Arabamı otoparka tam park edip yukarıya çıkacaktım ki arkamdan gelen ses duraklamama sebep olmuştu. 'Deniz Hanım, bilekliğinizi düşürdünüz. ' sesin sahibi Ege'nin hem en yakın arkadaşı, hem menajeri olan Yekta karamanlı'ydı. Arkamı dönüp nazik bir şekilde gülümseyip avucumu uzattım, o da bana doğru yaklaşıp bilekliği avcuma bırakmıştı. Normalde günlük hayatta bileklik çok takan birisi değildim daha çok çeşit çeşit saatim vardı ama bu bilekliği bugün sette takıp çıkartmayı unutmuştum.
'Çok sağolun, setten çıktım dalgınlığıma gelmiş. '
'Estağfurullah Deniz Hanım insanlık hali olur öyle. 'Kısa diyalogumuzdan sonra iyi geceler dileyerek binaya girdim. Ben her ne kadar bina, apartman desemde burası büyük lüks bir rezidanstı. Genelde doktor, mimar, mühendis, ünlü iş insanları veya sanatçıların bulunduğu bir siteydi. Siyah ve gold tonlarında olan iç yapısı dışına güzel bir uyum sağlamıştı, seviyordum bu siteyi.
Asansöre bineceğim sırada site güvenliği adıma kargo olduğunu söyleyip sabah sipariş ettiğim kutuyu teslim etmişti. Onu da alıp 10. Katı tuşladım, aynadan kendimle göz göze gelince kaymış tipime ufak bir göz devirdim genelde bu asansörde sabah kendimi över akşam ise göz devirip geçerdim...
Eve girip kapıyı arkamdan bir kez kilitledikten sonra kutuyu ve ayakkabımı vestiyere bıraktım. Aldıklarımın şuan acelesi olmadığı için sabah açmak en iyi tercihti.
Odama geçip çantamı ve telefonumu da bırakıp kendimi banyoya atmam bi' 3 dakika falan sürmüştü. Soğuk suyun altında bir süre durup hasta olmamak adına ılık suyu açtım ve bol şampuanla keseledim kendimi. Yarın sete gitmeme gerek yoktu çünkü bir gün bir gündür diyerek yarın çekeceğimiz sahneyi de bugün çekip bitirmiştik. Bunun da verdiği rahatlıkla banyodan çıktıktan sonra mis gibi detarjan kokan saten kırmızı kumaş şort, askılı takımımı giydim. Saçlarımı tarayıp birkaç krem sürdükten sonra onları da ev topuzu haline getirdim.
Telefonumu alıp balkona geçip sallanan salıncağıma oturdum. Ege'de balkonda ki koltuklarından birine oturmuş dışarıyı izleyerek sigarasını içiyordu. Kafamı çevirip baktığı yere bende bakmaya başladım, İstanbul Boğazı'nın gözüktüğü muhteşem bir manzara sahipti burası. Fakat benim manzaram şuan için orası değil, karşı balkonumda ki Güzel kalpli adamdı. Dertli dertli düşündüğü şey neydi acaba?
Telefonumu elime alıp whatsapp mesajlaşmamıza girdim.
Deniz: Karadeniz de gemileriniz mi battı bayım, ne düşünüyorsunuz kara kara?
Mesajı göndermemle gözlerin tekrar ona dönmüştü. Masanın üstünden telefonunu aldığını görünce yüzüme bir gülümseme geldi bildirim gelmesi ile telefona bakması normal değil mi Deniz? Hem sen olduğunu nerden bilsin ki?! Tanıştırayım saygı değer iç sesim... Bende nerde kaldı diyordum ya neyse.
Mesajı görmesi ile kaşlarını çatıp çevresine bakınmıştı. Yazmaya başladığını görünce telefona odaklandım.
Ege'm: gerçekten sapığımmışsın gibi hissediyorum. Kimsin kızım sen? Nasıl izliyorsun beni?
Deniz: Kimim bilmem ama Allâh iki göz vermiş onlarla izliyorum şükür aslanım.
Deniz: Ee söylemeyecek misin ne düşündüğünü? Bana güvenebilirsin.
Ege'm: Seni düşünüyorum, kim olabileceğini.
Yazdığı şeyle kafamı kaldırıp ona baktığım da sabırsız bir şekilde telefonuna baktığını görmüştüm.
Deniz: kim olabilirim sence? Var mı aklında birileri?
Ege'm: Haber muhabiri Deniz Ay, Şarkıcı Deniz Asena toslak ve Oyuncu Deniz Akarsu.
Ege'm: Site güvenliği Deniz adında üç kişi verdi ama hangisi sensin onu bilmiyorum.
İçlerinde benim de adım vardı ve güvenliğe soracağını zaten bildiğim için şaşırmamıştım.
Deniz: Hangisi olmamı isterdin?
Topu ona atmamla elini ensesine atıp tekrardan boğaz manzarasına bakmaya başlamıştı. Birkaç saniye öyle durup yazmaya başladı. Heyecanla mesajını beklerken bir yandan da kalkıp balkonda ileri geri yürümeye başlamıştım.
Ege'm: Deniz Asena ile daha önceden tanışıyoruz o değilsindir. Haber muhabiri olan kadını hiç görmedim o olma ihtimalini de çok sanmam. Deniz Akarsu musun? Şu her yıl düzenli olarak ödül sahibi olan, başarılı oyuncu.
Tekte tutturmuştu ve benim buradan kaçışım yoktu farkındaydım. Ben ne kadar kıvırsam da balkonlarımızın karşılıklı olduğunu öğrenirse zaten anlayacaktı...
Deniz: Başarılı buluyorsun yani? Herhangi bir dizi veya filmimi izledin mi daha önce?
Kendimi bu şekilde açık edersem en azından aşk meşk mevzuları biraz daha ertelenmiş olacaktı. Aynı zamanda da beni öğrenmiş olması rahatlamama sebep olmuştu, en azından başka birisi sanıp yanlış bir şey yapmayacaktı.
Ege'm: Açıkçası Deniz Akarsu olmana şaşırdım yani senin gibi bir kadının beni seveceğini düşünmezdim.
Ege'm: 'Müzik, aşk ve tutku' sinema filmini izlemiştim. Senaristin de sen olduğunu duyunca baya etkilenmiştim kurgusundan.
Sen olduğunu duyunca mı yazmıştı o?! Kafamı kaldırıp ona baktığım da balkon demirine yaslanıp sigara yaktığını gördüm.
Deniz: ben olduğumu duyunca mı? Ne demekti şimdi bu?
Kalbim birazdan yerinden çıkacak olabilirdi onun da benden hoşlanıyor olma ihtimali resmen dengemi bozmuştu.
Ege'm: Yani rolünü çok iyi yerine getirmiştin, aynı zamanda da senarist olman yazarken yaşamak gibi bir şey olmalı.
Ege'm: Eserlerine emek verdiğini ve ödülleri fark ettiğini anlamak zor olmadı. :)
Mesleğimi yapma şeklimden mi etkilenmişti sadece, offf... Balkondan nerde olabileceğimi anlamaya çalışır gibi binayı incelerken cama elimi koyup iç çektim ve yana kaydırıp açmış oldum. Gözlerimiz birleştiğinde yıllardır bu anın hayalini kuruyor olmanın da verdiği duyguyla buruk bir tebessüm ettim. Şuan birbirimizle balkonlaşa konuşsak muhtemelen yarın kulaktan kulağa dolaşan bir hâl alacaktı bu durum. Camdan uzaklaşıp hızlıca odama koştum.
Saten geceliklerimi çıkartıp bilek kısmı lastikli siyah bir eşofman, üstüne de siyah bir crop giydim. Dağınık topuz yaptığım saçlarımı açıp sıkı bir at kuyruğu yaptım ve biraz önce makyaj masama bıraktığım telefonumu alıp kapıya yöneldim. Siyah crosslarımı da ayağıma geçirilip asansörü çağırdım.
Şuan yaptığım şey tam bir delilikti biliyordum ama konuşmamız lazımdı, yıllardır içimde tutmak beni artık meslek hayatım da da etkiliyordu. Bu durumu rayına oturtmam lazımdı.
Gelen asansöre binip otopark katını tuşladım, aynadan kendime baktığım da gerek genlerim gerek kullandığım ürünlerden dolayı makyajsız bile güzel olabildiğime şükür edip duran asansörle indim. Ege'nin attığı mesaj bildirimleri kulağıma çarpıyordu ama şuan onlara bakıp oyalanamazdım. Kimsenin görmediğinden emin olup otoparkın diğer ucunda ki kapıdan girip katta bulunan asansöre bindim. 10.katı tuşlayıp derin bir nefes aldım, resmen 10 dakikadan az bir süre de hazırlanmış Ege'nin yanına gidiyordum...
🐣
Selam civcivlerim! Nasıl buldunuz bölümü?
Bide Oylarınız için teşekkür ederim ama yorum da yaparsanız benim için daha güzel olur! ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllanmış Kalem | •Yarı Texting•
Novela JuvenilDeniz: 5 yıldır içimde tutuyor, susuyordum ama az önce yazdığın şarkı sözü ile ne bekliyorsun kızım dedim. Ne demiş ünlü söz yazarı, şarkıcı Ege Demirkan 'Doldurdun aklını cesareti kayıp benliğimin, yollar sana çıkar ben o yolda sessiz fırtına. ' :'...