~1~

286 20 8
                                        

Yine o lanet okul için çalmıştı alarm. Oflaya tıslaya kaşlktı yataktan jisung,hemen lavaboya gitti . Dün zorbası minho onun dirseğini kanatıp morartmıştı...

"FELİX! MASANIN ÜSTÜNDEKİ KREMİ GETİR!"

"TAMAM!"
Jisung arkadaşlarını çok seviyordu onu hep korurlardı sever sayarlardı arkadaşları içinde jisung çok değerliydi sonuçta en küçükleriydi korumaları onların bir göreviydi.

Jisung her zamanki gibi son kez yurda baktı ve arkasına dönüp annesinin mezarının başına geldi.

"Ah canım annem seni çok özledim. Bugün sana çiçek getiremedim üzgünüm... AH okul başlayacak gitmeliyim anne üzgünüm hoşçakal!"

Annesinin mezarına el salladı ve gözden kayboldu jisung. Ama bilmediği bir şey vardı minho da o mezarlıkta dedesi için ordaydı...

"HEY! SİNCAP SURAT!"
jisung bu sesi tanımış ve adımlarını hızlandırmıştı felix,jeongin ve seungmin çoktan okula varmıştı.

"HEY SANA DİYORUM JİS BURAYA BAK!"

Minho jisunga yetişmişti hemen omzundan tuttu ara sokakta oldukları için jisungu duvar ile arasına aldı kolayca

"B-bırak beni l-lütfen"

"Bırakacağım hanji sakin ol"

Jisung ona masum gözlerle aşağıdan bakıyordu minho bunu fırsat olarak kulandı ve çenesinden tuttup yanaklarına bastırdı. Jisungun dudakları böyle bir balık dudağına benziyordu.

"Ah~ hanjiii çok tatlısın be~"
"Acaba bu minik hanji bana 'seni çok seviyorum minhom' dermi hm?"

Jisung bunu demezse kötü olucağını bildiği için

"S-seni ço-k seviyorum m-minho-m"

"Aferim bebeğime hadi gidebilirsin"

Piç gülüşü ile eliyle yolu gösterdi minho. Jisung hemen okula koşmaya başladı. Geldiği gibi sınıfına gitti neyseki hocası daha gelmemişti. Bu işkence daha bitmemişti ne yazıkki jisung minho ile aynı sınıfta ve aynı sırada oturuyordu. 10-15 dk sonra sınıfa minho girdi ardından 2 dk sonra nöbetci öğtenci girdi ve dersin boş olduğunu söyledi. İşte şimdi SIÇTIM.

"Naber güzellim?"
"Cevap versene! Mmm veya benle gel bi"

Dedi ve jisungun elinden tutarak eski bodruma gittiler.

"N-napıcaz burda?"

"Biraz eğlenicez bebeğim"

Bunu derken jisungun üstüne doğru yürüyordu. Onu duvar ile arasına aldığı an içeri jisungun ablası yani rosé girdi

"HEY! MİNHO HEMEN KARDEŞİMDEN UZAK DUR!

"Ah hadi ama rosé kardeşinde benimle öpüşmek istiyor değilmi jis?"

Bunu dedikten sonra kolunu sert bir şekilde sıktı jisungun

"E-evet. Onunla ö-öpüşücem"

"Mmm peki o zaman ablacım bir şey olunca anır anlarım ben babay"

Rosé gidince jisungun gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Donmuş bir şekilde boş duvara bakarak ağlıyordu jisung

Minho'nun ağzından
Çok şerfsizim bea. Lan LAN niye ağlıyo lan bu töbee puff banane yaa diycemde işte offf

"Jis?"

"KONUŞMA BENLE!"

bir anda bağırınca korkmuştum biraz sendeledim ve ona sarıldım. Jis yere oturunca bende oturdum.

"Jisungie~"

"Hm?"

"Özür delirim~"

Evt burda bitiriyorm çünkü why not? Nys hade babay

don't cry... | minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin