🕸Bölüm 2🕸

252 52 47
                                    

(Evet evet evettt helecan dolu kitabımıza bir kez daha hoş geldiniz sevgili havariler! Bugün özel bir gün çünkü canım senaristimin doğum günü ve kutlu olması şart! Tekrardan kutlu olsun doğdu günün canım benim iyi ki varsın iyi ki tanışmışız Lifeisarbiel 💜 Herkese iyi okumalar!~)

Kelime sayımız: 622

Changbin yolda annesini birçok kez aramış ama dönüt alamamıştı.

Son çare olarak görüntülü de aramayı denerken bir yandan da gittiği yola odaklanmaya çalışıyordu.

İlk araması cevaplanmayınca tekrar denedi ve bu sırada arabadan inip etrafı incelemeye başladı.

Telefon sonunda açıldığında annesini ve arkada dondurma yiyen babası ve kardeşini gördü, ailesinin yurt dışına tatile gittiğini o anda hatırlamıştı.

Ama tam bu sırada sırtına dayatılan silahın namlusu ona resmen telefonu kapatmasını ima etti, bu yüzden annesini hemen geçiştirip aramayı sonlandırdı.

''İlerleyin komiserim, ama yanlış bir hareket yapmaya kalkışmayın''

Adamın uyarıcı ve alaycı tonu onu sinirlendirse bile Changbin yürümeye başladı.

Bu sırada Jeongin ise arkadaşlarının onunla dalga geçme ihtimalini düşünürken karşısında gördüğü manzaradan dolayı yolunu değiştirmek istedi, ama başka bir adam önüne geçerek onu durdurdu.

''Nereye gidiyorsun Jeongin? Sekizincimiz olmadan oyuna başlayamayız, komiserin yanına yürü''

Bu durumda gencin silah zoruyla yürütülen adamın yanına gitmekten başka çaresi kalmamıştı.

Changbin artık tek başına olmadığı için bütün küfürlerini içinden ederken gence döndü, korkmuş gibi göründüğü için onunla konuşmak istese bile şu anda sırası değildi.

Etrafta bulunan tek binaya yaklaştıklarında ikilinin gözleri bağlandı ve ilerlemeye devam ettiler, bu sırada içeriden birinin bağırdığı duyulabiliyordu, sesi de gittikçe yükseliyordu.

''Bırakın beni! Ben bir modelim! Polis beni aramaya başlamıştır bile!''

Jeongin buna gözlerini devirdi, bir komiseri kaçırabilen adamlar mutlaka modeli de kaçırabilirdi.

Bir odaya girdiklerinde bağıran kişi susmuş ve ikilinin gözleri açılmıştı.

Bir yuvarlak oluşturacak şekilde dizilmiş sandalyelerde 6 kişi sırtları birbirilerine dönük şekilde oturuyordu.

Changbin hemen odayı aklına kazımaya başladı. Telefonu elinden alınmıştı, bu yüzden başka bir çıkış yolu bulması şarttı.

Odanın bir köşesinde küçük ama zorlarsa bir insanın sığabileceği büyüklükte bir kapak vardı, oradan dışarıya çıkabileceğini düşündü.

İkili boşta kalan iki sandalyeye oturtuldu ve elleri de arkalarından kelepçelendi.

''Tanışın, kaynaşın ve buradan çıkmanın yolunu bulun. Merak etmeyin herkes buradan çıkacak, ama kaç gün sürer bilemem. Ayrıca ben olsam, kimseye de güvenmem''

''Siktiğimin evladı!'' diye küfretti sarı saçlı ve kaslı adam.

Kimse böyle bir tepki beklememiş olsa bile hiçbiri bir şey dememişti.

Kısa süre sonra herkes olabildiğince etrafa bakınmaya çalışırken Hyunjin yine bağırmaya başladı.

''Ne kadar istiyorsunuz?! Söyleyin vereceğim! Polis yoldadır bekleyin gününüzü göreceksiniz! Kahretsin burası çok rahatsız!!''

''Hay konforuna sıçayım senin'' dedi Minho gencin susmasına yol açarak.

Bu kez de dayanamayan Jeongin oldu ''Hyung, af edersin ama bağırmaların çok sinir bozucu. Burada bir polis var bile çoktan''

Changbin haricinde herkes buna şaşırırken komiser konuşmaya karar verdi.

''Seo Changbin, polis memuruyum''

Herkesi kaçıran adamların da söylediği tek şey tanışmaları olunca Jisung devam etme gereği hissetti.

''Ben Han Jisung, beyzbolcuyum''

Seungmin en sevdiği beyzbolcunun kendini tanıtmasıyla yanında oturan Jisung'a döndü ''Çok iyi oynuyorsunuz!''

Jisung buna kıkırdadı, kendi fanlarından birini burada görmeyi beklemiyordu ''Sen de kendini tanıt o zaman''

''Kim Seungmin, kafede çalışıyorum''

''Beni zaten tanıyorsunuzdur, Gucci modeli Hwang Hyunjin'' dedi Hyunjin ''Peki sen kimsin?''

''Bang Christopher Chan, prodüktör ve söz yazarıyım''

Boksör bir iç çekti ''Ben de Lee Minho, ya da Lee Know, boks-''

''Aman Tanrım kimliği devlet sırrı gibi saklanan meşhur boksör Lee Know sen misin?!'' diye sordu Jeongin bağırarak.

Tepkisini abarttığını fark edince hemen susup başını eğdi, az önce bağırdığı için Hyunjin'e dediklerinden sonra utanmıştı.

Ama Minho güldü ''Evet o benim, senin adın ne peki ufaklık?''

''Ben Jeongin, son sınıf öğrencisiyim''

''Lee Felix, arka dansçıyım''

Felix kendini tanıtınca Chan ona doğru döndü ''Avusturalya'dan gelen?''

''Evet sunbaenim''

Aslında Felix de Chan'ı tanıyordu, ama sesini çıkarmamıştı.

Bu kadar hızlı kaynaşacaklarını kimse düşünmemişti.

Artık zamanı gelmişti.

''Sanırım artık hazırsınız, süreniz başlasın!''

*-*-*

Canımız senaristimize bir kez daha güzel doğum günü dilekleri iletiyoruzz! 💜

Umarız ikinci bölümü beğenmişsinizdir! 😋

Venom -Stray Kids BxB-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin