Resmen 10 dakikadan az bir süre de hazırlanmış Ege'nin yanına gidiyordum...
Asansörden indikten sonra sağ tarafa dönüp kapısının önüne geldim. Bir elimde telefonum varken diğer elimle üstümü başımı tekrar düzleyip kapıyı çaldım.
Kapıyı açtığında ikinci kez göz göze gelmiştik. Bu sefer resmen aramızda iki adımlık mesafe vardı ilk kez bu kadar yakındık bu yüzden de kalbin deli gibi çarpıyor az relax kızım. İç sesime verdiğim ufak çaplı hakla derin bir nefes aldım 'Çat kapı geldim ama yüz yüze konuşsak daha iyi olur diye düşündüm. Müsait miydin? ' dedim.
'Ahh kapıda kaldın gel gel tabii ki iyi düşünmüşsün, müsaitim bende. ' ne zaman telaş yapsa eli ensesine giderdi tıpkı şuan ki gibi.
Crosslarımı çıkartıp içeriye geçtim. Ardımdan o da kapıyı kapatıp balkona geçelim tarzından eliyle gösterdi. 'Balkona geçersek magazin sayfalarında manşete düşeriz Ege. Daha ilk günden bunu asla istemem, salona geçsek? ' deme durumunda kalıp hafif gülümsedim. Elim ayağım birbirine dolaşmıştı ama mantığım yerindeydi şükür...
'Haklısın... gel burdan. ' önümden gidip salonun loş ışıklarını açtığında gerçekten tarzına hayran kalmıştım. Siyah iki küçük boy koltuk yan yana koyulmuş, büyük olanlar da karşılıklı gelmişti. Üstlerine siyah beyaz yastıklar konulmuş ayrı bir hava katmıştı. Küçük koltukların karşısına düşen yerde duvara büyük boy bir televizyon monte edilmiş yanlarına üç raflı kitaplıklar konulmuş üst ve alt raflarına kitap orta rafına süs eşyası yerleştirilmişti. Kitaplıkların hemen altlarında ise hoparlörler yer almıştı birisi televizyona birisi üstünde yer almış mikrofona bağlıydı. Yere siyah yumuşak bir halı serilmiş koltukların tam orta noktasına siyah cam bir masa konulmuştu.
Daha fazla odayı incelemeden geçip pencere kenarında kalan büyük boy koltuğa oturdum. Ha unutmadan tam arkamda kalan pencerelere de odayla uyumlu olarak siyah beyaz renkli stor perde takılmış, onun karşısında kalan boş duvara da saat ve -muhtemelen Ege'ye hayranları tarafından yapılan- tablolar asılmıştı.
'Evin güzelmiş, Fenerbahçe'liyim ama siyah beyaz renk ağırlığına bayılıyorum evlerde.' dedim. Ege de bir bacağını kırıp benden tarafa dönmüş olacak şekilde oturdu.
'Bende Fenerliyim bak bu konuda şimdiden anlaştık. ' hafif sırıttı. o sırıtışa bile kurşun atılır be aslan parçası! 'Fakat Deniz beş yıldır beni tanıdığını söyledin, kalbini ezberledim ben senin dedin. Sen onları dediğinden beri kafamı kurcalıyorsun, ben bu kadar beni tanımış sevmiş birini nasıl fark etmem diye düşünüyorum... Bak magazine takılmamak için balkondan bağırmak yerine kapıma geldin içerde oturalım dedin amacın gündem olmak da değil ki zaten başarın benden yüksek. Neden ben Deniz? Daha detaylı anlamak istiyorum seni. ' demesi üzerine oturuşumu rahatlatıp bende iyice ona dönmüş ve yaklaşmış oldum.
Bunları konuşmak için belki de çok erkendi sonuçta hiçbir kitapta asıl kız asıl oğlana ilk günden ben sana aşığım, şöyle böyle demez ama bizim hikayemiz başlayacaksa erken başlasındı. Sonuçta bu bana verilen belki de üstünde iki gün çalışılıp bırakılmış bir senaryo değil, kendi hayatımdı...
'Bir gün setten geldim çok yorgunum o zaman da buraya yeni taşındım mutfak falan birbirine girmiş durumda, temizlikçi kadın gelmişti tabii ama o kadar ani taşındım ki genel temizlikle başladı ilk önce kadın, eşyalar kaldı. Neyse işte çıktım balkona evin içi dağınık olunca evinden çok hala sette gibi hissediyordum kendimi dedim bi' hava alayım. Seni gördüm Ege tam karşı balkonumda oturmuş boğazı seyrediyordun, o zamanlar da hatta sende yeni yeni çıkış yapmıştın altın kelebek ödülünü ilk aldığın seneydi. Bilmiyorum hani çok değişik hissettim devamlı da çevremde ki kadınlar seninle ilgili konuşuyordu, komşu olmamız hoşuma gitti. Sonra yorgunlukla işte yatağa gittim biraz balkonda durup, dönüyorum dönüyorum gözümün önüne gelen tek şey hep senin düşünceli halinle boğaza bakıyor olman. O gece cidden kendimle çok savaş verdim uyuyacağım balkona çıkmayacağım diye. Sonrasında da böyle gitti her gün seni izledim farketme diye siyah cam yaptırdım, hele ki şarkı yazdıgın zamanlar siteyi sadece senin sesin kaplıyordu ya o zamanlar çoğu zaman balkonda salıncağım da uyukluyordum seni dinlerken falan... ' heyecandan tüm detayına kadar indiğim aşık olma hikayemi anlatırken biraz önce çevirdiğim kafamı Ege'ye çevirdim, meraklı gözlerle devamını anlatmamı bekliyordu.
