Szymanski'den
Lise son sınıftım, her zaman olduğu gibi yine okula geç kalmıştım. Hazırlandıktan sonra aceleyle evden çıktım. Okula geldiğimde hem sevdiğim hem de nefret ettiğim, ama sevgimin daha ağır bastığı o adamı gördüm. Bana garip duygular hissettiren o adam Ryan Kent. Okula bu sene gelmişti, hiç arkadaşı yoktu. Hayattan soğumuş gibiydi, gerçi şimdi de öyle. Onu ilk gördüğüm an ondan etkilenmiştim. Ama o benden hep nefret etti, bana sürekli psikolojik şiddet uyguluyor. Sebebini hâla çözemedim
Aşık olduğum gözlerine baktım, iğreniyormuş gibi bakarak beni süzdü bir süre. Anlaşılan o da geç kalmıştı, okula geçtik ve sınıfa doğru ilerledik. Merdivenleri yan yana çıkıyorduk, kısa bir sessizlikten sonra konuştu.
K:Nefes almana bile sinir oluyorum, neden bu kadar gıcıksın?
Bu laflarına alışmıştım, o yüzden bir şey söylememeye karar verdim
K:Cevap versene amınakoduğum
S:Ne diye cevap vermemi bekliyorsunki? Alıştım artık bu laflarına
K:Senden nefret ediyorum
S:Bunu çok iyi biliyorum
Artık sınıfın kapısına gelmiştik. Kapıyı o tıklattı, hocanın 'gel' demesiyle içeri girdik, özür dileyerek yerlerimize oturduk. Yine moralim bozulmuştu, derse odaklanamıyordum. Kafamı ona taraf çevirdiğimde beni izlediğini gördüm. Gözlerini çekmedi, zaten gözlerini kaçıran taraf genellikle ben oluyordum. Bu sefer de öyle yaptım. Zil çaldığında tualete gittim. Ardımdan o da geldi ve kapıyı kilitledi
S:Ne yapmaya çalışıyorsun Kent?
K:Aşık olduğum adamla baş başa kalmaya çalışıyorum
S:Ne?
K:İnandın mı hemen? Çok safsın Seba, hiç bir vasfın yok. Sevgiyi haketmiyorsun, keşke ölsen
Hiçbir şey söylemedim, gözlerim doldu. Son sözü resmen beynimde yankılanıyordu. Ben ona ne yapmıştımki? Onu sadece sevdim, uzaktan sevdim. Ne kadar kötü davransa da ondan vazgeçmedim. Vazgeçebileceğimi de düşünmüyorum, tamam beni sevmiyor olabilir. Ama ölmemi isteyecek kadar ne yapmış olabilirimki? Tüm bunları düşünürken istemsizce yere çöküp ağlamaya başladım. Yüzüme doğru eğildi, çenemi kaldırdı ve gözlerimizi birleştirdi. Bir süre gözlerime baktı, bense sadece ağlıyordum. Eliyle gözyaşlarımı sildi, sanki boğazı düğümlenmiş gibiydi
K:Ağlama
Ne kadar kendimi durdurmaya çalışsam da olmadı
K:Ağlama dedim sana
Son sözleri söylerken sesinin titrediğini farkettim. Elimle gözyaşlarımı sildim. Titrek sesimle konuştum
S:Ben sana ne yaptım? Neden ölmemi diliyorsunki? Daha beni tanımıyorsun
K:Öğrenmek mi istiyorsun?
Başımı salladım sadece, tam o anda zil çaldı. Bana bakarak sırıttı, 'maalesef öğrenemedin Sebo' diyerek çıktı. Ardından yüzümü yıkadım ve derse yetişmeye çalıştım. Sırama geçtiğimde kafamda binlerce soru vardı. Neden ölmemi istediğini söylediği halde 'ağlama' dedi ve bunu söylerken sesi titredi? Neden gözyaşlarımı sildi? Nefretinin sebebini nasıl açıklayacaktı acaba? Bu düşüncelerimi bölen hocanın sorduğu soruydu. Ders edebiyattı, hoca 'nefretle aşk aynı anda hissedilir mi?' diye sormuştu. Soruya Ryan cevap vermek istemişti
K:Bana göre nefretle aşk bir birine çok yakın duygular,hatta birinden nefret etmenizin sebebi onu zamanında çok sevmeniz de olabilir
Cevap verdikten sonra bana baktığını gördüm, ne ima etmeye çalışıyordu şimdi? Hoca aynı soruya bana sordu. Düşünmeden cevapladım
S:Ben Ryan'a katılmıyorum, eğer birine aşıksanız ona nefretinizle zarar vermemelisiniz. Ne olursa olsun, nefretiniz karşınızdakı insanı yıpratabilir. Ayrıca nefretle aşk aynı anda olmaz, eğer birine aşıksanız ve o size zarar veriyorsa 'ondan nefret ediyorum' diyerek sadece kendinizi kandırırsınız
Hoca ikimizin de cevaplarını beğenmişti, ders boyu sürekli Ryan'la göz göze gelmiştik. Daha doğrusu onu bana bakarken yakalamıştım. Gözlerinde hiçbir ifade yoktu, genelde tiksinirmiş gibi bakardı. Ama şu anki durumu çözemiyordumBölüm sonuu
Aslında bu yoktu öyle bir içimden geldii, çok boktan bir hikaye olduğunu düşünüyorum. Devam etmeli miyim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I hate u, I love u
CasualeNefretle aşk aynı anda hissedilir mi? Ryan Kent♡Sebastian Szymanski