Bunlar kimin hatıraları bilmiyorum ama sürekli görüler görüyorum. Sanki reankarne olmuşum gibi ve başka bir hayat yaşıyormuşum gibi hissediyorum. Uyuduğumda orada oluyorum, olayları bir kişinin gözünden yaşıyorum. Ona sürekli dedikleri bir şey vardı ama...
"Raven!"
Raven gözlerini açtı. Yolun ortasında öylesine durmuş, uzaklara dalmış bir halde buldu kendini. Ona seslenen kişiye doğru döndü. Dehşetle bakan kara hareler, kısa, siyah kıvırcık saçlar, çiller ve buğday ten...
"Jaselle? Ben-"
Jaselle bileğini tuttu ve Raven'ı çarşının derinliklerine doğru sürüklemeye başladı. Genellikle böyle olurdu, görüleri görmeye başladığı zamandan beri aklını toparlayamıyordu. Bu da işlerinde sıkıntılar ortaya çıkmasına neden oluyordu. Aklını bir toplasa her şey eskisi gibi olabilirdi, eski Raven bu halini görseydi ondan tiksinirdi. İşe yaramaz dedi kendi kendine.
"Papa, Innenstad'daki gösteriye gitmemizi istedi. Yarım saattir seni arıyordum, neyse ki bir şey olmamış. Aklıma milyon tane seneryo geldi Raven. Dikkatli ol lütfen."
Raven kafasını salladı. Onlara "Kurtlar" diyorlardı. Ülkenin gizli ajanlarıydılar, kimse kimliklerini bilmiyordu ama her an her dakika insanların içindeydiler. Her yere yetişebilir, her şeyden haberdar olurlardı. Bu özellikler halk arasında dolaşan dedikodular olmasına rağmen çok da yanlış sayılmazlardı ama tamamen doğru da değildi. En azından suç işleme potansiyeline sahip insanları korkutmaya yetiyorlardı. Raven görevin ne olduğunu öğrenmeliydi.
"Görev ne?"
Jaselle kafasını döndürmeden ve hızlı bir şekilde arkasında Raven ile yürümeye devam ederken aynı zamanda soruları cevaplamaya çalışıyordu.
"Sanırım gizli bir grup varmış. Akılları sıra bize kafa tutuyorlar. Ülke yönetiminde söz hakkına sahip olmaları gerektiğini düşünüyorlarmış ama Birlik Yönetimi bize tam olarak ne olduklarını ya da neyi amaçladıklarını söylemedi."
İkisi beraber bir falcı dükkanına girdiler. Raven içeri girdiği anda burnuna kurutulmuş bitki kokusu dolmuştu. Her taraf örtülerle kapatılmış, içerisi de mumla aydınlatılmıştı. Masa boştu ama her tarafta falcı aletleri vardı. Jaselle artık bileğini tutmuyordu. tuttuğu yeri ovaladı, bir tık fazla sıkmıştı sanırım.
Jaselle ona burada beklemesini, hemen geleceğini söyledi. Raven ona söyleneni yapıp bekleme başladı. Beklerken etrafını incelemeye karar verdi. Yerde kırmızı, süsülü minderler vardı. Masanın üzerinde bir yerküre vardı. Klasik dönem falcılarının çok kullandığı anlamsız eşyalardan biriydi. Yerlilerin yerküre saçmalığına inanmaları Raven'ın sinirlerini bozuyordu. Refah seviyesinin düşük olmasının bu kesimin saçma sapan batıl inançları olmasına bağlıyordu. Elini yerküreye doğru uzattı, herhangi bir şey hissetmedi. Küreyi eline almaya karar verdi.
Kürenin içinde galaksiler varmış gibi gözüküyordu. Küreyi hafifçe salladı. İçindeki renkler hareket edip birbirine karıştı. Güzeldi ama Raven'ı hala etkilememişti. Küreden sıkılıp masaya koymaya karar vermişti ki bir anda elini elektrik çarptı sandı. Küre yere düştü. Sesi duyan Jaselle yanında bir adamla içeri geri döndü. Jaselle panikle Raven'a ve yerdeki yerküreye baktı.
"Ne oldu?"
Raven çarpık bir gülümsemeyle cevap verdi. "Bir şey yok. Elimi bir şey çarptı sandım." Eğilip yerküreyi alıp masaya geri koydu. Jaselle'in yanındaki adama baktı ve inceledi. Uzun, dalgalı, pembe saçları vardı. Başında bandana şeklinde bağlanmış bir eşarp vardı. Hafif yapılı bir vücudu vardı. Giydiği siyah gömlek ve pantolon bunu belli ediyordu. Raven bakışlarını aşağa indirdiğinde kollarındaki renkli dövmeleri fark etti. Adam, Raven'ın kollarına baktığını görünce kollarını göğsünde kavuşturdu. Falcılıkla uğraştığı belli oluyor diye düşündü Raven.
"Bu kim?" diye sorunca Jaselle gülümseyip eliyle yanındaki çocuğu işaret ederek konuştu. "Tanıştırayım, Waylon Mancini. Kendisi yeni ekip üyemiz ve bu dükkanın sahibi. Falcılıkla uğraşıp bize köstebeklik yapacak. Papa çarşıda duracak birine ihtiyacımız olacağını düşünmüş."
Raven anladığını belli eder şekilde kafasını salladı ve el sıkışmak için elini çocuğa uzattı. Waylon elini sıkmayınca yüzü düşen Raven elini geri çekmek zorunda kaldı. Egoist herif diye geçiri içinden. Aradaki gerginliği fark eden Jaselle ortamı yumuşatmak için oturup plan yapmayı teklif edince üçü birden yerdeki minderlere oturdu. Jaselle eteğinin belinde olan kemere bağlı parşomeni çıkarttı. Bu çarşının haritasıydı. İkisi de beraber Jaselle'in ne söyleyeceğini bekliyorlardı. En sonunda Jaselle anlatmaya başladı;
"Waylon, öncelikle aramıza hoş geldin. Bu senin için ilk görev olacak ama zor bir işin olmadığı için stres yapmana gerek yok. Bu çarşının haritası. Bunu sana emanet edeceğim. Ama öncelikle planı anlatayım. Öncelikle Innenstad'a gidip toplantıya katılmamız lazım. Şu an çarşıda olan tek tim biziz. Diğerleriyle beraber görev paylaşımı yapıp önlem almalıyız. Waylon, senin buradaki görevin insanların ağzını yoklamak olacak. Biliyorsun ki çarşı dedikodu kazanıdır. Ne duyarsan duy bize aktarman gerekiyor. Falcılığı seçmen iyi oldu. Kullanabileceğin tüm taktiklerini kullan ve bilgi edin. Bu küçük grupla ilgili bir şey duyarsan çaktırmadan üstüne düş."
Waylon kızı dinlerken kafasını sallıyordu. Jaselle konuşmasını bitirip haritayı incelemeye başlayınca Waylon, Raven'a yan bir bakış atıp önüne geri döndü. Tabii ki bu Raven'ın gözünden kaçmamıştı. Hiçbir güvensizlik sezmiyordu ama çocuğun garip davrandığının da farkındaydı. O da Jaselle'e döndü. Jaselle kafasını kaldırdı ve bu sefer Raven'a ikisinin ne yapacağını anlattı.
"Raven, bu görev son zamanlarda aldığımız en ciddi görevlerden biri. Bu yüzden senden uyanık olmanı bekliyorum. Lütfen dikkatini topla. Senin için endişeleniyorum, ama eski haline de geri dönmeni istemem. Sonuçlarına katlanamayacağın bir yükü omuzlarına yüklemek istemiyorum. Güçlü olmak acıtır. Gereğinde, yeteri kadar gücün olsa bizim için daha uygun. Bu yüzden emirlerime uy ve dikkatli ol. Toplantıdan sonra yapacaklarımız kesinleşir ve ona göre hareket ederiz. Bu arada lütfen gittiğimizde sakin ol. Sana söylenenleri dinleme, sadece Papa'ya odaklan."
Jaselle 2 yıl önce Papa'nın emri üzerine Kurtlar'ın lideri olarak atanmıştı. Raven onu ne hakkında uyardığının farkındaydı. O lider olabilirdi ama bir zamanlar en güçlü üye Raven'dı ve bunun herkes farkındayı. Bu yüzden ara sıra ona sataşanlar oluyordu. Sürü içerisinde gruplaşma vardı ve çok belli oluyordu. Tabii ki onun tek arkadaşı Jaselle değildi. Yanında olan bir kaç arkadaşı daha vardı ama yine de bazı olaylar sonucu zorbalığa uğramıştı. Gücünden düştüğünde, yıkıldığında onun üstüne giden ve yarasını deşenler olmuştu. Raven bir üyenin öldürülmesine sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Arasında
Fiction généraleKorku bir Anka Kuşu'dur, yanışını binlerce kez izleseniz de yine de geri döner.