2. Bölüm

212 14 35
                                        

Merhaba

Bu bölümün güzel olacağını düşünüyorum

Keyifli okumalar


~|~



S

abah uyandığımda kendimi çok yorgun hissediyordum. Başımda hafif bir ağrı vardı. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Pijamalarımı çıkartıp aşağıya indim. Babam, Nisa, ve Furkan da kahvaltı yapıyordu. Nazlı sanırım çoktan gitmişti.

Nisa beni görür görmez gülümseyerek, "günaydın" dedi. Bende karşılık vererek, "günaydın" dedim. Nisa ne kadar üvey annem olsa da, bana karşı hep iyiydi, en önemlisi babama karşı da. Babam, "dün Furkanla günün nasıl geçti" diye sordu. Furkanla göz göz geldik. Bana bakıp gülümseyip göz kırptı. "Güzel geçti. Senden sonra beraber film izledik" dedim. Hemde ne film ama. "Anlaşmanıza sevindim" dedi babam. Daha sonra Nisa söz girerek, "Açelya biz sana söylemeyi unuttuk ama, geçen gün babanla hafta sonu sergi için şehir dışına gitme kararı almıştık, kusura bakma bu hafta sonu seninle fazla vakit geçiremedik. İstersen evde kalırsın. Furkan'ı zaten yanında dursun diye tembih ettik. Tabi eğer sıkılırsan eve gitmek için Furkan seni bırakır" dedi. "Önemli değil keyfinize bakın"dedim. Ama Furkanla tüm hafta sonu geçilecek gibi değil. En fazla eve giderim çok bunalırımsam. Babam kalktı benim yanağıma bir öpücük kondurup vedalaştı. Nisa da sarılıp gitti.

Ben de Furkanla baş başa kaldım. Furkan, "eee rahat uyuyabildin mi güzellik" dedi. Ben de, "evet, ya sen iyi yiğişebildin mi?" diye cevap verdim. Güldü, "sen beni mi izliyorsun. Bu kadar alınacağını bilseydim seni de çağırırdım güzelim" dedi. Bu çocuk bu kadar iğrenç olmak zorunda mı. "Tamam sus. Mide mi bulandırma" dedim. "Ben dışarıya çıkıcam. Seninle daha fazla aynı ortamda kalmazsam sağlık açısından daha iyi olur" dedim. Furkan, "sen bana emanetsin güzelim. Ben nereye sen oraya" diyerek zevzek zevzek güldü. Maalesef haklıydı en azından babam için katlanmalıydım. Hafta sonu tatili benim yüzümden mafolsun istemem.

Furkan, "gitmek istediğin bir yer var mı?" diye sordu. Ben, "hayır, ilerde ki parkta biraz yürüyüş yaparız. Akşama yakın sen beni eve bırakırsın" dedim. Furkan, "bu kadar erken gitmene ne gerek var. Yarın da tatil, gel ben seni bildiğim çok güzel bir yere götüreyim" dedi. "Akşam daha iyi olurdu, hem yeni okul için hazırlık yapmam lazımdı. nereye götürceksin abuk subuk mekânlara götürme, yine bir Nazlı vakası yaşayamam" dedim.

Bu sefer motor yerine arabaya bindik. Furkan'a tekrar, "nereye" diye sordum. "Bildiğim bir plaj da arkadaşımın partisi var. dört saatlik yol ama yetişiriz oraya" dedi. "Ne dört saatlik mi? Benim bu akşam eve gitmem lazım, hem sence bir parti için kıyafetlerimiz uygun mu?" diye sordum.
"Önemli değil yolda bir yerde alırız. En fazla böyle gideriz. Sonu ölüm değil ya, ayrıca seni akşam yetiştirmeye çalışıcam olmadı sabah erkenden evine bırakırım" dedi.

Dört saatlik yolculuk da neredeyse bir saatlik yolumuz kalmıştı. Yol boyunca Furkan sadece eski sevgililerinden bahsetti. Hayatımın en kötü anı bu gün olabilirdi. Acaba ne günahım vardı da böyle bir cezayla cezalandırılıyorum. İşte plaj yerine geldik. Herkes mayo giymişti. Furkan, "kıyafetlerimizin aynı olmaması daha iyi, bak düşün herkesten bir farkımız var kızım" diyerek dalgaya vursada ben utanmıyor değildim. Furkan'a sordum, "Dün barda ki insanlar burada olur mu" diye. "Evet hemen hemen yarısı olur. Barda ki herkes ortak arkadaş. Muhtemelen olur" dedi. "Peki ya Nazlı" dedim. "O olur mu bilmiyorum. Apar topar gitti zaten evden belki de olabilir. Korkma ben yanındayım senin" dedi. "Ne korkucam be senin o çiroz sevgilinden" diye çıkıştım.

Flash Disk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin