kanlı karnaval - skz

acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklardır

◉ Tarihleri alalım

~~

Yaşama amacınız ne?

Bir anda hayatınız ince bir ipin üzerinde sallandığını fark ettiniz oldu mu?

Ben fark ettim.

Öl ya da yaşa.

İkisi de bizim seçimlerimize bağlı.

Her yol ayrımında ikisinden birini seçiyoruz.

Ya sizi her adımda ölüme yaklaştıran bir yol olsaydı ve sonunda arzuladığınıza ulaşma şansı yakalamış olsaydınız.
Geri adım atar mıydınız?
Yoksa her şeyi göze alıp yola devam mı ederdiniz?

<> Bu yol sadece ileri adım atanlar için. <>

"Hem yarayım hem bıçak.
..Hem kurban hem cellat."

chan'dan
toplantı günü_03.55
09/06/2023

Sonunda onları bir araya getirdiğimi düşünüp en azından bir şeyleri başardığıma inanmaya başlamıştım..ya da fazla erken konuşup her şeyin iyi gideceği hakkında kendimi kandırmıştım.

"Ne işi var lan bunun burada?! arkamızdan tezgah mı kuruyorsun Chan? Bir haini ekibine katarak mı insanları kurtarmaya çalışıyorsun?"
Minho sinirle işaret ettiği seungmin'in karşısında durdu, aralarındaki tek engel ortadaki masaydı.
"Bu mu senin planın?!"
Sonunda kargaşa çıkmasın diye kendimi tutmayı bırakacaktım ki seungmin benden hızlı davrandı.
"Yeter Minho, hain olmadığımı ikimizde biliyoruz. saçmalamayı bırak! elimde olsaydı farklı davranırdık belki ama çok geç."
"Ne olsun istiyorsun? Pişman olduğumu söyleyip affetmen için özürlüler dileyerek ayaklarına mı kapanayım?"

Birbirlerini önceden tanıdıklarını biliyordum ama bu kadar hararetli bir tartışmaya sebebiyet verecek ne gibi bir geçmişleri vardı?
Kenarda bu olaydan hiç memnun gözükmeyen ve hoşnutsuz ifadesi ile ikiliyi izleyen Felix ve bitişiğinde oturan Changbin'e kısa bir bakış attım.
Sonra dikkatimi kavgayı ilgi ve dikkatle izleyen jisung çekti; bu durumlarda daha pasif kalıp olayları kendi kafasında anlamlandırdığını fark ettim.

İğneleyici sesi ile Minho devam etti.
"Pişman mısın?"
"Hah! Pişmanmış!"
"Pişmanlığın da özürün de hiçbir şeyi telafi etmiyor! Gelip buraya bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorsan hiç uğraşma çünkü sen hiçbir haltı beceremezsin. gidip evinde oturmaya devam et...bunca yıl sonra yanında kalan son kişiyi kaybetmeyi göze almana gerek yok."
Son kısmı daha alçak sesle ama Seungmin'in gözlerinin içine baka baka söyledi.

Seungmin odada güçlü bir ses bırakacak şekilde masaya elini vurarak kalktı.
"Hiçbir şeyi telafi etmeye çalıştığım falan yok! Senin gibi olmaktansa ölürüm daha iyi."
Belli ki Minho seungmin'in sinirleri ile oynamayı gayet iyi biliyordu. bu durum içimde anlamlandıramadığım bir rahatsızlığa sebebiyet verse de olayın dışında kaldım.

"Güldürme beni."
"Sen kimsin de benim yerimde olacaksın.."
Minho masanın çevresinden Seungmin'in tarafına doğru yürüdü, Seungmin de geri kalmadı.
İkisine de güvenmediğimden olası bir hareketin önlemi için onlara yaklaştım. Birbirlerine daldıkları bir durumda ikisinin de kafasını birbirine vursam nasıl olur diye düşündüm içimden ama kendini tut Chan sen bu değilsin.

"Ölmeyi göze alsaydın korkaklık yapıp zamanında kaçmazdın. İnsanların neler çektiğini bilirken arkanıza bile bakmadan kaçtınız Seungmin!"
"Arkanızda bir tek bilgi bile bırakmadan kaçtınız!"
Seungmin de ona diklendi.
"bir kere de benim tarafımdan bak şu olaya!"