From the mouth of Jungkook;
Soğuk bir bahar günüydü, kendimi rahat, özgür, mutlu hissettiğim tek mevsimdi. Bu mevsim geldiğinde bütün kötü anılarımı unuturdum.
Yani okuluma gidiyordum,ilk günümdü. Diğer okulda beni anlayan yoktu, olmamıştı da. Sürekli zorbalık görüp ezilmiştim. Kendimi arka plana atıp sürekli kendimi üzmüştüm. Ama artık öyle olmayacaktı. Kendimi ön planda tutup değer vermeliydim.
Kenarı mahalleden geçerken bir markete rastlayıp birkaç yiyecek 2 tane de içecek aldım. Okula yaklaştıkça heyecanlanıyorum ve kalp ritmim artıyordu. Okula vardığımda kalbim çarpa çarpa sınıfımı bulup sınıfa çıktım. Ders'e geç kalmıştım. Kapıyı tıklatıp içeri girdim, kalbim yüzünden heyecanlanıp kekledim.
-Geç kaldığım için özür dilerim hocam.
Ortalarda hafif arkaya doğru bir yer bulup oturdum. Büyük ihtimalle boştu burası. Eşyalarımı çıkarıp derse odaklandım. Teneffüs çaldığında uyanmıştım, uyuya kaldığımı anladığımda başıma birisi dikildi.
-Selam çocuk adam! Uzaklardan gelmişsin tanışalım dedim.
-Sana da selam, tanışalım tabiii. Otur karşıma.
Karşıma oturan çocuğa bakıp ela gözlerini inceledim. Ben yüzünü incelerken o kendini anlatıyordu.
-Adım Jungwon, sanırım adın Jung....Jungkook! Değil mi?
-Evet adım Jungkook. Neredeyse benziyor adlarımız.
-Nelerden hoşlanırsın, hangi hava durumunu seversin, hangi mevsim favorin, hobilerin neler? Ah özür dilerim çok soru sordum...
-Sorun yokk, yağmuru severim. Sonbahar favori mevsimim, hobim yok tek başıma takılmayı seviyorum. Sen de anlat.
O kendini anlattığında zilin çalmasıyla diğer teneffüs konuşmak üzere ayrıldı yanımdan. Hoca geldiğinde hepimiz ayağa kalktık, sonra oturup derse başladık. Pencereden dışarıyı izliyordum. Kendimi yağmurun ortasında ıslanırken hayâl ettim. Çok rahat ve güzel geldi gözüme. Okulu tam tanımıyordum ama iyiye benziyordu, umarım zorbalanıp yine aynı şeyleri yaşamazdım. Bunu ne ben ne de bedenim istiyordu. Derste oraya buraya bakarken bir çocukla göz göze geldim, sarı saçlı...kahve gözlü bir çocuktu, dıştan çok normal ve arkadaş canlısı birisi gibi duruyordu. Ben gözümü ayırmayınca o da ayırmadı, bir süre baktık birbirimize. Sonra dayanamayıp çektim gözümü. Kafamı sıraya yaslayıp uyumaya çalıştım. Defteri karaladım senaryo uydurdum ama olmadı. Aklıma birşey gelmiyor ve sıkılıyordum. Derste çok sıkıcı geçiyordu.
Teneffüs çaldığında günlüğümü alıp bahçeye indim, arka taraftan bir banka oturup bacaklarımı çektim ve defteri dayayıp yazmaya başladım. Bugün olanları özetleyip yazdıktan donra kalkıp gidecekken o derste göz göze geldiğim sarışın çocuğun önümde dikildiğini fakr ettim.
-Sen jungkook olmalısın. Yani sanırım.
-Evet jungkook ben, neden sordun?
-Zorbalık sever misin? Duyduğuma göre önceki okulunda çok görmüşsün, burada da gör ne olacak sanki?
Kolumu tutmasıyla sıktı, kolumu çekmeye çalışsam da eli çok sertti.
-Amacın ne bıraksana kolumu?! Ne istiyorsunuz benden bir türlü tükenmediniz...?
-Zorban olsam yeter bana, gerisi umrum dışı. Adın neydi Junckook mu?
-Hayır Jungkook.
-Her neyse, beni ilgilendirmez. Bundan sonra zorbalıklarıma katlansan iyi edersin. Okulun çoğunluğu beni seviyor bunu aklında tut.
Diğer elini çeneme koyup sıktı. Koluma bakmaya çalışsam da çabalamam boşaydı.
-Ha eğer ki, birisine ispiyonlarsan yemin ederim adresine gelirim. Anladın mı?
Sıktığı çenemden dolayı dişlerimin arasından zar zor konuşuyordum.
-Anladım.
Çenemi bıraktığında koluma baktım, kızarmış ve iz çıkmıştı. Demek ki ilk zorbaladığı bende değildim...Çenemi tutup okşadım. Sınıfa çıkarken tuvalete girip çeneme baktım. Hafif iz çıkmıştı, yüzümü birkaç kereden fazla yıkayıp izin çıkmasını sağlandıktan sonra sınıfa çıktım. Sırama geçip oturdum ve gözlerimi kapatarak etrafı izledim. Daha demin bana sert sert bakıp zorbalık yapan çocuk arkadaşlarıyla fısırdaşıp gülüyordu. Ne diye bana böyle yapıyorlardı anlamıyordum bile.. Ne diye beni seçmişlerdi özellikle? Bu soruları düşünmek boşuna da olsa aklımda yer edinmişti. Pencereden dışarıya bakıp arkadaşları arasında eğlenen gruplara baktım ve gülümsedim. Ne güzel hayatları vardı ve memnunlardı da. Keşke benimde böyle bir hayatım olsaydı...
Mutluluk, sevgi, saygı dolu olsaydı. Benim de ortamım olsaydı.. Çok mu zor? Bunları düşünmeyi bir kenara atıp defterime birşey ler karaladığım sırada yanıma Jungwon geldi, sabah benimle konuşan çocuk.
-Selam jungkook, 2.tenefüs neden yanıma gelmedin??
-Eğlenin siz, arkadaşlarınızla aranızı bozmayayım diye gelmedim. İyiyiz biz.
-Öyle birşey yok jungkook, hadi gel takıl bizimle.
Kolumu tutmasıyla sıyrılan ize baktım. Kapatmaya çalışıp onun peşinden gittim.
Arkadaşlarının yanına götürmesiyle mecburi bir gülümseme yerleştirdim yüzüme.-Selam..
Hepimiz selamlaşıp kendimi tanıttık, bir süre sohbetlendik. Kaynaştığımızda zil çalmıştı, ben veda edip yerime geçtim ve defteri karalamaya başladım. Kafama çarpan kağıtla ürktüm. Karşıdan bakan zorba'm Taehyung bana kağıt atmıştı. İçini açtım.
"Sosyal medya hesabın varsa ver, yoksa telefon numaranı ver."
0********
Hemen altına numaramı yazdım. Kağıdı dürüp büktüm ve tekrar ona fırlatıp önüme baktım. Diğer yandan pencereden sızan doğanın sesini dinlerken diğer yandan bu Taehyung denilen çocuğun neden okulda hâlâ duruyor olmasıydı, eğer zorbalık yapıyorsa ve diğerleri de biliyorsa söylemek zorunda. Anlamıyorum neden şikayet etmiyorlar ki? Bu düşünceyi bir kenara bırakıp okul çıkışına kadar sıramda uyudum. Uyuduğum zamanı bile hatırlamıyordum. Çıkış gelmiş herkes toplanmıştı, Taehyung ve arkadaşları yanıma gelip kapağı delikli olan sudan üstüme fışkırtmaya başladılar. Geriye çekilip kollarımla diğer ettim kendimi. Sınıftan çıkmaya çalışıp üstümü düzelte düzelte aşağı indim.
Eve geldiğinde..
Eve gelip üstümü değiştirdim ve telefonuma gelen bildirime aldırmadan yemek hazırladım küçük küçük, bakkaldan aldığım yiyecekler idare ediyordu. Yedikten sonra telefona gelmiş olan bildirime baktım.
0*********
Selam Jungkook, ben zorba'n Tae.-Anladım, belli oluyor zaten.
Bu gece sokağın arasında parti olacakmış, sen de gelsene eğlenceli olur?
-Güvenmiyorum nedense, adresi versene.
****************diye biyer ama baya geniş baya güzel. Akşam bekliyorum seni:)
___________________
Evettt bölüm sonu, kısa oldu ama umarım çok okunur çünkü kolumu hissetmiyorum..
Tercihlerinizi önerilerinizi yazarsanız Memnun olurum..
İyi okumalar!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
242-𝗍𝖺𝖾𝗄𝗈𝗈𝗄
Romance"Jungkook, geçmiş geleceği çizerek bize yol gösterir. Lakin biz o yolları seçersek hayallerimizi bulamayız. Geçmişle değil, kendi hayallerinle geleceğini çiz. Kendini baştan yarat. Hayatta kalmak ve güçlü kalmak istiyorsan yapman gerek.." _ -semet...