Toprak yağmura, ben sana

305 32 31
                                    

Ryan'dan
Sahile gelmiştik, artık gerçekleri anlatmanın zamanı gelmişti. Ama ben nasıl ve nerden başlayacağımı bilemiyordum, gergindim. Arabaya yaslandık ve denizi seyretmeye başladık, gerginliğimi farketmiş olacak ki Seb elimi tuttu. Güven verircesine gözlerime baktı. Kelimeleri kafamda tarttıktan sonra anlatmaya başladım

Annemle babam ben daha 7 yaşındayken boşandılar, babam annemi aldatıyordu çünkü. Bu anneme çok kötü etki etmişti, zaten aldatıldığını farkettiğinde deliye dönmüştü. Hemen boşanma kararı aldı. Sonra bir adamla tanıştı ve onunla evlendi. Aramız iyiydi aslında, taki o lanet gün gelene kadar

Ortaokula geçtiğimde sınıf arkadaşımdan hoşlanmaya başlamıştım, hoşlandığım kişi bir erkekti. Başlarda kabul etmek zor gelmişti, ama sonra bunun kötü bir şey olmadığını düşündüm ve durumu kabullendim. Bir kere üvey babamla konuşurken hoşlandığım birinin olup olmadığını sordu. Onu çok sevmiştim, güvenmiştim. Ben de bu yüzden ona bir erkekten hoşlandığımı söyledim. Normal karşılamış gibi yaptı, ama o gece hiçbir şey yolunda gitmedi

Annemi çok severdim, o da beni çok severdi aslında. Sürekli birlikte zaman geçirirdik, sevgisini hep hissettirmişti bana. Ama o gece üvey babam anneme eşcinsel olduğumu söylemişti. Odamda otururken annem odaya daldı, kolumdan sürükleyerek salonun ortasına attı beni. Şaşırmıştım, neden bu kadar sinirli olduğunu çözmeye çalışıyordum. Dövmeye başladı beni, aralıksız 2 saat dövdü. Sonra kapının önüne attı.

"Namusumuzu kirletiyorsun, ölsen de kurtulsam senden. Sevgiyi haketmiyorsun, ben seni gay olman için mi büyüttüm? Cevap ver bana. Artık ne annen var ne de baban, yalnız kalıcaksın. İnşAllah yalnız da öleceksin, evlat değil utanç kaynağısın. Nefret ediyorum senden, ne halin varsa gör. Umarım kendi pisliğinde boğulursun"

Bağırarak söylediği sözler kafamda yankılanıyordu, cevap veremiyordum. Sadece ağlıyordum, artık her şeyi anlamıştım. Parka doğru ilerledim, hava soğuktu. Bir adam beni farketti ve yurda yerleştirdi. 18 yaşıma kadar yurtta kaldım, ilk başlarda sürekli ağlıyordum. Bir süre sonra artık ağlamayacağıma dair kendime söz verdim. Ama şimdi sözümü tutamıyorum ve senin karşında ağlıyorum Seb, çünkü sen uğruna ağlanacak birisin. Sen her karşımda ağladığında ben de ağlamak üzereydim, bu yüzden hep gözyaşlarını sildim. Tek bir gözyaşına dünyayı karşıma almaya razıyım, ama ağlamanı istemiyorum. Sürekli mutlu olmanı ve gülmeni istiyorum. Gülmek sana o kadar yakışıyorki

18 yaşımda yurttan ayrıldım, çalıştım. Önce bir ev aldım kendime, ama hiç bir zaman evim gibi hissetirmedi. Zaman ve ya mekan farketmeden, sen yanımdayken evimdeymişim gibi hissettim hep. Sonra anladım ki, benim evim sensin Seb

Annem bana o gün o konuşmayı yaptıktan sonra aklımda ve yüreğimde tek bir istek vardı. Bir gün o da bana, benim sevgime muhtaç olsun. O zaman ben de bana söylediği sözlerin aynısını ona söyleyeyim, en azından o an hissettiklerimi anlardı belki. 2 ay öncesine kadar ondan asla haber alamamıştım, ama 2 ay önce üvey babam beni arayıp buldu ve annemin öldüğünü söyledi. Garip duygular içindeydim, kötü olmuştum. Karşısına geçip beni neden sevmediğini, sevgiye en muhtaç olduğum zamanda beni neden yalnız bıraktığını soramamıştım. Neden bir zamanlar canından çok sevdiği öz oğluna beddualar ederek, arkasına bile bakmadan kapının önüne koyduğunu soramamıştım.

Cenazesine katılmadım, ama hergün mezarına gidip ağlayarak içimden geçenleri ona söyledim. Biliyorum, şimdi düşünüyorsun ki "anlattıklarının bana kötü davranmanla alakası ne, benim ne suçum vardı?"

Senin suçun yok Sebastian, senin tek suçun anneme çok benzemen. Seni ilk gördüğümde düşündüğüm tek şey anneme benzemendi, seni tanımadan bile sana nefret etmeye başladım. Aslında nefretim sana değildi, annemeydi. Anneme benzediğin için onun bana söylediği lafları sürekli sana söyledim, ama inanki hiç birini içten söylemedim. Sonra senden hoşlanmaya başladım, psikolojik destek aldım bir süre. Sana artık zarar vermek istemiyordum ve tedavim işe yaradı.

Ne kadar özür dilesem az, ama lütfen beni affet. Şu an kime benzeyip benzememen umrumda bile değil, sen aslında hiç kimseye benzemiyorsun Seb. Sen eşi benzeri olmayan birisin ve ben bunun farkına geç vardığım için senden özür diliyorum. Senin sevgine,ilgine muhtacım. Lütfen beni kendinden mahrum etme, seni çok seviyorum. Sana aşığım ve ömrümün geri kalanını sadece seninle paylaşmak istiyorum

Sebastian'dan
Ryan bunları anlatırken gözyaşlarına hakim olamamıştı, gerçekten zor şeyler yaşamıştı. O anlattıkça ben de sessizce ağlıyordum, masmavi gözlerini denize kitlemişti. Bir an olsun gözlerini denizden ayırmadan anlattı her şeyi.Bu yüzden ağladığımı farketmemişti. Onu affetmiştim, çünkü onu çok seviyordum. Görmediği sevgiyi ona göstermek istiyordum. Ama bir anda aşkını itiraf etmesini beklemiyordum, afallamıştım

Playlistinden 'toprak yağmura' şarkısını açtı, önümde bir dizi üstüne çökerek ellerimi tuttu. Gözlerime bakarak her saniye hayalini kurduğum o sözleri söyledi

R:Benimle birlikte olur musun Seb?
S:Evettt

Duygulanmıştım, ayrıca çok mutluydum bu anı yaşadığımız için. Ryan beni kucağına alıp döndürmeye başlamıştı, durduğumuzda kokumu içine çekti, saçlarımı öptü

R:Affettin mi beni bebeğim?
S:Hm hmm

Şarkı tekrar çaldığında en sevdiğim kısmı gelmişti, parlayan gözleriyle gözlerime bakıp şarkıya eşlik etti

Toprak yağmura, ben sana
Aşık olduk yeniden
İmkansız gibi görünen
Bu mesele
Girdi aklıma her gece
Tanıdık bir melodi
Sen miydin sebebi?
Söylesene

Hayatımızın en güzel anıydı, ellerimiz gibi kalplerimiz de o gece bir birine kenetlenmişti

FİNALLL. BU BÖLÜMÜ ŞU ANA KADAR YAZDIĞIM EN İYİ BÖLÜM İLAN EDİYORUM(BENCE HAKKIM VAR BUNA) RYAN'IN YAŞADIKLARINA DAYANAMAYIP AĞLADIM AQ
UMARIM BEĞENİRSİNİZZZ🫶🏻

I hate u, I love uHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin