bulaşmamıştır bile. Ben ihtimalleri söylüyorum. Oğlunuz bilebilir ancak. Ama kiminle olduğunu öğrenmemiz lazım ki o kişiyi de karantinaya alabilelim.
Oğlunun yanına gittiler. Oğlu yok öyle bir şey diye bağırmaya başladı. Her şey bittiğinde saat 2.30'du. Herkes evlerine dağıldı. Yatağıma gittim yattım. Serda da yatağına geçti. Ben penceremden dışarı bakıyordum. Arkamı döndüğümde Serda bir yere dalmıştı.
-Serda?
+Ha? Efendim?
-Bir şey mi oldu?
+Yoo ne olacak.
-İyi o zaman hadi yatalım.
+Tamam bir su içeyim yatarım ben de.
-Tamam.
Yattım uyudum. Saat 6.30 da alarmım çaldı. Kalktım. Serda yatağında yoktu. Hatta hiç yatmamıştı. Salona gittim. Koltukta dizlerini çekmiş boşluğa bakıyordu.
-Serda? Yatmadın mı sen hiç?
+Meyra...
-Efendim ?
+Ben ...
-Bir şey mi oldu?
+Meyra ben.
Gittim yanına oturdum. Yüzünü bacaklarının arasına sıkıştırdı.
-Ne oldu Serda anlatsana!
+Yandaki kadının oğluyla yatan benim.
Yanından kalktım hemen.
-Nasıl yani?
+2 gün önce sen okuldayken benim dersim erken bitti ben de eve geldim. Televizyon izlerken şartel attı. Ben bir türlü çalıştıramadım. Yardım istedim onlardan o da düzeltmeye eve girdi. Düzeltti. Sonra teşekkür etmek için bir şeyler ikram ettim. Sonrası malum.
-Şaka yapıyorum de. Belki senden geçmemiştir.
+Ciddiyim.
-Yüzünü dönsene bana be.
+Olmaz.
-Dön dedim.
Yüzünü döndüğünde bağırmamak için kendimi zor tuttum. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Burnundan da kan geliyordu.
-Serda sen.
+Virüsü ben bulaştırdım ona da.
-Sana nereden geldi?
+Bilmiyorum. Ama bana cinsel yolla bulaşmadığını biliyorum.
-Nasıl yani?
+Ben daha önce kimseyle birlikte olmadım.
-Ee nasıl bulaşabilir başka sana?
+Bilmiyorum. İçtiğim sudan, kullandığım makyaj malzemelerinden, gidip geldiğim otobüslerden bile bulaşmış olabilir. Nasıl bulaştığını tam olarak kimse bilmiyor. Hiç iyi değilim.
-Ne yapacaz şimdi?
+Bilmiyorum. Bilmiyorum!
-Ekip çağıralım.
+Hayır verme beni onlara.
-Saçmalama Serda! Hastasın sen iyileşmen lazım. Arıyorum.
+Arama!
-Sus sen kendinde değilsin.
+Arama dedim sana!
Birden üstüme atladı. Beni ısırmaya çalışıyordu. Üzerimden atıyordum tekrar geri geliyordu. Tıpkı köpek gibi. Yerde bir süre daha kendimi kurtarmaya çalıştım. Yandaki cam su şişesi gözüme çarptı. Zar zor da olsa aldım. Ve kafasında kırdım. Biraz sersemledi. Ama sonra yine ayağa kalktı. Koşa koşa odamıza girdim kapıyı kilitledim. Üzerime kalın bir şeyler geçirdim. Yatağımın altındaki dövüş eşyalarını çıkardım. Muşta? Hayır yakın dövüş olmamalı. Mınçıkayla mı dalacağım kadına? Yok artık. Hah buldum. Kendi ellerimle boyadığım Beyzbol sopam. Elalem spor için kullanır ben süs için kullanıyorum.
Aldım elime sopayı. Kapıya kafamı dayadım. Sessizlik vardı. Ve ben bunu sevmedim. Anahtar deliğinden baktım. Birden o da gözünü anahtar deliğine dayadı.
-Kaçamazsın Meyra! Nereye kadar kaçabilirsin ki?
+Kes sesini!
Hemen polisi ve sağlık ekibini aramak için telefonumu aldım. "Aradığınız numara çok yoğun olduğu için arama yapamıyorsunuz." ikisinde de bunu dinlemiştim. Ne yapacağım şimdi?
-Serda!
+Söyle Meyracım.
-Bak böyle olmaz, tamam aramayacağım söz veriyorum.
+Olmaz artık. Ödeşmemiz lazım kafamda şişe kırdın!
-Özür dilerim. Ama mecbur bıraktın. Beni ısırmaya çalıştın ya!
+Hala daha ısırmak istiyorum. Senin o kafanı yerinden çıkarmak istiyorum.
-Serda kendine gel sen bu değilsin.
+Artık virüsün ta kendisiyim. Umurumda bile değil kimin ne dediği.
Pencereyi açtım. Dışarıda herkes sokaklara dökülmüştü. Nasıl ya? Etrafta herkes ya birilerinden kaçıyordu ya da birilerini kovalıyordu. Ne yapacağım ben şimdi? Pencereden balkona geçebilirim. Ama ya farkederse ? İşte o zaman yanarım. Neyse hadi Meyra yaparsın sen. Hadi yapalım şunu...

Kanlı VirüsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin