Bölüm 3

9 1 0
                                    

Ay sonunda yazabildim. Bu bölümü daha önce yazmaya başlamıştım ama bazı sorunlar yüzünden birkaç ay yazmayı bıraktım ama artık daha düzenli yazacağım.

Yaz tatili bitene kadar bol bol bölüm atmaya çalışacağım.

Neyse bu bölümde uzatmadan baş karakterimizle buluşuyoruz, hadi bölüme geçelim.

ӄɛʏɨʄʟɨ օӄʊʍǟʟǟʀ

✵•.¸,✵°✵.。.✰|✰.。.✵°✵,¸.•✵

Evde yayılan zil sesiyle bakışlarımı bilgisayardan çekip gözlüklerimi çıkardım ve gözlerimi ovuşturdum. Saatlerdir bilgisayar başında raporları hazırlıyordum, artık ekrana bakmaktan gözlerim ağrımaya başlamıştı.

Zil bir kez daha çalınca oturduğum yerden kalkıp odamdan çıktım. Zerrin hanım kapıyı açmış biriyle konuşuyordu, beni görünce gülümsedi.

"Efendim sizin adınıza kargo gelmiş." dediğinde başımı sallayıp onu gönderdim ve kargoyu aldım. Kargocuyu tanıyordum. Bana gelen her kargoyu o getiriyordu çünkü görevdeyken diğer evime gelen kargoların bana ulaşması gerekiyordu, bizde bir kargocu ayarlamıştık benim ismim olduğu her paketi bu eve getirmesi için.Gördüğüm kadarıyla hediye kağıdına sarılmış, 5 cm kadar yüksekliği olan orta boyda bir kutuydu.

Odama geçip kutuyu yatağın üstüne bıraktım ve üzerindeki kağıdı çıkarıp siyah kutuyu açtım. Aslında içinden çıkacak şeyi az çok tahmin etsem de kutuyu açmak sinir krizi geçirmeme sebep olmuştu. İçinde bir elbise vardı, Alex'in bu geceki davet için seçtiği elbiseydi ama sorun elbisenin bir iş davet için çok açık olmasıydı.

Normal bir davet olmayacağını biliyordum, mafya ortakları da orada olacaktı ve aralarından birine beni satmak istediğini de bu elbiseden tahmin edebiliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Normal bir davet olmayacağını biliyordum, mafya ortakları da orada olacaktı ve aralarından birine beni satmak istediğini de bu elbiseden tahmin edebiliyordum.

Bir an bu dusuncenin iğrençliği ile midem bulanınca elimdeki elbiseyi sinirle yatağa attım, şuan bir şeyleri yumruklamayı o kadar çok istiyordum ki. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım ama yapamadım, tek bir çarem kalmıştı sakinleşmek için. Telefonumu elime aldım ve yıllardır açmadığım o kapıya bir göz attım. Hayır bunu yine yapmayacaktım, acilen sakinleşmem lazımdı.

Telefonumu elime alıp acilen Melisa'yi aradım. Telefon birkaç çalıştan sonra açılınca hemen konuşmaya başladım.

"Melisa beni acilen oyalaman lazım." dedim gözlerimi sıkıca kapatarak. Melisa derin bir nefes verdi ve bir süre sessiz kaldı.

"Sen yine odaya girmeyi düşünmüyorsun değil mı?" ben bir süre sessiz kalınca sinirle konuşmaya devam etti. "Yıllarca kendini durdurmuşken şimdi ne oldu da bunu aklından bile geçirdin Öykü! Yeniden kendine işkence çektirmene izin vermeyeceğim, derhal odandan çık." Melisa her zaman bana en yakın olan kişi olmuştu, yaşadıklarıma en yakından şahit olan tek kişiydi. O benim için çok önemliydi.

Görev: AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin