-1-

501 36 3
                                    

Merhabalaar

Ben geldim. 1. Bölümle heyecanlıyım açıkçası. Sormak istediğiniz bir şey olursa sorabilirsiniz.

~

Yine bir sabah yine ben.

Her Allah'ın günü olduğu gibi sabahın köründe Ares'in yüzümü yalamasıyla güne başladım.

Lavaboya gidip balon gibi olan yüzümü görünce söylenmeye başladım. Bazı kızlar bebek gibi uyanıyorlardı, ben balon gibi kalkıyordum. Kendi kendime söylenerek lavaboda işlerim bitince çıktım.

Mutfağa gitmek için hareketlendiğimde Ares'le karşılaştım.

O da mama kabının önüne oturmuş karnını doyurmamı bekliyordu. "Geldim geldim. Aç bırakır mı annen hiç seni."
Mamasını döktüğümde bir mamasına bir bana bakıyordu, 'yiyebilirsin' komutunu verdiğimde yemeye başladı.

Mutfağa gidip kettle'a su doldurup tuşuna bastım. O kaynarken buzluktan buz alıp yüzüme sürmek için lavaboya geçtim. Sabahları yüzüme buz sürünce şişliğini biraz alıyordu ve daha çok ayılıyordum.

Ares ise yemeğini bitirmiş ayağımın dibinde dolanmaya başlamıştı. Buzu yüzüme süre süre eritince, yüzümü kurulamadan mutfağa geçtim. Su kaynamıştı kupaya kahve koyup suyu da üstüne döktükten sonra karıştırdım ve üstümü giyinmek üzere odaya geçtim.

Okul da son sınıf olduğumuz için çok sıkmasalarda tayt ve şort türü şeyler yasaktı. Siyah bir eşofman giyip üstüne de siyah kısa kollu tişörtümü geçirdim. Aynanın karşısına oturup saçlarımı düzene soktuktan sonra hafif rimel dışardan çok belli olmayacak ama kendimi iyi hissetirecek şekilde glossumu da sürüp ayağa kalktım.

Mutfağa geçtiğim de kahvenin sıcaklığı tam istediğim ayardaydı. Telefonun yanıp sönen ekranına bakmak için elime aldığımda sınıftakilerin grupta her zamanki gibi saçma sapan konuştuklarını fark ettim. Gruptan çıkasım vardı ama derslerle alakalı şeyler yazıldığında işime yarıyordu. Mecbur kalıyordum bende.

Saate baktığımda daha kırk dakika vaktim olduğunu gördüm. Hep erken kalkardım. Hızlı hızlı hazırlanmayı sevmiyordum bu yüzden erken kalkıp yavaş yavaş hazırlanıyordum.

Kahvemi bitirdiğimde Ares'i tuvalete çıkarmak için ayaklandım. O da bunu anlayıp dibimde bitmişti. Tasma takmıyordum evin hemen önünde ağaçlık bi yer vardı oraya gidip geri geliyorduk.

Ayakkabılıktan ayakkabımı alıp kapıyı açtım. Ayakkabımı giydikten sonra kapıyı kapattım. Asansöre Ares'le beraber binip beklemeye başladık. Aşağı inince Ares zaten alışık olduğu yolu benden önce gitmeye başladı.

O gezinirken bende sigara yaktım ve ciğerlerimi zehirlemeye başladım. Çok sık içen biri değildim ama arada canım çekiyordu. Elimde çakmağı döndürürken bu çakmağın hala kimin olduğunu bilmiyordum o kadar zamandan sonra benim olduğu kesindi de bir zamanlar asıl sahibi kimdi diye insan merak ediyordu.

Sigaram ve Ares'in tuvalet işi bitince eve geri çıkmaya başladık. Eve girince Ares'in mama kabını akşam geç geleceğim için doldurdum ve yatmadan önce hazırladığım çantamı sırtıma takıp Ares'in yanına eğildim. "Anne gidiyor ev de bir yeri kırıp dökmek yok tamam mı bebeğim? Akşam gideceğim mekan seninle gittiğimiz yer değil o yüzden benimle gelemiyorsun maalesef. Ama çok geç bir saate kalmamaya çalışacağım akşam dışarı çıkacağız enerjini sabah harcama," diye mıncırdım. Bazen onun bir Doberman olduğunu unutuyordum gözüme pomerian gibi geliyordu.

Elektro gitarımı da sırtıma geçirip kapıyı açtım ve ayakkabımı giymeye başladım. Giydikten sonra Ares'e öpücük atarak kapıyı kapattım ve kilitledim. Asansöre binip binadan çıktığımda saate baktım ve on beş dakikamın olduğunu gördüm. Altı yedi dakika da varıyordum zaten çok uzak değildi.

Okula girdiğimde herkes aynı şeyi konuşuyordu 'yeni gelecek olan fizik hocası' hocaydı işte niye bu kadar abartıyorlardı anlamıyordum.

Fizik hocamız doğum iznine ayrıldığı için yeni hoca geliyordu. İlk iki dersimiz fizikti herkesin bu kadar abarttığı hoca da ne var merak ediyordum.

Sınıfa çıkıp dokuzuncu sınıftan beri aynı olan sırama en arka cam kenarına geçtim. Burayı almak için neler yaptığımı hatırlayınca kendi kendime göz devirdim.

Okula gitarı getirmeyi sevmiyordum ama akşam gideceğim mekana direkt okuldan geçmem gerekiyordu. Ev ters yönde kalıyordu ve beş dakika da olsa eve gidip gelmek için zamanım olmuyordu.

Çantam ve gitarımı sıraya bırakıp telefonu aşağı koymak için sınıftan çıktım. Arama yapabiliyorlardı daha önce yakalanmıştım. Bir daha istemiyordum.

Telefonu koyduğumda aklıma sigarayla çakmak gelmişti ama son dakika eve bıraktığımı hatırlayarak rahatlamıştım.

Merdivenlerden çıkmaya başladığımda iki kız da yeni gelecek olan hocayı konuşuyorlardı neymiş 'çok yakışıklıymış o da görmüş müymüş' hocayı napacaklardı Allah aşkına? hocaydı sonuçta büyüktü, ayrıca konuşan kızlarda 10. Sınıftı.

Sınıfa çıktığımda sırama geçip oturdum. Zil çaldıktan bir iki dakika sonra kapı açıldığında içeri bana tanıdık bir siması olan, ama tanımadığıma emin olduğum yeni hoca olarak tahmin ettiğim genç gözüken bir adam girdi.

Hepimiz klasik hoca girince yapılan ayağa kalkıp hocayı selamlama merasimi için ayağa kalktık.

Hoca sınıfın tam ortasında durup herkesin kalkmasını beklemeye başladı. Dangalak Murat uyuduğu için herkes onu bekliyordu. Akın yanında oturan Murat'ın ensesine bi şaplak atınca Murat inme inmiş gibi kalktı ve hazır ola geçti.

Sınıftan kıkırdama sesleri gelmeye başlamıştı. Murat etrafına bakınca neler olduğunu anladı ve kendini düzelterek hocaya bakmaya başladı.

Hoca, "Sessizlik." diyerek sınıfı susturduğunda tekrar konuşmaya başladı. "Merhaba arkadaşlar, yeni fizik hocanız Uraz Koral ben. Hocanızın doğum izni alması sebebiyle geldim. Bu sene beraber olacağız. Oturabilirsiniz." dediğinde herkes oturmaya başladı.

Bende sırama oturup beklemeye başladım.

~

Eveet 1. Bölümün sonuna geldik. 766 kelime oldu ilk bölümden gayet iyi diye düşünüyorum.

Sormak istediğiniz birşey varsa sorabilirsiniz.

Ben kaçar çiiuv.

ÇAKMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin