Yarışma yaptığımız günden beri 1 gün geçmişti. Ve şuan hafta sonuydu. Alarm sesiyle uyanmıştım hafta sonuna niye alarm kurarsın ki salak kafalı Aiko. Kalkıp hemen duşa girdim. Çıktıktan sonra kafama bir havlu sardım, üzerime beyaz bir t-shirt altıma siyah bir eşofman giydim. Telefonumu alıp saate baktım, 8.47 mi!? Zaman niye bu kadar yavaş akıyordu. Mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım.
*Zaman atlaması*
Karnım tok bir şekilde ödevlerimi yapmaya başlamıştım. Tam defterimi kapatıyordum ki Mina'nın kurduğu sınıf gurubuna mesaj geldi. Defteri kapatıp telefonu elime aldım.
-------------------------------
Uzaylım: Hey arkadaşlar. Parkta piknik yaplım diyorum ne dersiniz?
Denki: Olur ben gelirim.
Uraraka: Bende geliyorum.
*Bir çok kişi olur der*
----------------------------------
Sıkıntıdan patlamak üzereydim tabi ki onlarla gidicektim.
🌱: Tabi sen gitmeden durur musun.
Sus sen karışma sıkıntıdan patlıcam evde zaten ödevlerimde bitti.
------------------------------------
Bende geliyorum, nereye gidiyoruz ve ne getirmeliyim?
Uzaylım: Bence herkes abur cubur gibi şeyler alsın yemek getirmek isteyen getirebilir. Saat 12 gibi buluşalım.
Uzaylım:Konumu atıcam birazdan
--------------------------------------
Hemen bir şeyler hazırlamaya başladım. Tabi ki onigiri hazırlıyacaktım başka ne yapabilirim ki. Fazla kişi geliyordu o yüzden malzemeleri fazla fazla çıkardım. Pirinci pişirdim ve tuz,sirke gibi şeyleri ekledim. Sonra pirinci biraz beklettim. Hazır olduğunda bölerek farklı malzemeler ekledim. Bunlar ton balığı, karides ve çıtır tavuk oldu. Sonra sos ve kendi özel baharatımı koydum. En son şekil vererek yosunları yerleştirdim. Hepsini büyük bir kaba yerleştirdikten sonra hazırdım. Ama şimdi kendim hazırlanmalıydım.
Odama gidip dolabımı açtım. Elime hemen siyah kot bir etek ve yeşil uzun kollu bir bluz geldi. Aynaya bakıp üzerime tuttum. Çok güzel olmuştu ama bir şeyler eksik gibi geliyordu. Çekmeceden siyah ten çorap çıkardım. Sonra dolaba geri dönüp siyah bir ceket. Evet şimdi olmuştu. Hızlıca üzerimi değiştirdim son bir şey kalmıştı. Yatağımın yanındaki çekmeceye doğru yürüdüm. Açtım ve içindekini alıp örtük olan tül perdeden sızan güneş ışığına tuttum. Elimdeki şey Yoko teyzenin bana verdiği yeşil taşlarla dolu olan kolyeydi. Takmak için elimi boynuma doğru götürdüm, birden aklıma Yoko teyzenin kolyeyi bana ilk taktığı an geldi. Hem gülümsüyor, hem hüzünleniyordum. Hızlıca kendimi toparladım. Bir tane kol çantası alıp içine gerekli olan eşyaları koymaya başladım.
Artık hazırdım yanıma birde oturmak için minder almıştım. Tam kapıdan çıkıyordum ki Mina beni aradı. Çantamdan telefonu alıp açtım.Alo, noldu Mina
Nerdesin Aiko
Tam çıkıyordum bişey mi lazım yoksa
Hayır lazım değil aslında Bakugou ve Denki seni almaya geliyor haber vermek istedim.
Niye ki ben gelirim kendim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mha X Aiko 🌙
FanfictionAilesi villain olan bir kızın kahraman olma hikayesi... Mha kitabıdır Önerileriniz varsa yazabilirsiniz İyi okumalar