Bölüm 1 : Gece

216 51 14
                                    

Karanlık yaklaşıyordu.Kapkara bir duman gibi etrafı sarmaya başlamıştı.Ondan kaçmak ya da kurtulabilmek imkansızdı.Sadece gecenin sessizliğinde etrafı ele geçirmesine şahit olurdunuz.Ne durdurabilir ne de geciktirebilirdiniz.Tamamen bir teslim oluşla yokoluş arasında sıkışan ruhların özgürlüğe kavuşması gibi...

***

Gece;kasvetli,istenmeyen aynı zamanda yeni umutlar ve duygular için çıkalan bir yolculuk gibi.Gerekli ve vazgeçilemez.Bazen huzurlu bazen ızdırap ve pişmanlıkla dolu ama yeni renklere açılan bir kapı.

***

Her zaman olduğu gibi karanlık odama açtım gözlerimi.Siyah perdelerin arasından içeri süzülebilmek için çabalayan ay ışığı kendine ufacık bir yer bulmuştu ışığını akıtacak.Grimsi ışık ayak ucuma vuruyordu.Hafifçe gülümsedim.Siyah yorganımı yavaşça üzerimden atıp doğruldum.Çıplak ayaklarımı zeminde sürüyerek banyoya yöneldim.Saat 12'ye geliyordu. Acele etmeden hazırlanmaya başladım.Siyah jeanin üzerinede siyah kapşonlumu giydim. Anahtarı alıp evden çıktım.Apartmanın kapısından çıkmadan duvarda asılı olan büyük beyaz saate baktım.

"Yanlış apartmandasın canım." dedim kendi kendime saçmalayarak.Kapıyı açmamla insanın içini üşütecek cinsten bir rüzgar karşıladı yüzümü.Sıcak nefesimi dışarı verip kapşonumu başıma geçirdim.Genelde gündüz uyur gece dolaşırdım ben.Sanki bütün sokaklar bana aitmiş gibi özgürce,kısıtlama olmadan dolaşırdım.Zaten kalabalıkları sevmezdim.İnsanlarla iç içe olmayı sevmezdim.Geceyi ve yalnızlığı severdim ben.Havanın soğuk oluşuna karşı adımlarımı hızlandırdım.Bir saat yürüdükten sonra sıcak çikolatasını çok sevdiğim bir cafeye gittim.Sıcak çikolatanın boğazımdan geçip her bir zerrimi ısıtışının tadını çıkardım.Ardından biraz daha dolaşmak için caddeye çıktım.Büyük vitrinlerin önünden geçerken çok güzel bir elbise gördüm.Vitrine yaklaştım,ellerimi kapşonunmun cebine koyup elbiseyi incelemeye başladım.Simsiyahtı ve derin V şeklinde bir göğüs dekoltesi vardı.Boyu yere kadardı ve arkadan hafif kuyruğu vardı.Çok sade ama çok da zarif.Pek elbise giymesem de hatta hiç,bu elbiseyi almayı aklımın bir köşesine not ettim.

-"O kadar beğendiysen alayım sana yavrum." dedi arkamdan kalın ve tiksinç bir adam sesi.Korkuyla sıçradım.

-"Noluyor be,manyak mısın?"

-"Ne oldu güzelim,yolunu mu kaybettin? Gel ben sana yolunu göstereyim." dedi siyah saçlı,hafiften sakallı iri yarı adam.Zaten minyon tipliydim şimdi yanında iyice ufalmıştım.

-"Gece gece defolsana adi pislik!" diye cırladım.Adam elini aniden ağzıma bastırıp kolumdan sürüklemeye başladı.İri elleriyle zapt etmeye çalıştığı bir kedi gibiydim.Sesim boğuk çıkıyordu ve etrafta in cin top oynuyordu.Sonunda adamın elini ısırıp kurtulmayı başardım.

-"Yardım edin!" diye bağırmaya başladım.Bir yandan da ellerimle adama vurmaya çalışıyordum.Tekrar üzerime atılacaktı ki arkadan biri adamı kendine çevirip yüzüne sıkı bir yumruk indirdi.Adam inleyerek yere düştü.Saşkınlıktan ağzım açık bir şekilde bir yerdeki adama bir de yumruk atana bakıyordum.

-"İyi misin? Bir zararar verdi mi sana bu piç?" dedi burnundan aldığı sık nefesler arasında.

-"İ-iyiyim.Bir şeyim yok." dedim hem adrenalinin hem de soğuğun etkisiyle titrerken.

-"Gel hadi,gidelim kalkmadan." dedi ve kolumdan nazikçe tutup yola doğru çekti.

-"İyi olduğuna emin misin? Polise gidebiliriz.Arabam az ileride."

-"Gerçekten iyiyim ve teşekkür ederim." dedim az önce dikkat etmediğim yüzüne bakarken.Cadde ışıklarından elmacık kemiklerine gölge düşmüştü.Bana döndü ve;

Karanlığın GölgesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin