Başımı cama yaslayarak radyodan gelen müziğe ritim tuttum. Dün akşam Zayn benimle kalmıştı. Ona misafir odasını hazırlamıştım, kendimde bir duşun ardından uyumuştum. Sabah olunca ise kahvaltı yapmadan hastaneye gidiyorduk. Eminim Lucy kahvaltı yapmamıştı. Normalde de yemek yiyen biri değildi. Hastanenin önüne geldiğimizde arabadan inerek Zaynin gelmesini bekledim. O da geldiğinde birlikte danışmaya doğru yürüdük. Danışmaya geldiğimizde Martin Colain ismini vererek oda numarasını aldık.
3. Kat 2394 nolu odanın olduğu yere geldiğimizde koridorda 3' lü sandalyede oturan Liam karşıladı bizi. Ayağa kalkarak bize doğru geldi. "Selam" Liamın selamına gülümseyerek karşılık verdim. Zayn ile kısa sarılmalarının ardından "Lucy nerede?" diye atıldım. Çenesiyle koridorun sonundaki odayı işaret etti. "Orada" Başımı varla yok arası salladıktan sonra odaya hızlı adımlarla yürüdüm. Lucye destek olmam gerekiyordu ve biliyorum ki onunda buna ihtiyacı vardı. Odaya ulaşmam için 2-3 adımım kalmıştı ki odanın kapısı açıldı ve Lucy çıktı. Odanın kapısını kapattıktan sonra başını kaldırdı ve beni fark etti. Ağlamıştı. Gözleri kızarmıştı ve dolu doluydu. Burnunu silmekten ucu kızarmıştı. Saçını kulağının arkasına sıkıştırdıktan sonra kollarını boynuma doladı. Bende kollarımı beline saldım. Aldığı nefesler ve omzundaki hareketlenmeden anladığım kadarıyla yanaklarına boncuk boncuk gözyaşları dökülmeye başlamıştı. "Lanet olsun Linda, lanet olsun!"
Hıçkırıklarının arasından konuşabildiğince konuştuktan sonra burnunu çekti ve kollarını çözdü. Bende kollarımı gevşeterek onu rahat bıraktım. Çenesine doğru inen gözyaşları parmak uçlarıyla sildikten sonra başını eğerek birşeyler mırıldanmaya başladı. "Yaptığı onca şeye rağmen onun için üzülüyorum, şuanda neden buradan defolup gidemiyorum ki." Evet yaptığı herşeyde suçlu olan kişi eniştem olabilirdi fakat o da bir insan. Hata hatadır. Yapılan hatanın affedilir bir tarafının olması gerekiyor. Burada devrey hata yapan kişi giriyor ve yaptığı her hatayı düzeltmek için çabalıyor. Eğer pişman ve kendini affettirmek istiyorsa.
Güzel bir kahvaltının ardından Lucy ve ben eve geldik. Lucy duş aldıktan sonra benimle birlikte kahve içmişti. Kahvesinin daha yarılarındayken ona babasını affedip effetmeyeceği hakkında bir soru sorduğumda uyumak istediğini söyleyerek odasına kaçmıştı. Onu zorlamak istemiyorum ama bu sorunun cevabını bilmem gerekiyor. Kendi merakım için değilde. Lucynin gerçekleri ve eninde sonunda vermesi gereken bir karar olduğuyla yüzleştirmek istememdi. Böyle kaçmaya devam ederse babasından alacağı ufak bir darbe onu çok çabuk yıkabilirdi. Ayrıca karar verme zamanı geldiğinde de doğru seçimi yapması gerekiyordu. Her seferinde böyke geçiştiremezdi. Eniştemin krizinden annem ve babama bahsetmemde bir sorun olup olmayacağını Lucye sorduğumda izin vermişti. Arka cebimdeki telefonumu alarak annemi aradım.
"Alo?" Annemi neşeli sesini duyunca yüzümde negel olamadığım bir gülümseme kendiliğinden oluşmuştu. "Anne. Nasılsın?"
"Iyim kızım, Asya ile oyun oynuyorduk." Asya Ingiliz asıllı bir isim değildi ya da ben hiç duymadım.
"Asya?" Annem soru sorduğumu anlamış olmalı ki kafamdaki soruyu cevapladı. "Biliyorsun ki Maya Türk asıllı ve kızınada da Asya adını koymak istemiş." Kafamda ki soru işaretleri kaybolurken ben şimdi o masum yüzü tahmin ediyordum. Bebekleri pek sevmezdim ama bebek bebektir ya sevilmez mi? Hele o tombik yanaklar yok mu ya, bitiyorum. "Anladım. Keyfini kaçırmak istemiyorum ama anne sana söylemem gereken önemli birşey var." Eniştemi pek önmsemedikleri için fazla keyifleri kaçmaz fakat Lucy için üzülebilirlerdi. Malum halamı kaybedeli 3 sene geçmişti ve Lucyi bize emanet etmişti. Lucy bizle yaşamak yerine buraya gelmeyi tercih etti. Ama biz desteğimizi ve bağlantımızı asla kesmedik. O benim kardeşim annem ve babamın hala ikinci kızlarıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANGEROUS #Wattys2016
Romanzi rosa / ChickLitBirkez daha sevemez mi insan? bir kez daha güvenemez mi? inanamaz mı masum sevgilere, güvenemez mi sevdiklerine? inanamaz mı hiç kimseye? peki tekrar aşık olabilir mi? yeniden birine bağlanabilir mi? onu gerçekten hiç yaşanmamış bir aşk gibi görebil...