0.1

22 4 0
                                    

Deniz: Oha yiğidim bu ne yakışıklılık, ÖLDÜK BİTTİK BURDA!

0547 *** **** : Pardon kimsiniz acaba, nerde gördünüz beni?

Deniz: Kim olduğumu söyleyecek olsam yanına gelirim ama değil mi? :)

Deniz: Ayrıca şuan öyle bir manzaradan izliyorum ki tahmin bile edemeyeceğin kadar güzel!

0547 *** ****: Evimdeyken nasıl izleyebilirsin ki? Çok açık bi' manzaraya da sahip değil.

0547 *** ****: Ayrıca yazmaya devam edersen engellemek durumunda kalacağım.

Deniz: sakin ol calm down baby! ne engeli cık cık.

0547 *** ****: Kızım akşam akşam nerden çıktın geldin başıma ya.

Deniz: 5 yıldır içimde tutuyor, susuyordum ama az önce yazdığın şarkı sözü ile ne bekliyorsun kızım dedim. Ne demiş ünlü söz yazarı, şarkıcı Ege Demirkan 'Doldurdun aklını cesareti kayıp benliğimin, yollar sana çıkar ben o yolda sessiz fırtına. ' :')

0547 *** ****: Oha sen ciddi ciddi aşıksın bana. Kızım ben bana takıntılı bir sürü sözde aşık gördüm bak. Senin de onlardan olmadığını ancak zaman gösterir.

0547 *** ****: Ha bu arada eğer şimdi yanıma gelirsen onun devamını birlikte getirebiliriz. ;)

Deniz: OHA OHA OHA!

Deniz: Sen şimdi herkesten gizlediğin eserlerinin birini benimle mi yazmak ıstıyorsun?!

Deniz: böyle bir teklifi kaçırmak istemezdim ama beni görmen için henüz çok erken Ege...

Deniz: Ayrıca senin takıntılılarından veya hayranlarından değilim. Onlar senin sadece görünüşünü ve paranı beğenen kişiler. Ben ise o çıkmak bilmediğin çok sevdiğin balkonunda ne acılar çeken bir adam gördüm. Kalbi tertemiz olan ama devamlı kırılan, yetersiz hisseden bir adam...

0547 *** ****: Gerçekten şuan tarifsiz bir duygu var içimde... Güzelim, ne yaptın bir anda be...

0547 *** ****: Yanıma gelmiyorsun bari ismini söyle, daha kolay hitap edebileyim?

Deniz: Ee 5 yıldır sen insanlar beğensin, onların da duygularına hitap etsin diye uğraşırken bende seni tarif ediyordum kağıtlara yiğidim.

Deniz: Adımı biraz klasik ve ben çok sevmem ama Deniz. :)

'0547 *** **** kişisi, Ege'm olarak kayıt edildi.'

Numarasını iki gün önce karşı blokumda oturduğu için kolaylıkla balkonda müşteri hizmetlerine sorununu ifade etmeye çalışırken duymuştum fakat kaydetmeye veya yazmaya cesaret edememiştim. Bugün ise yazdığı şarkı sözleri ile milyonların kulaklarını doldururken benim kalbimi doldurmuş ve güç vermişti...

Ege'm: Deniz... Yazdıklarını bana atar mısın peki? Merak ediyorum. Hem belki ilham verir?

Deniz: Belki bir gün yüz yüze buluşuruz, senin yanına gelmeye cesaretim olur o zaman bak olmaz mı? Hem madem merak ettin biraz daha etmiş ol. :D

Ege'm: Öyle olsun. :) Benim yarın konserim var sanırım zaten biliyorsun ama..:) Yatmam gerek şimdi iyi geceler Deniz hanım!

Deniz: iyi geceler çarptığım en güzel kıyım..:)

Konuşmamız bitince telefonu kapatıp şarja taktım, Ege'yi gözetleme yerim olan siyah camlı, dıştan gözükmeyen canım balkonuma tekrar çıktım ve camı açmadan dışarıyı izlemeye başladım. Deniz Akarsu'ydum ben; çocukken annesi babasının kavgalarından kurtulup yurtlarda büyüyen, çalışıp çabalayıp hayallerinde ki gibi bir kadın oyuncu olup, çektiği cefanın sefasını çeken o kadın. Fakat ben sefayı çekmeye başlarken kalbim uçmuş ve Egeye konmuştu, ne yaparsam yapayım kurtulamamış şimdi ise onun peşine düşmüştüm. Aslında çok kolay bir şekilde elde edebilirdim onu mesleklerimiz birbirine yakın, maddi durumumuz eşit sayılırdı... Ama benim amacım magazinlere düşen ünlü çiftler gibi olmak değildi ben ilk önce onu kendime aşık etmek istiyordum. Yazdığım yazıları ona atmama sebebim de buydu ya işte onun sayesinde yönetmen bile olmuştum bir diziye.

Ha şimdi bana Ege'yi soracaksınız hepiniz benden çok onu merak ediyorsunuz eminim. Ege Demirkan, ünlü iş adamı Soyhan Demirkan'ın tek ve holdinginin başına geçmesini istediği için Ege'ye sanatçılık hayatında devamlı zorluk çıkartan o adamın mesleğine aşık oğlu...

karanlıkta kumral, güneş vurunca sarı saçlı -rengini açıkçası ben bile tam çözmüş değilim.- , yeşil gözleri olan beni aşka düşüren adam... Beş yıldan beri bir kez bile pes ettiğini görmedim ben onun. Dışardan baktıklarında çok umursamaz, derdi olmayan birini görüyorlar genelde onun hakkında okuduğum yazıların çoğu bunu anlatıyordu ama aslında her şeyi çok kafasına takan Ege.

Vücudumun hafif titremesi ile daha çok düşünmeyi bırakıp içeriye geçtim. Ezberlemem gereken birkaç senaryo çalışma masamın üzerinde beni bekliyordu ama zaten çoğunu ezberlemiştim bugünlük yeterdi.

Üzerime saten siyah pijama takımımı giydikten sonra banyoya yöneldim, işlerimi halledip dişimi fırçalayıp kremlerimi de uygulayıp banyodan çıktım.

Yatağıma uzanacağım sırada balkonda unuttuğum telefonumu hatırlayarak tekrardan balkonuma ilerledim tam masanın üzerinde ki telefonumu almıştım ki gözlerim karşı balkonumda evde olduğu, evde olduğum her gün izlediğim Ege'ye çarptı.

Uyku mahmuru gözlerle telefonla konuşarak başını sıvazlıyordu. Muhtemelen yine babası müzik sektöründe birileriyle anlaşıp onunla uğraşmasına kaldığı yerden devam etmişti. Başımı sallayarak buruk bir gülümseme ile içeriye girip odama geçtim, yatağıma uzanıp telefonumun alarmını saat 07.30'a ayarladıktan sonra uykuya esir düştüm...

                                     🎈

Siilaaam! İlk kurgum olduğu için sanırım biraz heyecan yapmış bulundum. 🤭 Umarım beğenirsiniz!

Yıllanmış Kalem | •Yarı Texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin