0.1

224 26 57
                                    

Yine her zaman ki gibi uyanmıştım ama her zaman ki gibi, kalmakta zorlansam bile okula geç kalmamak için uyanmalıydım. Yada her neyse ya ilk iki derse girmek zorunda değilim öğleden sonra giderim boş ver.

...

Kapının çalındığını güçlükle duymama rağmen uykum bölünmüştü, korkuyla hemen yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledim ve dürbünden baktım o gelmişti...
Kapıyı açmak istemiyordum tabii ki ama benim evde olduğumu bildiği için beni azarlamasından korktuğumdan açtım.
'Hoş geldin hyunjin' dedim ama dinleyen mi vardı 'Kapıyı neden açmadın aptal!' Artık bu sözlerine alıştığım için üzülmesem de içten içe kırılıyordum tabii. 'Özür dilerim, bilerek yapmadım uyuyordum' bana dik dik bakmasından kızdığını anlıyordum ama yapacak başka bir şeyim yoktu. Onu içeri ağırladığımda neden geldiğini anlamaya çalıştığımı anlamıştı ve hemen cevap verdi; öğlen oldu seni almak için geldim hiç boşuna meraklanma, git giyin gidelim' tamam anlamında başımı salladım ve hemen odama doğru ilerledim ve üstüme bir şeyler geçirip yanına gittim. 'Gidiyormuyuz?' Diye sordum, oda ayaklanarak kapıya doğru yöneldi. Asansöre binmek için tuşa bastığımda ayakkabımı giyiyordum ama o ayakkabısını giydiği için asansöre binip beni beklemeden aşağı inmişti, kızacağını bildiğim için hızla ayakkabımın bağcıklarını bağlamadan koşmaya başlamıştım, tam son merdiveni inerken, koştuğum için bağcığıma basıp yere düşmüştüm. Kapı açıldığında yine o sinirli yüzü vardı. Yanıma bağıra bağıra gelmesini bekledim ama bu sefer tam tersi olmuştu, kolumdan tutup kaldırmasıyla şaşkınlıkla yüzüne baktım. 'Özür dilerim hyunjin bilerek yapmak istememiştim' 'felix, neden sürekli özür diliyorsun anlamadım bir şey mi oldu?' Böyle baktığını hiç görmemiştim ama o hali o kadar masum görünüyordu ki, ağlamamı tutamadığım için hemen hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. 'Ağlama felix ne oldu' 'tamam gitmeyelim bugün okula' 'hadi gidelim eve yürü'. Eve girdiğimizde beni odaya tekrar götürdü ve üstümdeki montu ve çantayı alıp odanın kapısını da kapatıp içeri gitti. Hiç beklemiyordum ama yapmıştı işte. Yorulduğumu anlamış gibi beni yatağa tekrar getirmişti ve kafama takmamak için bir şey dememişti sanırım, anında kapının tıklatılması ile irkildim ve bir süre durdum kapı açılmıştı ama ben kapıyı hâlâ kilitli görüyordum sanki, birisi bana sesleniyor gibi hissediyordum ama orada kimse yoktu. Tüm gücüyle bağırdığında rüya gördüğümü anlamıştım çünkü karşımda bağıran bir hyunjin vardı. Bana korktuğunu ima eden bakışlarla bana sarıldı. 'Ne oldu hyunjin neden bağırıyordun?' 'Anne anne diyen ben değildim felix' her zaman olduğu gibi kızmıştı ama bu kızmakmıydı bilmiyorum çünkü bağırmıyordu ve o sert bakışı yoktu. 'Hadi kalk enerjini almışsındır artık yemekte yaptım' hayır anlamında başımı sallayıp yorganı üstüme çektim, bu seferde beni gıdıklamaya başlamıştı bir süre sonra 'hadi kalk almışsın sen enerjini yemek vakti hadi hadi!' Deyip ayaklandı ve mutfağa doğru gitti peşine takılıp bende gittim ve yemekleri görünce iştahım açılmıştı. Yemekten sonra uyumak için izin istedim ama buna karşı gelmişti neymiş efendim çok uyumuşum, kendine baksın o! Odaya gittiğimde kapımı çalmadan direkt Odaya girmesini beklemiyordum, 'felix en son çubuk gibiydin bu halin ne' 'hyunjin çık odamdan insan kapıyı çalar!' 'Ne oldu sanki utandın?' Dediği gibi kapıyı tekmeledim ve yüzüne kilitledim.

...


Bu benim ilk yazımdı ve inşallah beğenirsiniz, dediğim gibi ilk yazım olduğu için 472 kelime yazdım az baya farkındayım bende, neyse beğenmedim dileğiyle

Özür dilerim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin