Artık yavaş yavaş gelişmeler oluyor
Beğenin lütfenn
İyi okumalarrr
~|~
Eve gelince hemen kıyafetlerimi çıkartıp duşa girdim. Yatıp bu gün yaşananları unutmak istiyordum, ama hafta sonu için çantamı hazırlamam lazım. Annem ve babam ayrı olduğu için 12 yaşımdan beri hafta içi annem de hafta sonu babam da kalıyordum. Tüm yol boyu atılan iftirayı düşündüm. Annem, " 'karşı çıktım kızım yapmaz böyle bir şey böyle suçlayamazsınız' dedim ama nafile ülkenin eğitim sistemi bozuk olduğu gibi Adaletide
bozulmuş kızım" dedi.Artık çok takmıyordum. Sadece yeni okulumu düşünüyordum. Beni ne bekliyor orada acaba.
kıyafetlerimi hazırladım bu günden çıkmaya karar verdim. Annemle vedalaştıktan sonra hemen taksiye bindim. Babamın evinin bir sokak ötesinde olan market de indim. Babam gelmeden önce, "Nisa ve Furkan yok, baba kız sinema keyfi yapalım" demişti. Nisa üvey annem, Furkan da üvey kardeşimdi ama aynı baba dan değil, sadece Nisa'nin oğlu. Kendisini hiç sevmem görüşmüşlüğümüz çok yok zaten tam bir motor tutkunu olduğu için geceleri motor yarışlarına katılırdı. Markete girdim. İki paket cips, mısır, cola alıp kasaya geldim. Tam kasadan geçircegim sırada, önüme uzun boylu, siyah deri ceket, yüzünü kapatacak şekilde siyah şapka takmış ve boynu dövmeli bir çocuk önüme geçti. Hemen. "pardon ama benim sıram" diyerek çıkıştım. Soğuk ve agresif bir sesle, "kusura bakma ama acelem var" dedi ve sigarasını geçirdi. Hemen bende geçirdim sonra arkasından gittim, ona yaklaşıp bir cesaretle kolunu tuttum kendime çektim. "Pardon ama, ne kadar aceleniz olursa olsun medeniyeti unutmayın" dedim ve geçtim. tamam belki cringe olabilir ama çok sinirlendim altta kalmak istemiyordum. Bu sefer o kolumu sıkarak çekti. "Sence küçük bir sıra mevzusunu fazla abartmıyor musun?" diye sordu. Ama size yemin ederim o kadar korkunçtu ki anlatamam. Yüzünü göremiyordum şapkasından dolayı, ama görmesem daha iyi, "sende sıranı bekleseydin o zaman şimdi bırak kolumu" diye konuştum. Daha çok sıkarak "bırakmazsam ne yaparsın başka bir market de sen mi önüme geçersin" diye dalga geçti. Agresif sesinden dolayı komik bile gelmiyordu. "Bırak yoksa çok kötü olur" dedim. Diyer elimi kaldırarak tam kolunu çekicektim, yarı kırılmış tırnağım kolunu çizdi ve hafif kanadı. Hemen kolunu çekti. "Aptal mısın Kızım amma abarttın. Saçma sapan sebepten dolayı düştüğüm hâle bak" diye söylenip çekip gitti.
Evet abartmış olabilirim ama o da kolumu bıraksaydı. "YOKSO BOSKO MORKOT DO ONOMO MO GOÇORSON" geri zekalı'nın teki işte.Hemen bir sokak öte de olan babamın evine doğru yürüdüm, içeriye girdim, babam güler yüzle karşıladı beni. Sarılıp benim için ayrılan odaya geçtim. Eşyalarımı bırakıp aşağıya indim. Babama olanları anlattım okul ismini verdim. "Bizim yan villa da oturan Mafya'nın oğlunun okuluna gidiyorsun. Kahraman koleji" dedi.
Masaya oturup yemek yemeye başladık. Babam'a yan taraftaki mafya hakkında soru sordum. "Çoğunlukla adamlarıyla gezen, iki çocuğu olan, güçlü birine benzeyen bir adam" dedi. "Mafya olduğunu duymuştum sadece, başka bir bilgim yok" diye devam etti.Bu çevrede ki evler o kadar yakındı ki cam dan diyer evin içerisi neredeyse görülüyor.
Yemek bittikten sonra bulaşıkları yıkayıp film seçmek için koltuğa oturdum. Harry Potter'ın 2. Serisini açıcaktım. Babam hemen geldi ve oturup izlemeye başladık. İzlediğimiz sırada babamın telefonu çaldı, konuşup kapattıktan sonra hemen bana dönüp, "üzgünüm kızım şirketten çağırıyorlar önemliymiş gitmem gerek" dedi. "Önemli değil baba gidebilirsin sonra izleriz" dedim. Babam, "ama seni burada tek bırakamam Furkan'ı arayıp ben gelene kadar yanında dursun" dedi.
"Baba çocuk muyum? Gerek yok" desem de dinleyen kim, çoktan aramıştı. Sonra bir öpücük verip gitti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flash Disk
Teen FictionAtılan iftira sonucu gittiğim yeni okulda okulun en zorba çocuğun flash'ını kaybederek hayatımın eskisi gibi olmayacağını tahmin etmeliydim.