Profesör beni yanına çağırdığı için şuan onun yanına gidiyordum. Kapısının önüne geldiğimde üstümü düzeltip kapıyı çaldım. İçeri girdiğim zaman sadece profesör yoktu, onun yanında beomgyu ve yeonjun vardı.
Şaşkınlık ile onlara bakıp yavaşça içeri girdim. "Merhaba taehyun."
Hemen profesörün önünde eğilip selam verdim. "Merhaba bay choi." Bay soobin bizim klinik psikoloji derslerimize giren profesördü. Kendisi kesinlikle örnek alabileceğim biriydi. Kendi alanında en iyilerinden biriydi ve benim en çok hoşuma giden kısım ise evliliğiydi.
Bay soobin güzel sanatlar fakültesinden bay Kai ile evliydi. Kesinlikle mükemmel ilişki diyebileceğim bir ilişkiye sahiptiler.
"Taehyun!" Hemen bay soobine döndüm. "Özür dilerim bir yere dalmışım" bay soobin 'önemli değil' anlamında kafasını sallayıp konuşmaya devam etti.
"Taehyun biliyorsundur ki sen bizim bölüm birincimizsin..." Kafamı onaylar anlamında salladım "ve senden bir şey istiyorum"
Merakla bay soobin'e baktım. Beomgyu kafasını bana çevirip merakla baktı fakat ona bakmadım. "Bölüm başkanı normalde yeonjun fakat kendisi 'saçma' aktiviteleri yüzünden bu işle daha fazla vakit ayıramazmış"
Bay soobin saçma derken gerçekten gözündeki öfkeyi görmüştüm. "Bende senden bunu istiyorum. Bölüm başkanı ol."
Bay soobin'e karşı gelirsem iyi bir azar yiyeceğimi bildiğim için sadece kafam ile onaylamak zorunda kaldım.
Bay soobin bana gülümseme ile bakıp teşekkür etti. Ondan sonra üçümüzde odadan çıktık.
"Kesinlikle senin yerinde olmak isterdim taeyhun-ah." Hemen yeonjun'a baktım ve gülümsedim. Acaba kim kimin yerinde olmak isterdi? "Teşekkür ederim yeonjun. Sanırım beomgyu ile barıştınız." Yeonjun sıcak bir gülümseme ile beni cevapladı. "Evet barıştık. Hatta biliyor musun sırf onu affedeyim diye bana bu bilekliği aldı." Yeonjun elini uzatıp taktığı bilekliği gösterdi.
Gözlerim dolmaya başlamıştı. Bu benim istediğim bileklikti. Bizde kaldığı zaman beomgyu'ya gösterip çok istediğimi söylemiştim ve şimdi onu yeonjun'da görmek beni kırıyordu. Hemde çok fazla.
"Çok güzelmiş. Benim şimdi gitmem gerek. Sonra görüşürüz." Yeonjun el sallamıştı fakat beomgyu sadece yeonjun'a bakıp elini onun beline koymuştu. Daha dün benim belime koyduğu elini.
Hızlıca oradan ayrılıp üniversitenin karşında olan kafeye gitmiştim. Biraz dinlenmem lazımdı. Kahvemi alıp bir masaya oturdum.
Hem içiçeğimi içiyor hem de ağlamamaya çalışıyordum. Beom artık gerçekten kalbimi kırmaya başlamıştı. "Hey" kafamı kaldırdığımda bay huening'i gördüm. Hemen sandaleyeden kalkıp selamlamak için eğildim. "Böyle yapma."
"Ama siz benim profesörümsünüz." Bay huening tek kaşını kaldırıp bana baktı. "Sizin bölüm derslerinize girdiğimi hatırlamıyorum. Ah çünkü girmiyorum."
"Ama" bay huening karşıma oturdu. "ama falan yok taehyun" bende sandelyeme tekrar oturdum.
"Söyle bakalım taehyun." Ve içiceğinden bir yudum aldı. "Neyi bay huening?" Kaşlarını çattı. "İlk başta bana bay huening demek yerine Kai de. Artık arkadaşız ve neye bu kadar üzüldüğünü anlat. İyi bir dert dinleyicisiyim"
"Bay huening yani Kai lütfen kimseye anlatmayın ama." Kai kafasını olumlu anlamda salladı.
Bende bütün olan olayları ve neler hissettiğimi anlattım. "Tae bana bak"
Masada gezinen gözlerimi bu sefer utançla kai'ya kaldırdım. Çok utanıyordum. Böyle salak ve aptal olduğum için.
"Bundan sonra onun dediklerini yapma tae. Sen ona bağlı değilsin ve bak şuan sen oyuncağı gibi bir şeyi olmuşsun. Onun için ne zaman sıkılsa gideceği diğer kişi olmuşsun."
Tam ona katıldığımı söyleyecektim ki içeri beom ve yeonjun girdi. Hem de el ele tutuşarak. Kai benim baktığım tarafa bakıp sesli bir şekilde iç çekti. "Tae kalk evine git, şuan dersim var fakülteye geri dönmeliyim"
"Peki" diyip kai'yı beklemeden kafeden çıktım. Tabi ki ben çıkarken beom ile göz göze gelmiştik. Fakat hiçbir şey yapmamıştı. Zaten ne bekliyorsun. Hemen evime doğru gitmeye başladım. Hem ağlıyor hemde eve gidiyordum.
Beom benim en kötü olduğum dönemde gelmişti fakat o zamanlar sadece arkadaştık. Sonra da yeonjundan hoşlanıp onunla sevgili olmuştu. Bir gün ikisi tartışmıştı ve bu yüzden bana gelmişti. O gün olan olmuştu. Ve ondan sonraki günde ve ondan sonraki günde. Böyle böyle şimdiye kadar devam etmişti.
Eskiden biraz bile değer verirdi fakat şimdi sadece istediğini yapıyor ve gidiyordu. Ama yinede ondan vazgeçemiyordum.
Ben onun için oyuncağım, salağım, istediğini yapan bir enayiyim.
Ben onun için diğer kişiyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The other woman -taegyu-
Fanfiction"neden ben değil?" Ve gözünden bir damla yaş düştü.