En son ne zaman güldüm bilmiyorum. Daha doğrusu en son ne zaman en içten ve sevdiğim birisiyle doya doya güldüm. Onu bilmiyorum işte.
Herşey 6 ay öncesine kadar mükemmel ilerliyordu. Hayatım da Edward varken ama şuan da o yok.
İşte herşey burdan sonra başlıyor.
Hayatıma renk katan, mutluluğuma mutluluk katan, hayatta yaşamıma yaşam katan biriydi o..
Birşeye ihtiyacın olursa
bana söyle demiştin sana, sesine
sözlerine, gülüşüne, sevişine, mesajlarına, tenime
dokunuşuna benim tek sana
değil senin herşeyine
ihtiyacım var. Sevgilim.
Gel artık yeter, gel,
diyorumda beni affedip de gelebilir misin?
Biliyorum.
Her söylediğimde içimdekileri
söyleyemediğim oluyorsun
her uzaklaştığım da
yaklaştığım.Değmediğimde
değdiğim sevmediğimde sevdiğim
diyemediğim oluyorsun
denmiyorsun.
Başka nasıl denir ki?
Saklandıkca saklanamayıp
söylendikce söylenemeyen
akılda ki tüm sözcüklerin utanıp
firar vurması ancak seni kendime
anlatıp başkasına
anlatamadığım başka nasıl
söylenir ki?
aslında herkesin bir hikayesi vardır
kiminin ki iki satır
kiminin ki destan
kadardır.
aslında herkesin bir dünyası vardır
kiminin ki dört duvara sığar
kiminin hedefi
yıldızlardır.
aslında herkesin bir
korkusu vardır
insanlığın ölmesi
kiminin korkusu dostluklardır.
aslında herkesin bir
düşmanı vardır kimilerinde
tanışmazlarken düşmanlar
kimilerinin ki aynı yastıkta ki
başlardır.
Benim beklentimse
bir an önce beni affetmen ve
sana kavuşmak bebeğim.Anonsu duymamla birlikte kendime geldim. Oturduğum yerden kalkarak benimle birlikte kalkan anneme sıkıca sarılarak karşılık verdim. Ağlamıyordum. Çünkü o kadar abartılacak bit olay değildi. Sadece Londraya kuzenimin yanına gidiyorum. Bu Edward olayı beni mahfetmişti. Kendime gelemiyordum artık. Hayatın tadını çıkaramıyordum ve yüzüm birkere dahi gülmüyordu. Annem ve babam benim bu halimin iyi olmadığını düşünerek benim kararıma onay gösterdiler ve bende hazırlanıp kuzenimin yanına gidiyordum. Annemden biraz uzaklaşarak yanaklarına öpücük bırakarak geri çekildim. Babama baktığımda ise bana bakıyordu. Yüzündeki pişmanlık duygusunu görebiliyordum. Ama bu benim hatam değildi. Babam beni çok kırdı. Hemde Edward yüzünden. Babam yaklaşarak " Keşke bana sarılsaydın baba. Beni sımsıkı sarsaydın. Şu 6 aydır özlem duyduğum babam bana sarılsaydı ha? " diyerek çantamı omzuma taktım. Valizimi de alıp tekerleklerini yavaşca yerde sürükleyerek çıkışa doğru yürüdüm. Sevgilimi. Daha doğrusu bana geri dönmesini beklediğim sevgilimi ve ailemi geride bırakarak arkama dahi bakmadan çıktım. Babamın bana sarılmasını beklerken o hiçbir şey dememişti ve en çokta buna öfkelenerek gidiyordum. Buradan.
Sevgilimin beni boşyere bırakıp gitmesi ve geri dönmemesine sinienerek gidiyordum. Umarım. Herşey istediğim gibi olur.
Uçağa binip cam kenarına geçerek oturdum. Kulaklığımı takıp telefonuda uçak moduna almayı unutmadan müziği açıp dinlemeye başladım. Kalktığımız da kemerimi çıkartarak rahat bir nefes aldım. Camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Rahatlatıyordu. Dinlendiriyordu. Huzur veriyordu. En önemlisi güven veriyordu. Bu hisleri hiçbir zaman vermemeyeceğine dair güven veriyordu.2 saatlik uçuşun sonunda inmeye hazırlanıyorduk. Kemerleri bağlamamızı söyleyen hostese uyarak kemerlerimi bağladım. İnişe geçtiğimiz de kendimi koltuğa daha da bastırdım. Her ne kadar uçağa binmiş olsam da her seferinde korkuyordum uçaktan. Aslında uçaktan değilde pilotdan korkuyorum. Heran farkında olmadan hata yapar ve düşersek diye korkuyorum. Asıl korkum düşmek..
İndiğimiz de hemen çıkışa gitmek ve beni bekleyen kuzenime doyasıya sarılmak istiyordum. Ona anlatacak o kadar çok şeyim vardı ki.!. Valizimi çekiştire çekiştire çıkışa adımlarken topuklarım yan dönmuş ve ben yere yapışmıştım. Doğrulmaya çalıştım ama nafile olmadı. Ayağım çok fena ağrıyordu. Birinden yardım istemek istedim ama çekindiğimden birşey diyemedim. Ayağımın ağrısıyla inlerken ayağım da hissettiğim el ile ürperdim ve boynumdan omzuma kadar inen sıcak nefesin sahibine bakmadan önce hemen geri çekilerek şaşkınlıkla ona bakıyordum." Siz öylece yerde otururken yardıma ihtiyacınızın olacağını düşünmüştüm de" adam da haklı ya ben burda yardım bekler gibi oturuyorum. Tabi yardım etmek için gelecek ben ise sanki onu gebertecek gibi bakıyordum. Başımı hafifce aşağıya yukarıya salladım. Beni yavaşca yerden kaldırdı. Sonra kucağına alıp sandalyelerden birine oturtup yerden valizimi ve çantamı almaya gitti. Yanıma gelip ayağıma biraz masaj yaptı. "Ayağını biraz haraket ettir bakalım." Başımı salladım ve biraz sağa sola ayağımı oynattım. Ayağa kalkıp üzerine biraz basıp yürümeye çalıştım. Yoksa uçağı kaçıracaktım. Valizimi ve çantamı alıp çıkışa doğru yürümeden önce "Çok teşekkür ederim." "Önemli değil." Uçağın son anonsları verilirken koşmaya çalışıyordum. Elimden ne kadarı gelirse işte. Uçağa yetiştiğimde valizimi görevliye verirken arkama bakmayı da ihmal etmedim. Camdan bana bakıyordu. El sallayıp merdivenleri çıkmaya başladım biletimi verip yerime geçtim. Cam kenarının boş olduğunu görüp uçak kalkmadan hemen cam kenarına yerleştim. Başımı cama yaslayıp geride bıraktıklarımı düşünmeye başladım. Sevgilimi, annemi, beni sevipte göstermemiş olsada babamı her zaman yanımda olmak isteyipte ben onları istemediğim için kalplerini kırdığım arkadaşlarımı hepsini düşündüm. Belki Londraya gidince düzelirim ve ben eski ben olurum ha?
Uçak indiğinde kuzenimi görme ümidiyle hemen son gaz çıkışa ilerledim. Kuzenimi görünce hemen boynuna sım sıkı sarıldım. Onu özlemişim.* * *
"İşte böyle Lucy" tüm olan biteni salya sümük Lucye anlattım. Hemen odama çıkıp yatmak istediğimi söyleyip odama çıktım. Ölesiye ağlamak istiyordum.
Mutlu olmak bu kadar mı zor? Birkere be birkere de biz mutluluktan kafamızı yastığa gömüp ağlasak ölürmüyüz? Doğru ölürüz. Biz acı çekmekten dolayı ölmeyiz. Daha fazla acı çekmek için ama mutluluktan ölürüz o niye? Bana mutluluğu 6 ay önce haram etmişler. Ben kotamı doldurdum. Ben çok mutlu oldum. Çok hiç ağlamadan güldüm. Sıra da gülmeden ağlamak var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANGEROUS #Wattys2016
ChickLitBirkez daha sevemez mi insan? bir kez daha güvenemez mi? inanamaz mı masum sevgilere, güvenemez mi sevdiklerine? inanamaz mı hiç kimseye? peki tekrar aşık olabilir mi? yeniden birine bağlanabilir mi? onu gerçekten hiç yaşanmamış bir aşk gibi görebil...