Merhabaaaaa
İyi okumalar
~|~
Kaan'da geldi. Arabaya bindik. Evime doğru yola çıktık. Eve vardıktan sonra direk odama çıktım. O salonda bekliyordu. Bu sefer klâsik giyinmek istemiyordum.
Kısa mini etek, üstüne krem beyaz arası kazak ve bu sefer kendi ceketimi aldım.
Sonra rimel, ruj ve biraz allık sürdüm. Ve hazırdım. Oda dan çıktıktan sonra Kaan beni baştan aşağıya süzdü ama bir şey demedi. "Çıkalım mı?" diye sordum. Bir şey demeden önden çıktı. Galiba evet dedi. Hemen peşinde gittim. Kapının önüne geldiğimde, Kaan'ın yanında karşı apartmanda ki, çorap değiştirir gibi sevgili değiştiren Rabia vardı. Ne diye Kaanla konusuyor ki. Hemen gidip Kaan'ın yanına ani bir refleksle elini tuttum "gidelim mi? Kaan" dedim. ve o kıza pis bir bakış attım. Yüzü baya bı düştü ama hakediyor. Arabaya bindiğimizde Kaan samimi olmayan ses tonuyla, "beni bu kadar kıskandığını belli etme" dedi. "Ne kıskanması be, kızın yanında dibin düşünmüştü. Gelmeyi akıl edemezsin diye elini tuttum" dedim. Bana bakıp sadece "yersenn tabi" dedi.Yigitin evine doğru yola çıktık. Üç sokak gerideydi Yiğit ve Alperen'in evi. Ayni ev de yaşıyorlardi zaten. Yol boyunca hiç konuşmadık.
Sonunda eve vardık. Kaan, "5. Kat sağ da ki ilk kapı. sen git arabayı park edip arkandan geliyorum" dedi. "Tamam" dedim. Sonra içeriye girdim. 4. Kata gelip biraz dinlendim. Asansör fobim olduğu için, küçüklükten beri asansör kullanamıyordum. Ben oturduğum sırada Kaan çoktan asansörle 5. Kata varmıştı.
Seslendim ama duymadı kalkıp tekrar çıkmaya devam ettim. Yukarıdan bir şey düştü kafama eğilip baktım Kalpli doğal taş kolyeydi, çok güzeldi. Merdivenler den kumral saçlı bir erkek geldi. "Pardon, kusura bakmayın yalnışlıkla düşürdüm. İyi misiniz?" diye sordu. "Yok önemli değil. Kolye sizin galiba buyrun" dedim. Çocuk, "ah evet, lütfen sizin olsun. Özür hediyesi olarak kabul edin" dedi. Ne kadar ısrar etsemde kabul etmemekle, ama sonunda kabul etme durumunda kaldım. "İsterseniz bir sakıncası yoksa, size kolye'yi takabilir miyim?" dedi.
"Olur" diye cevap verdim. Arkamı döndüm. Saçımı boynumdan çektim. Bana yaklaşıp kolye'yi takmaya başladı. Tam o sırada Kaan aşağıya indi ve bizi gördü. Bana attığı korkunç bakış altında korkmadan edemedim. Soğuk , agresif bir ses tonuyla, "Açelya nerdesin kaç saattir. Seni bekliyoruz" dedi. Çocuğa teşekkür edip yanına gittim. Çocuk hâlâ bizi izliyordu. Kaan çocuğa bakıp sonra belimden tutup yukarıya doğru çıktık. Kapıda, "ne bekliyorsun orada, o kim, boyununda ki kolyeyi o mu sana verdi hiç de güzel değil" dedi. "Güzel değilse değil, seni ne ilgilendirir. Ayrıca asansör fobim olduğu için merdivenlerden çıktım. O sırada kafama kolye düştü. Çocuk da özür hediyesi olarak verdi. Ne diye kızıyorsun" dedim. "Kesin özür hediyesidir. Neyse hadi içeriye geçelim" dedi.
İçeriye geçtiğimizde Alperen bana bakıp, "Woww bu ne güzellik, yengem olmasan sulanırdım" dedi.
Ne bir dakika ne yengesi. "Yenge derken" dedim. Kaan, "boş boğaz işte, boş konuşuyor" dedi. Hemen koltuğa oturdum
Yiğit, "hoşgeldin" diyip masaya cipsler ve mısır koydu. Alperen de içecek ve diyer abur cubur ları getirdi. "Napıyoruz bu gün" diye sordum. Alperen, "sinema ve oyun oynuyoruz" dedii. Bu çok hoşuma gitmişti. Kaan, "hadi geçin" dedi. Büyük bir koltuk tek vardı. Sağ tarafıma Alperen, Sol tarafıma Kaan. Ve Kaan'ın sol tarafına yiğit oturdu. "Ne izliyoruz" dedim. Kaan, "korku filmi" dedi. Sonra, "Korkucaksan yatabilirsin" dedi. Öküz işte, bende cevap verip, "senin gibi bir insanla yan yana oturuyorum. Korku filminden korkmam saçma olur" dedim. Alperen bağırıp, "ve 1-0 Açelya" dedi.
Kaan, "zorla tutan yok siktir edip gidebilirsin. Ah doğru aptal gibi flash'ı kaybettiğin için gidemezsin bir yere, o zaman muhattap olma bu korku sana travma yaratır canın yanar" dedi. Alperen, "maç bitti galibiyet Kaan'da" dedi. kurduğu cümle karşısında sadece sustum. Bilmiyorum ama canımı yakmıştı. Flash bulunduktan sonra artık aralarında olmayacaktım, ve 'canın yanar' dedi. Bilmiyor ki bana her yakınlaştığında canımın yanar gibi olduğunu, ama bunun sebebi neydi. Aşık mı oluyordum. Olmamalıyım Kaan bu, sadece canımı yakar.
Bazen imkânsızı sevmek bile aşktır. Ama o imkansız, bizi daha da dipsiz kuyuya çeker ve can yakar. O yüzden bir daha âşık olmamak için tövbe ettim. Aşk boktan bir şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flash Disk
Teen FictionAtılan iftira sonucu gittiğim yeni okulda okulun en zorba çocuğun flash'ını kaybederek hayatımın eskisi gibi olmayacağını tahmin etmeliydim.