Hoşumagidenbirresimişte^
Konu; Bugün Ben Amca'nın aslında bir polis memuru olduğunu öğrendim.
Yani evet.
İyi okumalar.
Peter babasının kokusu hatırlıyordu.
Neden özellikle bu, neden gülüşü değil, neden saçlarının şekli ya da onun sesi değil bilmiyordu.
Sadece kolonya ile karışmış kendine has, ona hoş bir siyahı hatırlatan o koku.
Onun hakkında başka bir şeyi hatırlamaya çalıştığı her seferinde, albümlerde ki fotoğraflardan bir kaç görüntü ve kendi beyninin bu görüntülere göre oluşturduğu üzücü derece de yapay kurgular aklına doluşuyordu.
Ve evet, bu oldukça kalp kırıcıydı. Bir insandan, kendi babasından, sadece ve sadece silik bir koku kalmıştı. Başkaları gibi onun anıları ile dolup taşmıyor, eve geri gelince okulda ki olayları ona anlatamıyor ve kızlar hakkında tavsiye isteyemiyordu.
Ama bu iyiydi.
Gerçekten öyleydi.
Bu kahramanca düşünce tarzından ve her "nasılsın?" sorusuna "süperim!" yanıtı gibi kalıplaşmış bir cevap vermesinden dolayı değildi.
Bu, gülüşünü, yüzünde ki kırışıkları, sesini, kişiliğini ve çok daha fazlasını sonsuza kadar aklında tutabileceği bir adam sayesindeydi.
Ben Parker sayesindeydi.
Onun şu anda olduğu kişi olmasın temel sebebi. Gerek akılcı sözleri ile olsun, gerek erdem konusunda Peter ve Spider-man'in hayatını şekillendirmesi olsun, Ben Parker, gencin tanışma şerefine sahip olduğu en iyi insanlardan birisiydi.
Bedeninin babası Richard ise, düşüncelerinin, Spider-man'in babası Ben idi.
Ve bunun sebebi sadece o öldüğünde kırmızılı kahramanının ortaya çıkması değildi.
Yaşlı adam emekliye ayrılmadan önce bir polisti. Peter'ın küçükken hatırlayabildiği kadarıyla çok, çok geç saatlerde eve gelirdi. Bazen yüzünde bir kaç morlukla ama çoğunlukla o aşılmaz yorgunlukla.
Yine de orada hep bir tebessüm vardı. May ona pansuman yaparken ve gülümsememesini tembihlerken bile bazen kahkaha atar ve o gecenin erken saatlerinde ne olduğunu çoşkuyla anlatırdı.
Peter yatma vaktinin çoktan geçmiş olduğunu bilse bile kapının eşiğinde Ben Amca'nın onun orada olduğunu bildiğinden şüphelense de durur ve evli çifti, ama en önemlisi ona ilham ve umut veren o hikayeleri gizlice dinlerdi.
Çünkü Ben, dünyayı iyileştirmişti. Bir kaç kişi için olsa bile, her şey tam anlamıyla düzelmemiş olsa bile, yaşadıkları bu suç kaynayan şehrin biraz olsun huzura kavuştuğunun öyküsü, masallar gibi geliyordu kulağa. İnsanın içinde herkesin bir şeyler becerebileceği düşüncesi uyanıyor, elleri bir şeyler yapmak için kasılıyordu.
Ama sonra adam emekliye ayrıldı ve çok geçmeden bir kaç yıl sonra gencecik yeğeninin kollarında vefat etti.
Dünya da soyu tükenmekte olan o gururlu ve dürüst insanlardan bir tanesi daha sırf iyi kalbi yüzünden öldürülmüştü.
Ve Peter yaşlı adamı elinde tutarken tüm her şeyi düşünüyordu.
Hikayelerini, gülüşünü, sesini, saçını, yüzünün hatlarını ve kokusunu.
Bu adam ölecekti belki de. Ama Peter, onun kendi babası gibi sadece silik bir fikirden ibaret kalmasına izin veremezdi.
Ben Parker, o gün Spider-man'nin doğuşunun sebebi olmuştu.
Ve gelecekteki pek çok gün için de onun devam edebilmesinin yegane nedeni.
Sadece bir kolonya kokusu değil.
Bir fikir, bir hikaye.
•°•
İlk başta ne yazacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu ama gerçekten Ben'in polis olmasının aşırı ironik olduğunu düşündüğüm için bir şeyler yazmak zorunda hissettim kendimi.
Neyse, Okuduğunuz için teşekkürler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her renk ve duygudan 100 kelime
FanfictionPeter Parker ve Spider-man merkezli kısa hikayeler. Çünkü normalde yazdığım şeyleri devam ettiremeyecek kadar hasta bitkin ve tembelim.