Unutmak istedim. Bir an olsun düşüncelerimin beni terk etmesini istedim. Sanki kafamda dönen uğultular yüzünden kulaklarım tıkanmış da gerçek sesimi duyamaz olmuşum gibi hissetmeyi bırakmak istedim.
Fakat işime yaramayacak hiçbir isteğimin şu an gözümde gram değeri yok. Özellikle şu an. Daha tam anlamıyla başlamamışken olmaz.
İstedikleri gibi sessiz adamı oynayan Chan olarak kalsaydım kendi açımdan sorunsuz geçecek geleceğe uzanan bir yola sahip olabilirdim belki.
Ama bu yolu yakıp küle çevirmeseydim kanla çizdiğim kurtuluşu elde edemeyecektim.
Önümde kaderin cilvesiyle işlenmiş beni bekleyen bir gelecek. Aklımdaki tek şey intikam.
15/05/2023Ağır alkol ve sigara kokusu toplantı odasının her köşesine yayılmış, odada gülüşen adam sesleri ve kıkırdayan kadın sesleri ara ara çoğalıyor, birbirine tokuşturulan bardak seslerinden içkiyi fazla kaçırdıkları aşikardı. Bir süredir kullanılmayan kapıdan açılma sesi duyulunca odadakiler dikkatini kapıya verdi.
Kapıya en yakın adam yalaka ve yılışık gülümsemesiyle belini sıkan kemerini düzeltip ayağa kalktı. "Hoş geldiniz Bay Park bir an bugünkü toplantımızı unuttuğunuzu sandık, bilirsiniz varlığınızı burada görmek bizi keyiflendiriyor." Şişman adam formaliteden birkaç cümle geveledi.
Başkan Park Jongyul, toplantının baş kahramanı, buradakilerin tasmasını elinde tutan kişi.
Park Jongyul adamı yok sayarak ceketini çıkarıp yanındakine uzattı. "Chan havalandırmayı aç, burası çöplük gibi kokuyor." Son cümleyi az önceki konuşan adama bakarak söyledi. İlerleyip tekli koltuğa oturdu ve içeriye göz gezdirdi. Odadaki kadınlar alıştıkları üzere başkan koltuğa oturduğu an odadan çıkmaya başladılar.
Odadakiler Başkan'ın hareketlerine ilk kez maruz kalmıyormuş gibi istiflerini bozmadan devam ettiler. "Chan.. seni başkanın yanında görmeye alışmışız, son zamanlarda işlerine çok düştün galiba pek ortalıklarda yoksun."
Chan konuşan adama dönüp hafif bir gülümseme ile cevapladı.
"Çoğu şeyi kendim idare etmeyi öğrendim Bay Choe bu yüzden başkanın kibarlığına artık eskisi kadar ihtiyacım olmuyor.""Başkanımız ne kadar yeteneği varsa sana öğretmiş sanırım." Adamlar birbirlerine bakarak gülüştüler.
"Elbette Bay Choe, başkanın yanında o kadar uzun süredir varım ki ondan birkaç şey kesinlikle kaptığımı düşünüyorum.."
"..örneğin olmadığım bir kişiymişim gibi davranmakta oldukça geliştim, Park Jongyul'un sözde başkanlık rolünü oynadığı gibi."
dediğimde yüzlerinin alacağı ifadeyi sadece hayal edebilirdim, şu an bunu yüzlerine söylemek için uygun bir zaman değil, diye içinden geçirdi Chan.Park Jongyul bir bardak içkiyi elinde döndürdü. "Şimdi...beni ilgilendiren bir konu varsa hızlıca özet geçin."
Adamların söyleyecekleri sikinde bile olmayan biri için yeterli bir konuşmaydı.Oturan beş adam vardı, içlerinden biri yanındaki dosyaya uzanarak konuştu. "Önceki toplantıda anlattığım gibi medya kontrolümüzde ama bazı site ve TV programlarına erişimimiz kısıtlıymış bu bize sorun yara-"
"Geç!"
Sağında duran adama, sıradaki konuşacak kişiye döndü.
Adam boğazını temizledi, o da hızlıca dosyasını karıştırarak aradığı sayfayı bulmaya çalıştı.
"Kuzey mahallelerde protesto yapanlar arttı biz yeterince engelletmeye çalıştık ama-"Bardak, ahşap koltuk başlığına sertçe çarptı.
"Sence.. bu benim ilgilenmem gereken bir konu mu..? Bu konu bana iletilecek kadar ilerlemişse siz neden varsınız?!" Başkanın odaya girdiği andan beri kendine bir günah keçisi bulup en kısa sürede ayrılmak istediği her halinden belliydi, Chan bu durum karşısında sessizliğini korudu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kanlı karnaval - skz
FanfictionChan'ın babası Kore Cumhuriyeti'nin eski başkanıydı. Babasının başına gelenlerden sonra yeni başkan Park Jongyul Chan'ı himayesi altına aldı. Chan babası hakkında ortaya atılan iddiaların arkasındaki sorumlu kişinin bu adam olduğunu düşünerek içine...