Bazen gelir aklima
Neden deger verilmiyor bize?
Nedendir insanlarin bize olan bu nefreti?Sizde sorgulamissinizdir elbet bunlari
Fakat insanlarin aptal dusuncesini degistiremezsiniz
Dolayisiyla geriye tek secenek kalir:
Goz ardi etmek.
**"Number 3, your turn"
Kulagimda yanki olusturan bu sesi ezberlemistim
Her seferinde guclerimizi gostermemizi ister, ve buna gore bize muamele yaparlardiNumarami duydugum an sakince ilerleyip o odaya gectim
"Telepathy room"Iskencelerle dolu aci bagirislar kaplamisti odayi
Yeniden yapiyorlardi bu acimasizligi
Kapinin onunde durdugumu goren guvenlik soylene soylene beni goturmeye basladiEn sonunda yine ayni yere gelmistim
Guvenlik beni itip odaya gecmemi sagladiginda benimle ilgilenecek olan adamla konusuyorduIngilizce olarak
Aslinda bu dili bilmiyordum
Fakat oda arkadasim bana ogretmeye basladigi icin ne konustuklarini az cok anliyordum"Yes, this kid is really stupid. I think we should kill him."
Bir saniye, ne dedi o?
"아니요! 당신은 할 수 없습니다!"
HAYIR! Yapamazsin!Adam sinirle bana dondugunde sadece ona bakiyordum
Belki de korkuyordum
Ama hayir, beni oldurmelerine izin veremezdimProfesor Bang hizla bagirti olan yere -yani bizim oldugumuz yere- geldi
Guvenlik Chang derdini profesore anlattiktan sonra Profesor, onlara gitmelerini soyledi
Hemen ardindan kapiyi acip birkac adimla yanima geldi"Korkuyorsun degil mi?"
Dedi gulumseyerekBenim dilimi nereden biliyordu ki?
Titrek sesimle cevap verdim
"Burada kalmak istemiyorum. Bizi burada zorla tutuyorsunuz"Profesor Bang gulusunu daha da urkutucu yaparak gozlerimin icine bakti
"Eger bizden kurtulmak istiyorsan bunun tek bir yolu var"Merakli gozlerimle ona bakmaya devam edince Profesor Bang arkasini donup odadan cikti
Ardindan kapidaki camlardan bana bakti"미안해, Jis"
Uzgunum, JisYanlardaki bosluklardan iceriye gaz sizmaya baslamisti
Korkuyla Profesore dondum
Benim istedigim bu degildi"너 개자식아"
Seni orospu cocugu"나는 너를 믿었다!"
SANA GUVENMISTIM!cabalarim nafileydi
Birkac saniye icinde yere yigilmistim
Bilincimi yitirmeden once tek hatirladigim sey Profesor Bang'in bana karsi olan nefret gulusuyduVe sunu unutmamaliydim ki ona bir daha guvenmemeliydim
Bir an once buradan kurtulmak zorundaydim.
**
"Hey, Hany"
oda arkadasimin sesiyle uyanmistim
Sanirim o sizdirilan gaz bana verilen cezaydi
Demir parmakliklardan bana bakiyordu"Iyi misin?"
Hafifce dogruldum
Sersemce ona bakmis olmaliyim ki konusmaya basladi"Uu o bakis ne oyle? Korku filmlerinde hic bir seyi umursamayan uykucu gibisin"
Ona yandan bir gulus atip gozlerimi ovaladim
"Dalga gecmeyi birak. Her neyse, zorlu bir sey yaptirdilar mi sana?"Gozlerini kacirarak cevap verdi
"Fazla zorlamadilar bu sefer"Dikkatlice onu suzdum
"Emin misin, Jeong?"Gozlerini gozlerimle bulusturdu ve ellerini demir parmakliklarindan bana dogru uzatip ellerimi tuttu
Derin olarak verdigi nefesle soze basladi
"Hayir Hany, her zamanki gibi berbat otesiydi"Dudaklarimi buzerek yere baktim
Benim umutsuz olmamin aksine o, gayet sakindi"Buradan kurtulabiliriz"
Basimi kaldirip Jeong'a umut dolu baktim
"Nasil yani?"Dizlerinin uzerine oturdu
Ben de omzumu diklestirdim
"Yasimiz kucuk ve kimsesiz olabiliriz. Ama simdilik tek umut kaynagimiz birbirimize sahip olmamiz.""Peki ya buradan kurtuldugumuzda icimizden biri bu savasi kaybederse?"
Gulumseyerek yeniden bakti bana
"Merak etme Hany, bu savasi kaybetmene izin vermeyecegim"Umutsuzlukla basladigimiz bu sohbet parildayan gozlerimizle son buldu
Biz birbirimize oylece bakarken yeniden gelen bir anonsla yuzumuzdeki gulus silinmisti
"Attention everyone, soon Mr. Seo will pick out people in some rooms and take them away."
Herkesin dikkatine, yakında Bay Seo bazı odalardaki insanları seçip götürecek.
Korkuyla Jeong'a baktim
"Hayir, Jeong bu olamaz! Ne yapacagiz? Bay Kim'in turlu turlu iskenceler yaptigini biliyoruz"Jeong kararlilikla bana bakti
"Sakin ol Hany, seni ona vermeyecegim. Kurtulacagiz"<instagram: linoowio>
