sElEmE yElLoZlAr
____________________Duvara yaslanmış,kendine gelmeye çalışıyordu.Kendisi bile ağladığının farkında değildi.En sonunda dayanamayıp yere oturmuştu.Zar-zor nefes alıyordu,elleri titriyordu.Onu orada görmek acıtıyordu işte.
"Jisung!" Tanıdık ses duymasıyla soluna dönmüştü.Sonra tekrar önüne dönmüştü.
Minho çocuğun yüzünü ellerinin arasına almış kendisine bakmasını sağlamıştı.
"Hey,hey,sakin ol,geçti."Ağlaması daha da şiddetlenmişti.
"Ben-"***
Jiwoo diğerlerinin yanına gelmiş nefret dolu bakışlarıyla mahçup olmuş Minhoya bakmış sonra derin nefes vererek yerine oturmuştu.Minho ise hala bacaklarını titrediyordu.
"Hepsi senin yüzünden." Minho duyduğu sesle kafasını kaldırmış ama ona bakmamıştı.Bakamamıştı.
"Jiwoo yeter bu kadar" Chan konuşunca Jiwoo ona dönmş,alayca gülmüştü.
"Yalan mı,hepsi onun yüzünden." sonra tekrar gülerek arkasına yaslanmıştı.
"Jiwoo!" Bu sefer Hyunjin uyarınca en sonunda susmuştu.
Söyledikleri Minhonun umrunda bile değildi.Aklı hala kucağında bayılıp kalan oğlandaydı.En sonunda doktor odadan çıkmıştı.Felix hızla yerinden kalkmış doktorun yanına gitmişti.Minho Felixin yerinden kalktığını hissetmiş olacak ki kafasını kaldırıp etrafa baktı.Sonra yerinden kalkıp Felixin yanına gitti.
"Panik atak geçirmiş,bir kaç gün sonra taburcu ola bilir."
"Onu göre bilirmiyiz?"
"Tabii."
***
"KAPILARI Bİ SALIN AMK!" Jisung yere yığılan Minho ve Felixe bağırırken daha sonra diğerlerini de fark etmişti.Yine de o kadar umrunda değildi.
"Jisungum!" Felix yerden kalkıp arkadaşına sarılmıştı.Jisung bir yandan arkadaşına sarılırken,bir yandan da Minhoya bakıyordu.Aynı şekilde Minho da.Pişmandı.Onu öylece bırakıp gittiği için.
"İyi misin,bi yerin ağrıyo mu,su getireyim mi?"
"Felix,iyiyim"
"Ya benim burada ödüm bokuma karıştı,bi de gelmiş iyiyim diyorsun,değilsin işte!"
"Ya abartma dedim ya iyiyim." bunu dedikten sonra tekrar Minhoya bakmıştı.
"Siz neden buradasınız?" Jisung Chan Changbin ve Hyunjine bakarak konuştu.
"Ahh-şey-Minho istedi!" Hyunjin eliyle Minhoyu gösterdi.Minho şakın bir şekilde bir Hyunjine bir de Jisunga baktı.
"Lan-"
"Kesin öyledir" dedi göz devirerek Jisung.Dediği şey Minhoyu üzmüştü.O bayıldığında ne kadar korktuğunu nereden bile bilirdi ki?
***
İki gün sonra
Eline aldığı taşa son kez bakıp uçurumdan aşağı atmıştı.Yarım saatdir onun gelmesini bekliyordu.Gerçi mesajına cevap vermemişti ama belki gelirdi.Belki.
1 gün önce tekrar karakola gitmiş,tekrar ve tekrar dosyaları incelemişti.Tabii bunun için Chanın babası Bang James de yardım etmişti.Gerçekte o yangına sebep olanın Han Jaechan olduğu ortaya çıkmıştı.Oğlunu ise bunun için kullandığı ortaya çıkmıştı.Han Jaechanın aynı zamanda kara para aklama gibi işler yaptığını da öyrenmişti o gün Minho.
O gün defalarca Jisungu aramış ama jisung hiç birine cevap vermemişti.Bu gün ise onunla konuşmak istediği hakkında mesaj yazmıştı.
Hala oturmuş beklerken gelmeyeceği hissi onu üzüyordu.Dudaklarını bastırarak gökyüzüne baktı.Gelmeyeceğini düşünüyordu.Ta ki arkasında adım sesleri duyana kadar.
Hızla arkasına dönmüş gördüğü kişiyle gülümsemişti.
Jisung bir elini ağaca yaslamış nefesini düzene sokmaya çalışıyordu."Ji?" Hemen yerinden kalkıp yanına gelmişti.Jisung bir adım atmıştı ki dengesini kaybetmişti.Minho son anda kolundan tutarak kendine çekmişti.Jisung elleriyle Minhodan destek alarak ayakta duryordu.
"Ne bu halin?" Az sonra burnuna gelen kokuyla gözleri fal ttaşı gibi açılmış ve konuşmuştu.
"Yoksa sen içtin m-"
"Sadece birazcııık"
"Hadi ordan!" ona yardım ederek oturmasını sağlamış,kafasına sert olmayacak şekilde vurmuştu.
"Daha reşit bile değilsin,ne diye içiorsun?!"
"Ya sana mı sorucaam!"
Minho gülümsemiş,Jisungu yavaşça dizlerine yatırmıştı.Jisung sarhoşluktan dolayı sorgulamıyordu bile.
"Konuşmayacak mısın?"
"Sen bu haldeyken mi?Yarına unutursun."
Jisung konuşmak için dudaklarını aralamıştı ki sutu.Nerdeyse uyuyacak gibiydi.Gözlerini kapattı.
"Min.."
Minho daha da yaklaşıp yüzünü incelemye başladı.
"Hm?"
"Neden gittin?" yutkunarak söylediği sözlerle beraber gözleri dolmuştu.
Hazır değildi buna.Ne diyeceğini bilmiyordu.Jisungun elini sımsıkı tutarak bir az daha yakınlaştı.Onun konuşmayacağını fark edince tekrar konuştu."Sensiz yapamıyorum.."
"Bende.."
"O zaman neden-"
"Jisung" Aniden sarılmıştı.Daha da sıkı sarılarak karşılık vermesini sağlamıştı.Jisung eliyle boynuna sarılmış göz yaşlarını serbest bırakmıştı.
"Özür dilerim,her şey için.."
"Hep özür diliyorsun zaten."
Dediği şeyle Minho gülmüştü.
"Haklısın,elimden başka bir şey gelmiyor"
"Yine mi gideceksin?"
Jisungun gözlerinin üzerine düşen tutamları eliyle geriye itmiş sonra gülümsemişti.
"Asla."
"Söz mü?"
Sorusuna karşılık olarak dudağına buse kondurmuş sonra konuşmuştu Minho.
"Söz,sevgilim"
Dediği şeyle Jisung gülümsemiş sonra tekrar ciddi ifade almıştı.
"Seni afetmem bir hafta boyunca kanepede uyuyacağın gerçeğini değiştirmez!"
Dediği şeyle Minho dayanamayıp gülmüş,Jisung da ona eşlik etmişti.
"Sen ne dersen o sevgilim" aniden Jisungu kucağına almış ve konuşmuştu. "Geç oldu seni evine bırakayım"
"Ya sende kalsan?"
"Ama-"
"Lütfeen sadece bi gece"
"Tamam,ama sabah uyanınca bağırma.Muhtemelen untumuş olursun"
"Tamamm"
____________________
İçime sinmedi ama neyse
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anksiyete °Minsung°
FanfictionAnksiyetesi olan Jisung ve okula yeni gelen zorba Minho Öncelikle ben türkiyeli deyilim ve lise filandandan anlamam. Yanlışlarım varsa da kb