'İşte sonra böyle böyle iki yılı devirdik ben set, ödül törenleri, galalar. Sen klip çekimi, ödül töreni, konserler falan böyle gitmeye devam ediyordu akış ki senin... Senin annen rahmetli olmuş bunu duydum... İlk başta kalkıp yanına gelmeyi acına destek olmayı düşündüm ama o dönem bir senaryoda rol almam çok isteniyordu ve tüm gözler zaten bendeydi bide magazin haberleri başına dert olsun istemedim, gelemedim Ege uzaktan uzaktan senin o acı çeken halini izledim... Babanla olan kavgaların geldi kulağıma yeri geldi magazinde gördük içime dert oldu. İşte o sırada o beklediğim ve kariyerimi belki de on adım ileriye taşıyacak projeyi boşverip oturup kendi senaryomu yazdım. Ölüm melekleri... Aslında bunun film olmasını değil bende kalmasını istiyordum çünkü senden etkilenerek yazmıştım ama menajerim kariyerimin yerlere düştüğünü acilen bir şey yapmamız gerektiğini söyleyince mecbur kalıp sundum ve çektik. Çok beğenildi Ege birinin acısı olan senaryo milyonların beğenisini aldı ama kimse demedi ki neden böyle bir şey yazdı bu kadın. Sonra işte bağlı olduğum ajans birkaç senaryo daha istedi müzik aşk ve tutku'yu yazarken de az çok senden etkilenip yazdım falan. İşte o anlarda anladım sana aşık olduğumu... Numaranı kimseden almaya cesaret edemiyordum çünkü elim durmaz arardım seni, geçen günde müşteri hizmetleri ile yaptığın konuşma esnasında duydum numaranı. Kaydetmeye elim varmadı ama yılların oyuncusuyum işte işim ezber yapmak ezberlemişim tek duymaya, geçen akşam yazıverdim bi' anda. ' anlatmamın bitmesi ile gözlerimizi tekrar buluşturdum resmen ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu.
'Deniz s-sen nasıl bi' kadınsın böyle resmen benim acımı sırtlamış, üstüne yetmemiş bide kariyerini bitirme aşamasına gelmişsin. Bu tertemiz duygularını neden benden sakladın güzelim sen? ' aslında söylediği şey soru amaçlı değildi sadece şaşırdığını belli ediyordu.
'Ege kendime gelecek olursak sen şok oldun tabii çevrende ki kadınlar gibi olmadığını görünce sormayı unuttun. Deniz Akarsu ben oyuncuyum bunları zaten biliyorsun. Anne ve babam olmadan büyüdüm, yurtta kendimi geliştirdim okulun tiyatro klübü falan derken birkaç ajans sayesinde buralara geldim. 25 yaşındayım 21 Aralık doğumluyum... Öyle yanii başka merak ettiğin olursa sor sen.' diyerek kısaca kendimi tanıttım. Ege daha da şaşırmış bir şekilde bana bakmaya devam ederken elini tuttum EVET ARKADAŞLAR ELİNİ TUTTUM! RESMEN BUNU TUTUYORUM ÇÜNKÜ ELİMDE ŞUAN AHAHA!
'İyiyim iyiyim sadece hani bu kadar beklemiyordum şaşırdım biraz. Hmm beni biliyorsun zaten işte 8 Kasım 1997 doğumluyum. Burcum akrep... 6 yıldır müzikle ilgileniyorum. Yani benden de bu kadar sanırım. ' elim hâlâ elini tutarken dediklerine kafamı saklamıştım zaten hepsi bildiğim şeylerdi.
'Ege ben bunları benden hoşlan falan diye anlatmadım merak ettin diye uzun uzun anlattım aklında soru işareti kalmasın diye ama ne hissediyorsun? ' gözlerimi ellerimizden çekip yeşil gözlerine çevirdim kafamı, onun ise gözleri hala birbirini korkakça tutan ellerimizdeydi.
'Deniz benim şuan tek bir cümle geçiyor aklımdan çünkü çok klişe olacak ama sen benim aklımı başımdan aldın... İşime aşık birisi olarak onlarca mikrofon koleksiyonu yaptım hepsini tutarken elime en çok yakışan şey olduklarını düşündüm ama şuan fark ediyorum ki... Elime en çok yakışan şey senin bu pamuk gibi olan ellerinmiş... ' dedikten sonra gözlerimizi birleştirip elimi daha sıkı kavramıştı, beni soracak olursanız da şuan ben ne durumdayım kalbim atıyor mu bende bilmiyordum...
🐣
AY AYY AYYY BENİM BEBEK ÇİFTİM! 🥹Nasıl buldunuz bölümü canlarım, çiçeklerimm? 🫶
Beğenip, yorum yapmayı unutmayınn!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllanmış Kalem | •Yarı Texting•
Novela JuvenilDeniz: 5 yıldır içimde tutuyor, susuyordum ama az önce yazdığın şarkı sözü ile ne bekliyorsun kızım dedim. Ne demiş ünlü söz yazarı, şarkıcı Ege Demirkan 'Doldurdun aklını cesareti kayıp benliğimin, yollar sana çıkar ben o yolda sessiz fırtına. ' :'...