*Bir yeni takip isteği: atls.aksy*
Telefonuma düşen bildirimin sesiyle başımı okuduğum kitabımdan kaldırdım ve bildirime girdim. Tanımadığım birisi istek atmıştı. Hesabına girip baktım. Hiç ortak takipçimiz de yoktu. Hesabı herkese açıktı ama yine de çok takipçisi yoktu.
Profil fotoğrafının altında sadece "A." yazıyordu. Öne çıkarılanlarında ise Fransa bayrağı vardı. Yabancı mıydı ki acaba? Öne çıkarılanlarından birini seçip kurcalamaya başladım.
Çocuk baya baya Fransa'daydı. Çektiği resimler manzarayı daha da güzelleştirmişti. Resim çekmekten anlıyordu demek ki.
Başka bir öne çıkarılanına girdiğimde ise kendi fotoğraflarının olduğunu fark ettim. İlkinde yüzü yoktu, arkadan çekilmişti. Tarzı güzeldi. Sarıya kaçmaya meyilli olan kumral dalgalı saçları vardı. Saçları çok güzeldi. Hatta bir an için kıskanmıştım. Sonra kendi kıvırcıklarıma ufak bir övgü seansı yaptım ve kurcalamaya devam ettim.
Diğer fotoğrafa geçtiğimde hala yüzünü görememiştim. Bunda bir tık yan profili belli oluyordu. Ama o kadar azdı ki, telefonun dibine girip öyle bakabilmiştim. Güzel bir burnu vardı. Çenesi sivri, elmacık kemikleri belirgindi.
Çocuğun yabancı olduğuna kanaat getirip hesabından çıktım ve ne olabilir ki diyerek isteğini kabul ettim. Ben de onu takip ettiğim anda sanki bunu bekliyormuş gibi hesabını gizliye aldı.
Umursamayıp telefonu bıraktım ve beni bekleyen güzelliğime yani kitabıma geri döndüm.
*atls.aksy hikayenizi beğendi.*
Bildirim sesini bu defa görmezden geldim. Kitabıma devam ettim. Okuduğum kitap polisiye ve romantik türündeydi. Tam şu anda ise kötü olarak anılan karakter sevdiği kız yani ana karakterimiz için kendini ele vermişti. Tanrım! Tahmin ettiğim şeyler olmasın lütfen, lütfen, lütfen... Ve gözlerim satırların arasında dolaşırken bir paragrafa takıldım. Elime kalemimi alıp çizmeye başladım. Kitabımın rengine göre uygun olan post-itlerden alıp sayfaya yapıştırdım. Ben bir şey olmasın istersem olmadığı gün olur mu peki? Asla!
Sayfayı bitirince duraksadım. Çizdiğim paragrafa çevirdim bakışlarımı. Çok derinden hissetmiştim kitabı, karakterleri. Bu paragrafı da okuyunca içimde fırtınalar kopmuştu sanki.
"Bir savaştayız sevgilim. Sen sola gidiyorsun, ben ise senin arkandan baka baka sağa gidiyorum. Farklı taraflardayız evet, fakat ruhlarımız aynı tarafta. Aşkımız kurşun misali gökten yağıyor, biz altında eziliyoruz, can veriyoruz. Yan yana yerde can çekişirken, ben sana feda ediyorum kalan dakikalarımı, belki de saniyelerimi. Son nefesimde seni ne kadar çok sevdiğimi haykırırken gözlerim, dudaklarım kuruyor akıp tükenen kanlarımdan. Ölüyorum ben sevgilim. Sen biraz daha yaşa diye ölüyorum. Yaşa sevgilim; bizim için, kendin için, aşkımız için yaşa. Sana feda ettiğim onca nefes ve senin adını sayıklayan kalp atışlarım için yaşa."
Aynı paragrafı tekrar tekrar okuyup, her kitapta yaptığım gibi, sanki başkaraktermişim gibi canlandırıyordum. Yazan sözlerin üzücülüğü içime geçmiş, yeşil gözlerim dolu dolu olmuştu. Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Daha olaylar yeni başladı, ne ağlaması?
Bir yandan kendimi toparlamaya çalışırken bir yandan da kaldığım sayfadan okumaya devam ediyordum ki... KATİLİN ÖLDÜĞÜNÜ ZANNETTİĞİMİZ KARDEŞİ HORTLADI!
Yani hortlamadı tabi ki de bir anda okuyunca işte ehheh. Katilin katil olma sebebi kardeşini öldürenlerden intikam almaktı en başta. Ama kardeşi zaten abisine düşmanmış ve böyle bir işe gireceğini bildiği için o planları yapıp kendine sahte ölüm bile planlamış.
Vay be dedim kendi kendime. Ne kardeşler var işte. Abim de benim kıymetimi bilmiyor. Okumaya devam ederken normal bir şekilde, gözüm yine bir yere takıldı ve monoton hayatımın üç yıllık şokunu karşılayacak bir cümle okudum. "Abi, sen aşık olduğun kızın babasısın." E çüş ama artık.
"Ben ne okuyorum ya? 'Anne, ben babamla kardeş miyim' e döndü olay iyice!" Ben heyecanla ve büyük bir merakla mükemmel(!) kitabıma devam ederken...
*atls.aksy bir gönderinizi beğendi.*
*atls.aksy bir gönderinizi beğendi.*
*atls.aksy bir öne çıkarılan hikayenizi beğendi.*
"Aaa noluyor ya? Kitap okuyamadım şurada." Telefonu tekrardan son olacağını umarak elime aldım.
"Çüş! Her şeyimi beğenmiş bu çocuk." Normalde de hikayelerim, gönderilerim beğeniliyordu. Türkiye'de yaşıyoruz. Bunu yaşamayan kız yoktur zaten ama bu çocuk beni nerden buldu da beğendi diye düşünmeden de edemiyordum.
*Bir yeni mesaj*
*Bir yeni mesaj*
*Üç yeni mesajınız var.*
Mesajlara bakmak için bir tık gerilmiştim sebepsizce. O yüzden üstten okumaya karar verdim ama sadece ilk mesajı görebiliyordum. Uzun bir mesajdı. En sevdiğim şairlerden biri olan Attila İlhan'ın bir şiirinden bir kıtasını yazmıştı bana.
"Kimi sevsem sensin
Hayret sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
Gözleri maviyken yaprak yeşili
Senin sesinle konuşuyor elbet Attila İlhan
Yarım bakışları o kadar tehlikeli
Senin sigaranı senin gibi içiyor
Kimi sevsem sensin
Hayret senden nedense vazgeçilemiyor"
YOU ARE READING
BERCESTE (Texting)
Teen Fictionatls.aksy: "Kimi sevsem sensin Hayret sevgi hepsini nasıl değiştiriyor Gözleri maviyken yaprak yeşili Senin sesinle konuşuyor elbet Yarım bakışları o kadar tehlikeli Senin sigaranı senin gibi içiyor Kimi sevsem sensin Hayret senden nedense vazgeçile...