¹

185 21 4
                                    

(bazı sahnelerde bilerek atladığım yerler olacak. tamamıyla animeyle aynı gitmeyeceğim)

...
Mahkeme sona ermişti. Eren artık resmen keşif birliğindeydi.

Hange, Eren'i koltuğa oturttu ve Levi'ın pataklaması sonucu ağzı yüzü dağılan çocuğa pansuman yapmaya başladı.

Üstler kendi aralarında konuşurken Erwin, Eren'in yanına geldi.

"Seninle çalışmak için sabırsızlanıyorum, Eren."

"Bende öyle Komutan Erwin!" Genç çocuk heyecanla konuştu. Erwin içten bir gülümseme sundu ona.

"Seni almak için bunu yapmak zorundaydık Eren." dedi Levi'ın onu dövmesini kast ederek.

Eren tam konuşmak üzereydi ki yanına Levi oturdu. Bir kolunu Eren'in arkasına koydu ve bacak bacak üstüne attı.

"Baksana Eren, benden nefret ediyor musun?"

Eren'in gözlerinde nefret değil de daha çok korku vardı. Levi yanına oturunca hafif bir titremişti. Kendini toparlayıp Levi'a cevap verdi.

"H-Hayır efendim. Bunun gerekliliğini anlıyorum."

"Ama sen de çok ileri gittin Levi. Çocuğun dişini kırdın, bu kadarına gerek var mıydı?"

"İğrenç Hange, toplama şunları."

"Olmaz~ Bunlar benim için çok değerli birer numune."

Erwin hafif öksürerek dikkatleri üzerine toplamıştı.

"Eren, senin çevrenden keşif birliğine katılacak var mıydı?"

Erwin'in sorusu karşısında Eren afallamıştı.

"Var-" Durdu ve düşünmeye başladı. "Vardı."

Erwin anladığını belirten birkaç mırıltı çıkardı.

Levi keskin bakışlarını Erwin'e dikerek konuştu.

"Ne düşünüyorsun Erwin?"

"Yeni bir yüzbaşı atadım. Birazdan burada olur."

Herkesten şaşkınlık nidaları yükselirken Erwin kendini açıklama ihtiyacı hissetti ve konuştu.

"Eren'in durumuna ilgi gösteren çok kişi var. Bu şekilde devam edebilirdik ancak zorlanacak gibi duruyorduk. Uzun zamandır rütbe vermeyi düşündüğüm birisi vardı. Ona teklif ettim ve o da kabul etti." Cep saatini çıkardı ve kontrol etti. "Birazdan burada olur."

"Biz tanıyor muyuz bu kişiyi peki?"

"Sen tanımıyorsun Levi. Ancak Hange ve Mike hatırlayacaktır."

Hange heyecenla atıldı.

"Adı-"

Kapının tıklatılma sesiyle sözü yarıda kesilmişti Hange'nin. Erwin buna güldü ve kapının ardındaki kişinin içeri girmesine izin verdi.

Üzerinde keşif birliği üniforması olan bir kadın içeri girmişti.

Kadının saçları simsiyahtı. Gözleri de saçlarına uyumlu olarak kahverenginin en koyu tonunu andırıyordu. Saçlarına ve gözlerine tezat olarak teni bembeyazdı. Göz altlarındaki kızarıklık ve gözlerindeki yorgunluk ona değişik bir hava katmıştı.

Elini kalbine koydu ve asker selamı verip konuşmaya başladı.

"Ben Casey Sandy. Yeni atanan yüzbaşıyım. Buraya gelmemi istemişsiniz Bay Smith."

Ses tonu da gözleri gibi yorgun ama güçlü çıkıyordu. Birkaç dakikada bile herkes, onun belli bir otoritesi ve disiplini olduğunu anlamıştı.

"Hoşgeldin Casey. Seni çağırmamın nedeni diğerleriyle ayrıca Eren Jaeger'la tanışman için."

Casey, komutana diktiği bakışlarını etrafta dolandırmaya başladı. Bu sırada Mike gülümseyerek ona doğru yaklaşıyordu.

"Hoşgeldin Casey. Görüşmeyeli hiç değişmemişsin."

Mike'nin sesini duyan Casey ona doğru döndü. Anlık olarak sönük bakışlarında şaşkınlığın izleri gözüktü ama çok kısa sürmüştü bu.

Mike ile sarıldılar, ardından Hange onun yanına gitti ve selam bile vermeden Casey'in üzerine atladı.

Levi bu sırada dikkatlice onu inceliyordu.

Casey; Mike ve Hange'yle selamlaştıktan sonra ilk odaya girdiğindeki mesafeli halini bir kenara bırakmış gibiydi.

Daha samimi duruyordu artık.

Onlarla selamlaşmayı bitiren Casey, başka birisi daha var mı diye etrafına bakınıyordu. Levi ile gözleri kesişti. Ancak iki taraf da selamlaşmak için ilk adımı atmamıştı.

Aralarındaki soğukluğu fark eden Erwin onların arasına girdi.

"Casey, bu Levi. Yüzbaşı Levi."

Casey anladığını belirtmek için kafasını salladı.

"Arkadaşların nerede Levi?"

Casey'in sorusu karşısında herkes şaşkına uğramıştı.

"Ne arkadaşından bahsediyorsun?"

Casey kaşlarını çattı.

"Sen, yeraltından getirdiğimiz üç kişiden birisi değil misin? Ordaki bir çocuğun adı da Levi'dı. Ona benziyorsun."

Casey pot kırdığının farkında değildi. Levi ayağa kalktı ve odadan çıktı. Lanet kadın.. diye geçirdi içinden.

Casey ne olduğunu anlayamamıştı. Meraklı bakışlarını Hange'ye dikti.

"O iki arkadaşı öldü, Casey. Bunun konusunun açılmasını istemiyor."

Casey birkaç mırıltı çıkardı ve Eren'in yanına doğru adımladı.

"Eren Jaeger, değil mi?"

"Evet efendim."

"Güzel. Umarım iyi anlaşabiliriz Jaegar."

"Anlaşacağız efendim."

...

baya önceden yazmıştım bu bölümü yazım/noktalama hatası olabilir.

𝐬𝐢𝐠𝐚𝐫𝐚 // 𝐥𝐞𝐯𝐢 𝐚𝐜𝐤𝐞𝐫𝐦𝐚𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin