"beom,sevgilim, benim güzel aşkım..." Şuan ne mi yapıyorum? Tahmin edilebilir bir şey aslında.
Evet, yeonjun ve beom yeniden tartıştılar ve dün akşam beom bana geldi.
Ve şimdi o uyurken onun yanağını okşayıp ona demek istediğim bütün güzel şeyleri söylüyorum. "En sevdiğim, asla vazgeçemediğim..."
"Taehyun biraz sessiz ol." Hemen elimi çekip dudağıma götürdüm. O ise arkasını dönüp tekrardan uyumaya başladı. Yataktan kalkıp yerde dünden kalma kondomları toplayıp çöpe attım. Yerdeki kıyafetleri alıp beom'un sweatini üzerime geçirdim ve altıma bir şey giymedim. Kahvaltı hazırlamak için uğraşmazdım. Biliyordum o kalktığı gibi gidecek bende ona bakma şansımı kaçırıcam.
Hemen onun yanına uzandım. O da yanındaki hareketlenme den rahatsız olduğu için bana doğru döndü ve elini belime attı. Geçen hafta sırf bu hareketi için ağlarken şimdi ise mutluluktan göz yaşı dökücek hâle gelmiştim. Evet beom kesinlikle benim ruh hallerim ile feci şekilde oynuyordu.
Elimi onun elinin üstüne attım. Bana daha fazla yaklaştı ve kokumu içine çekti. Gözümdeki şey ne? Ah! Mutluluk göz yaşları.
"Parfümünü mü değiştirdin yeon?" Ve işte yine mahvolmuştum. Sanırım yanlış tahmin ettim, bu gözümden düşen yaş mutluluk değil aksine hüzün göz yaşlarıydı. bana daha fazla yaklaşmaya başladı artık vücutlarımız birbirine acayip yakındı.
"Yeon benim güzel tilkim seni çok seviyorum" elimi yavaşça dudağıma getirdim ve bastırdım. Ağladığımı duysun istemiyordum. O hâlâ benim belimi okşarken- hâlâ yeonjun diye sayıklıyor- ben ise ağlama sesimi duymasın diye uğraşıyordum.
İşte bu yüzden aşktan nefret ediyordum.
En sonunda beom gerçekten derin uykuya daldığında bende ağlamayı bırakmıştım. Yavaşça ondan kurtulup banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp saçıma güzel bir şekil verdim. Banyodan çıkıp tekrardan yatak odasına gittim.
Bu sefer yatmak yerine yatağın bana ait olan kısmına oturup her şeyi baştan düşünmeye başladım.
Üniversitede ilk yılımdı. Gerçekten çok heyecanlı ve ayrıca üzgündüm. Üzgün olmamın sebebi ailemin psikoloji okumamı istememesi. Ben ise onlara inat bu bölümü seçmiştim ve tutturmuştum. Üniversiteye gidiş zamanı ailem benimle hiç konuşmayıp sanki hiç yokmuşum gibi davranıyorlardı.
Bu yüzden üniversitenin ilk günleri benim için pek güzel değildi, onu görene kadar. Choi beomgyu güzel sanatlar bölümünde okuyordu. Peki biz nasıl tanıştık derseniz, bunun cevabı çok kolay. Üniversitede olan klüpler ve onların düzenlediği faaliyetler sayesinde.
İkinci ilgi alanım olan müzikle uğraşmak için müzik kulübüne katılmıştım ve ne şans beom o kulüpteydi.
İkimiz ilk başlarda yakın değildik fakat sonra arkadaş olmuştuk. Tabi o sıralarda ben beom'a karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştım. Sonra beom bana bizim bölümde olan yeonjun'a aşık olduğunu söylemişti.
Tabi bunun akşamı saatlerce ağlamıştım. Çünkü beom benim gülme sebebimdi, aşk şarkılarımın konusuydu, o benim için her şeydi.
Fakat ben korkak gibi davranıp ona hislerimi söylemedim ve onların flörtleşip sevgili olmalarını sessizce bir kenarda izledim. Sonra zaten sizin bildiğiniz gibi ilerledi olaylar.
Beom yavaşça yerinden kalkıp bana baktı. "Tae..." Şaşkınlık ile ona baktım. Uzun zamandır bana böyle seslenmiyordu.
"Efendim beom." Ellerini yumruk haline getirip esnedi. "Başka kıyafetin var mı?" Hemen kafamı onaylar anlamda sallayıp dolabımda doğru gittim. Ona uygun bir şeyler çıkartıp önüne koydum. O ise beğendiğini alıp giyindi.
"Tae yiyecek şeyler var mı? Dünden sonra çok açım." Bu benim tanığım beom mu? Tanrım dualarımı kabul ettin değil mi?
"Dolapta bir şeyler olucaktı. Ben hemen hazırlayayım." Beom kafasını onaylar anlamda salladı. Hemen mutfağa gidip onun damak zevkine uyucak şeyler hazırladım ve ona seslendim.
Masaya oturup hazırladıklarımı yemeye başladık. "Taehyun neden ağlıyorsun?" Elimi yanağıma götürdüm. Gerçekten ağlıyordum. "Mutluluktan sevgilim." Kafasını onaylar anlamda salladı ve masadan kalktı. "Ben gidiyorum. Kıyafet sende kalsın."
Bende hemen kalktım ve dış kapıya doğru onunla birlikte gittim. "görüşürüz beom."
O kapıyı açtığı anda içeri rüzgar girdi. Elimi hemen saçıma atıp onu düzeltmeye çalıştım. "Saçın iyi gözüküyor uğraşma saçına. Hoşçakal"
Ve gitti arkadasında bir mutlu ben bırakarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The other woman -taegyu-
Fanfiction"neden ben değil?" Ve gözünden bir damla yaş düştü.