0.2

118 13 67
                                    

Üstümü giydikten sonra odada biraz bekledim ve heycanıma yenik düşüp odadan çıkıp içeri gittim.

Hyunjin içeri geldiğimi görünce duraksadı ve somurtarak karşısına oturdum, "sen hiç terbiye öğrenmedin mi hyunjin ya" diye mırıldandım ama sanki duymuş gibi bana bakıyordu.

Beni iyice süzdükten sonra televizyona bakmaya devam etti, bende telefona bakıyordum. Zilin çalması ile bir birimize baktık ve sonra ikinci kez çalması ile hyunjin ayaklanmıştı. Peşinden bende ayağa kalkarak önüne geçtim ama hyunjin kolumdan tutup beni arkasına çekti ve şöyle dedi; "Arkamda dur" "felix, beklediğin birisi mi var?" "Hayır, beklediğim birisi yok!" Dedikten sonra kapının koluna doğru yöneldi.

"Kime bakmıştınız?" hyunjin karşısındaki sinirli ve cılız adama bakıyordu. Adam hyunjin'e "asıl siz kimsiniz burada felix diye birisi oturmuyormu?" Felix bir anda hyunjini iterek öne geçti ve "Buyrun bay jeongin" "felix bey, iki aydır kirayı ödemiyorsunuz farkındamısınız!" Daha felix konuşamamışken. "Eğer kirayı derhâl ödemezseniz lütfen evimden çıkın!" Felix uzun zamandır kalıyordu bu evde ve ev sahibini de severdi. Evden ayrılması gerekiyordu çünkü belli bir işi ve kazanacağı bir parası yoktu o yüzden evden ayrılması lazımdı.

Adam felix'i darlamaya başlayınca hyunjin olaya el attı. "Tamam öderiz biz kirayı" "olmaz şimdi ödeyeceksiniz!" "Abi, iki aydır ödeyemiyorsa demek ki bir sıkıntısı var!"  "O zaman çıkın gidin evimden" "tamam be gideriz evinden yarın bizi bulamazsın burada!" Hyunjin kapıyı adamın yüzüne kapatmıştı bu sözünden hemen sonra. "o senin sözünü kesiyorsa bende onu keserim" "hyunjin tamam, hadi eşyaları toplayalım" "felix gerçekten eminmisin?" "Evet hyunjin!"

...

Felixin ağzından

Resmen ev sahibi beni evden kovmak için gelmişti ve hyunjin'e hiç bu kadar muhtaç gözükmemiştim sanırım. Önemli bütün eşyalarımı almıştım zaten çok bir şeyim yoktu ayrıca ev eşyalı olduğu için de bazı şeyleri ben almamıştım. Eşyaları topladıktan sonra saatin geç olduğunu fark ettim ve hyunjin'e yatak hazırladım.

"Hyunjin kusura bakma ama başka yatak yok koltukta yatmak zorundasın" Dedim."Tamam felix önemli değil." Dedi ve odaya gittikten sonra aklıma bir şey gelmişti.

Acaba ben mi yatsaydım koltukta misafir sonuçta. Evet bencede ben koltukta yatmalıydım.

İçeri girdiğimde çoktan yatağa geçmiş film izliyordu. "Felix gelsene film izleyelim" bir anda sorması ile şaşırmıştım. Yatakta mı izleyecektik? "Ee gelsene felix izleyelim" ısrar etmesi ile konuşmadan yanına gittim. Arkaya kayarak yorganı açtı ve gel anlamında elini yatağa vurdu. Utandığımı yüzümden anlamışçasına "felix gel bir şey yapacağım sanki" Dedi ve bu sözünden sonra istemesemde yanına yattım ve filmi açıp izlemeye başladık.

Gözümü açtığımda üstümde bir ağırlık vardı. Bu, bu hyunjinin koluydu! Aah hayır gece film izlemek için yanına gelmiştim ve uyumuşmuydum cidden, aptal felix!

Bir anda "günaydın yongbok" demesi ile hyunjin'e baktım. "Hyunjin neden beni kaldırmadın! Gerçekten özür dilerim sana rahatsızlık verdim"

"Aah karşımda bebek gibi bir civciv uyurken onu nasıl kaldırmalıydım lixie"

bana civciv demişti, gerçi bunu her zaman derdi ama bana bunun denmesini sevmediğim için. "Rahatsızlık verdiğini düşünüyorsan neden hâlâ yatağımdasın felix" diye ekledi o pis gülüşüyle. Hemen ayaklanarak yataktan kalktım ve ondan tekrar özür dileyerek odaya doğru gittim.

"Afferin felix yine rezil oldun" kendi kendime söylenirken aklıma dün evden atıldığım gelmişti. Peki ben nerede kalacaktım, burada yakınım bile yok. Bir anda telefonum çaldı ve seungminin aradığını gördüm.

"Alo seungmin?" bir süre cevap bekledim ama hâlâ cevap yoktu. Tam yine konuşacakken bir çığlık sesi duydum. Kulağımdaki telefon ile hyunjinin yanına koştum "hyunjin arkadaşım aradı ama bir çığlık sesi geldi" tam hyunjin konuşacakken telefon yüzüme kapandı.

Tabii ki bende yere.

Çaresizce gözüm dolmuştu ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordum yine. "Felix ne oldu arkadaşın iyi mi" "bilmiyorum hyunjin bilmiyorum" diyebilmiştim titrek sesimle.

Zil çalması ile hyunjin yanımdan ayrılıp kapıya doğru ilerledi. Ne olduğunu ve kimin geldiğini anlamamıştım ama sinirle kapanan kapı ile bende kapıya doğru gittim. "Felix burada daha fazla kalamazsın" dediği gibi daha da şiddetlendi ağlamam. "Felix benimle kal" ne dediğini anlamamış gibi yaptım ve tekrarladı "felix benim evimde kalmak ister misin?" Anında söylemesi ile olduğum yerde kitlendim ve ona çaresizce baktım.

"Bilmiyorum hyung bilmiyorum!" İlk defa ona bağırdığım için korkmuştum ama bundan daha önemli şeyler de vardı mesela seungmin iyi mi?

Koşar adımlarla içeri gitmişti ve kolileri alıp kapının önüne koydu. "Hyunjin gerçekten gerek yok" "var felix nerede kalacaksın birisi mi var burada" aslında haklıydı ama bilmiyorum işte.

Evden ayrılmak istemiyordum ama yapmak zorundaydım bunu bilerek ayaklanıp elimi yüzümü yıkamaya gittim. Biraz daha rahatladığımı hissettiğimde üstümü giyip hyunjinin yanına gittim. "Hazırlandım ben hyunjin" beni kısaca süzdükten sonra o da hazır olduğunu söyleyerek dışarı çıktık.

Şimdi o anahtarı verme zamanım gelmişti...

Yukarı çıkıp zili çaldım ve kapıyı bir adamın açması ile dona kaldım. Adamın fiziği çok yapılıydı ama evden kovanın onlar olduğunu kendime inandırarak anahtarı eline verip hiç bir kelime etmeden aşağı indim.

...

Yeniden merhabaa

Bu sefer boşluk gördünüz tabii suçlamayın ama notlar da duruyordu

742 kelime yazmışım yine az ama idare eder ikinci bölüm diye (önceki bölümde de bunu bahane bildim)

Bilin ki bir sonraki yeni bölüm kısa zamanda gelecek! Tatil bitiyor ne düşünüyorsunuz (ne çabuk bitti ya)

Özür dilerim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin